Türkiye’nin İlacı Ortak Girişim Grubu

Bir önceki yazıma zor zamanlar; zor koşullar’ vurgusu ile başladığımda kendi kendime ‘’acaba umutsuz bir yaklaşım mı sergiliyorum’’ diye sormuştum. Umutsuz olmayı hiç sevmedim. Umutsuzluk aşılayana da hiçbir zaman iyi gözle bakmadım. Herhalde ondandır şu zor zaman ve koşullarda bile yeni bir Dünya’nın kurulduğuna şahitlik ettiğimizi düşünmem. Yine ondandır sürekli aklıma İsmet Paşa’nın ‘’yeni bir Dünya kurulur; Türkiye yerini bulur’’ şeklinde sarf ettiği sözlerin aklıma gelmesi ve tüylerimin diken diken olması.

İyi tamam da; neden bunca olumsuzluğa, bunca dengesizliğe rağmen heyecan duyuyorum? Etrafımızda iş yerlerini kapatmak zorunda kalan esnaflar, işten çıkarılan emekçiler, salgın nedeniyle yaşamını yitiren insanlar varken hem de. Tabi ki tüm bu insanların yaşadığı sıkıntıyı duyumsuyor ve onların acısını paylaşıyorum. İşte tam da bu insanların, bizim insanımızın yokluk içinde bir Cumhuriyet kurabilmiş olan devrimci geleneklerine güveniyorum. Cumhuriyeti kuran kadroların içinden geldiği fedai geleneğidir tüylerimi diken diken eden de.

An itibariyle Dünya’da güç dengesinin bozulduğunu, Dünya’nın sıklet merkezinin Asya’ya doğru kaydığını ve bu jeopolitik değişiklikler nedeniyle yeni saflaşmaların meydana geldiğini gözlüyoruz. İsmet Paşa’nın da dediği gibi bu saflaşmada Türkiye de yerini buluyor; Atlantik boyunduruğundan kurtulup komşuları ile yeniden bir araya geliyor. Tabi bu durumun Türkiye siyasetine de etkilerini görüyoruz. Birbirine uzak siyasi gelenekten gelen insanların, bu yeni saflaşmada bir araya geldiklerini ve birleştiklerini tecrübe ediyoruz. Jeopolitik gerçekler Türkiye içinde de siyasi konumlanmayı belirliyor; Türkiye’yi birleşmