Hekim denklik sınavında kayırılan Suriyeli adayların bakanlık kadrolarına atandığı iddiası

Sosyal medyada yayılan paylaşımlarda Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin yurtdışından mezun hekimlere açtığı denklik sınavında Türk vatandaşlarına 40 kontenjan ayrılıp, hem yazılı hem sözlü sınav şart koşulduğu, Suriyeli adaylara ise 80 kontenjan ayrılıp sadece mülakat zorunluluğu konduğu, sınavı geçenlerin de doğrudan bakanlık kadrolarına atandıkları iddia edildi. Bu iddia doğruyu yansıtmıyor. Yabancı uyruklular devlet kadrolarına atanamıyor, kriterleri sağlarlarsa sözleşmeli çalışabiliyorlar.

 

BULGULAR

  • Paylaşılan görüntüler Tıp Fakültesi Diploma ve Derece Tespit Komisyonu Duyurusu isimli bir belgeden alınmış. Belgede mülakatla ilgili bir ifade bulunmuyor.
  • Belgede değil ama duyuru metninde değerlendirme mülakatı yapılacağı yazıyor.
  • Kontenjanlar üniversitenin koşullarına göre belirleniyor.
  • Yabancı uyruklu kişiler devlet kadrolarına atanamıyor, kriterleri sağlamaları halinde sözleşmeli olarak çalışabiliyor.
  • Mültecilerle çalışmak üzere görevlendirilen yabancı uyruklu doktorlar da kadrolu değil sözleşmeli olarak görev yapıyor.
mültecilere atama

İddia ile paylaşılan belge, üniversitece hazırlanan Tıp Fakültesi Diploma ve Derece Tespit Komisyonu Duyurusu'ndan alınmış. Belge, Yükseköğretim Yürütme Kurulu’nun 27 Mart 2019 tarihli toplantısında alınan karar gereğince ülkelerinde savaş, işgal veya ilhak koşulları bulunanlar için hazırlanmış. Bu durum, savaş veya olağanüstü halle sınırlı; belgelerin teyidi için yazışmalarına cevap alınamaması durumunda geçerli ve üniversitede yapılacak olan “diploma ve derece tespit” değerlendirme işlemlerini bağlıyor.

Savaş, işgal ve ilhakın bulunduğu ülkeler ise Suriye, Irak, Libya, Yemen, Filistin, Somali, Güney Sudan ve Kırım olarak sınırlandırılmışBelgede mülakatla alakalı bir ifade bulunmuyorancak üniversitenin duyurusunda değerlendirmenin mülakatla yapılacağı belirtilmişMülakatta tercüman bulunmasına da izin veriliyor. Daha önce yayınlanan bir duyuruda da sözlü sınavda tercüman bulundurulabileceği söylenmişti.

YÖK tarafından hazırlanan Tanıma ve Denklik El Kitabına göre tıp programları, diğer birçok programla birlikte denklik işlemlerinde ders, staj tamamlama, seviye tespit sınavı veya pratik eğitim gibi farklı SYBS süreçleri uyguluyor (s.19). Eğer diploma sahiplerinin mezun oldukları program YÖK tarafından belirlenen akreditasyon koşullarını sağlamıyorsa, Seviye Tespit Sınavları (STS) yapılıyor. STS ile adaylar isterlerse klinik bilgilerin ölçüldüğü yazılı sınava ya da üniversitelerce hasta muayenesi gibi becerilerin ölçüldüğü pratik sınavlara giriyorlar (s.20). Başvuruda kontenjanı ise üniversite koşulları belirliyor (s.20). Yapılandırılmış klinik sınavlara her bir üniversite tarafından sayılı başvuru alınabildiğinden, sadece haklarında Seviye Tespit Sınavı kararı alınmış olan adaylar başvuru yapabiliyor (s.103).

YÖK’ün el kitabında şu sözlere de yer verilmiş:

“Denklik işlemleri, doğası gereği birtakım sorunları içinde barındırır. Yurt dışında tanınan bir yükseköğretim kurumunda devam edilen programın ve alınan bir diplomanın Türkiye’de tam bir karşılığını bulmak her zaman mümkün olmaz. Bu durumlarda ya başvurular reddedilmekte ya da başvuru sahiplerine ilave ders/staj tamamlama, sınav veya pratik uygulamalar yaptırılmaktadır. Bu durum, bazı başvuru sahiplerini memnun etmeyip şikâyetlere neden olabilmektedir. Ancak şunu ifade etmek gerekir ki, denklik süreçlerinde yapılan yeni düzenlemelerle birey ve toplum açısından olabildiğince adil ve rasyonel bir sistem oluşturulmaya çalışılmıştır.” (s.15)

Sistem özünde adalet ve rasyonaliteyi gözetecek şekilde kurgulansa da, her başvuru sahibine denklik sağlanması mümkün olmayabiliyor. Bu da şikayetlere yol açabiliyor. Tıp programı için denklik sınavlarının gereklilik nedeni de şöyle anlatılmış:

“Ülkemizde tıp programlarında diploma doğrudan kamu veya özelde istihdama izin vermektedir. Uzmanlık denkliklerinin aksine, tıp lisans mezunları Sağlık Bakanlığında diploma tescil aşamasında kazanımları ve yeterlikleri değerlendirecek ek bir sınava veya başka bir işleme tabi tutulmamaktadır. Diğer sağlık programlarında da kamuda istihdam için meslek sınavından ziyade KPSS gibi merkezi sınavlar gerekmekte iken özel sektörde doğrudan istihdam olanağı olabilmektedir. (...) Dünyada çeşitli ülkelerde tıp denkliği ülkemizden farklı olarak akademik ve istihdamda farklılaşmaktadır. Ayrıca ülkemizdeki gibi tıp diploması, tescil sonrası, doğrudan ve her yerde (özel/kamu hastaneleri) meslek icrasına izin vermemektedir.” (s.19)

Denklik sınavları için başvurular YÖK üzerinden alınıyor ve ilk etapta bir kontenjan sınırlaması bulunmuyor. Diğer yandan sonrasında sınavların gerçekleşeceği okullar sınır belirleyebiliyor. Yani iddiadaki denklik sınavı kontenjanları tam anlamıyla gerçeği yansıtmıyor.  AYBÜ, mülakatlar için 80 aday belirlemiş, ancak iddiaya konu edilen belgede de ya da diğer kaynaklarda Türk vatandaşlarına ne kadar kontenjan ayrıldığı yer almıyor.

MÜLAKAT DUYURUSU SADECE BİR ÜNİVERSİTECE YAPILMIŞ

Örneğin Şubat ayında Hacettepe Üniversitesi’nde yapılan sınavda 30 kişiye hak tanınmış. Kontenjan okullarca belirlendiği için, geçtiğimiz yıllarda farklı sayılarda öğrenciler sınavlara dahil edilmiş. Geçtiğimiz Aralık ayında aynı üniversitede yapılan sınava ilahiyat alanında birlikte 103 yabancı uyruklu aday kabul edilmiş. Temmuz 2019’da ise tıp alanında 15 kişinin girdiği sınavda sadece bir kişi başarılı olmuş. 15 kişi de yedeğe seçilmiş. Bu listede yabancı bir isim de var.

Ancak el kitabında “mülakat” kelimesi hiç kullanılmamış. Denklik işlemlerinde ders, staj tamamlama, seviye tespit sınavı veya pratik eğitim gibi farklı SYBS süreçlerinin uygulandığından ve Seviye Tespit Sınavları’nın kimlere yapıldığından bahsedilmiş. Ayrıca Resmi Gazete’de yayınlanan mevzuatta da “mülakat” kelimesine yer verilmemiş. YÖK tarafından yayınlanan değerlendirme süreçlerine burada da yer verilmiş. Değerlendirme sürecine mülakatların da dahil edildiğine dair bir duyuru yapılmamış. Bu sadece iddia konusu belgede geçiyor. Bu belge ise Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi tarafından yayınlanmış resmi bir belge. Yani bu üniversitede değerlendirilecek olan ülkelerinde savaş, işgal veya ilhak koşulları bulunan kişiler, gerçekten de yazılı veya sözlü sınava değil, mülakata girecek.

Türk vatandaşı adaylara dair bir liste ya da sınav duyurusu ise hiç yapılmamış. YÖK’ün 17 Haziran 2020 tarihli toplantısında güncellenen sınav takvimi kararları ise şöyle:

tıpta denklik

Yayınlanan tablolara göre, tıp alanında denklik sınavları ülkelerinde savaş, ilhak ve işgal koşulları bulunan adaylar için Ekim ayında Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi bünyesinde, alandaki diğer sınavlar Kasım ayında Ankara Üniversitesi’nde, Aralık ayında ise Gazi Üniversitesi’nde gerçekleşecek. Açıklamada ismi geçen Anadolu Üniversitesi ise tabloda yer almıyor. AYBÜ dışında kalan üniversiteler ise hiçbir açıklamada bulunmamış. Okula ulaşıldığında ise konu hakkında bilgi verilmedi.

Yalnızca Ekim ayında bu alanda ikinci aşama sınavını yapacak üniversite olan Hacettepe, kontenjan ya da sınava girecek kişilerin bilgilerinin paylaşılmadığı bir duyuru yapmış.

BAKANLIK KADROSU İÇİN TÜRK VATANDAŞLIĞI ŞART

İddianın diğer kısmı ise bu kişilerin Sağlık Bakanlığı kadrosuna alınacağı. Ancak yabancı uyruklu doktorlar normal prosedürlerle kamu kuruluşlarında görev yapamıyor. Sağlık Bakanlığı’nın Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nde yabancı uyruklu doktorlara yönelik herhangi bir madde bulunmuyor. Özel hastanelerde görev almak içinse Sağlık Bakanlığı’ndan alınan denkliğin ardından Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan çalışma izni almak gibi kriterlere tabi tutuluyorlar. Yani Suriye uyruklu doktorların Sağlık Bakanlığı kadrosunda denklik işlemlerinin ardından yer alabildiği doğru değil. Türk vatandaşlarının da bu sınavla atamaya katıldığına dair bir ifade bulunmuyor. Atama Sağlık Bakanlığı'nın açtığı başvurular üzerinden mezuniyetin ardından yapılan mecburi görevden sonra yapılabiliyor

2015 yılında kabul edilen Yabancı İstihdamı Kanun Tasarısı’na göre “yabancı sağlık mesleği mensupları, o kadro için Türk vatandaşlarının talebinin olmaması şartıyla, 4924 Sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılmasına İlişkin Yasa uyarınca kamuda sözleşmeli çalışabiliyorlar. Bu yasayla çeşitli aile hekimliklerinde çalışmaya başlayan birçok hekim olmuş. Bu kişiler kamu personeli olmayan meslek mensuplarına yönelik tercihlerle yerleştiriliyor.

Kamu kurumlarında yabancı uyruklu doktorlara yönelik bir diğer istisna ise Suriye uyruklu doktorlar için yapılmış. Bu istisnaya göre Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından kurulan barınma merkezleri ile Sağlık Bakanlığı’nca koordine edilen ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca uygun görülen göçmen sağlığı merkezlerinde çalışmak isteyen Suriye uyruklu sağlık meslek mensupları, Türkiye’de geçici koruma altına alınanlara hizmet vermek üzere, mesleğini icraya yetkili olduğuna dair belge ibraz etmek kaydıyla Görev yapabiliyor. Ancak bu hekimler kadrolu değil, sözleşmeli olarak çalışıyor. Görev yapmalarına olanak sağlayan madde, geçici madde başlığı altında yer alıyor.

2016 yılında yayınlanan “Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların Çalışma İzinleri Dair Yönetmelik” ile 2017 yılında Şanlıurfa’da Suriyeli doktorlara eğitim verilmiş ve Suriyeli doktorların Sağlık Bakanlığı’na başvurduktan sonra gerekli olduğunda göreve çağrılabilir hale gelmeleri sağlanmıştı.

Mülteciler Derneği de, Türk vatandaşı olmadan kamu kuruluşlarında kadrolu çalışmanın mümkün olmadığını yineledi. Hekimler, AB ile Sağlık Bakanlığı’nın ortak bir proje kapsamında, yedi haftalık bir eğitimin ardından göçmen sağlığı merkezlerinde sözleşmeli çalışabiliyor. 1 Aralık 2016 tarihinde başlatılan SIHHAT Projesi, 29 il ve 178 göçmen sağlığı merkezini kapsıyor ve AB tarafından fonlanıyor. Bu proje ile 700’e yakın Suriyeli doktora istihdam sağlanmış.

Daha önce Suriyeli öğretmenlerle ilgili de benzer bir iddia ortaya atılmış, ancak bunun da AB projesi olduğu ortaya çıkmıştı.

 

Etiketler
Hekim denklik sınavı
suriyeli doktor
mülteci
sağlık bakanlığı
mülteci doktor atama
atama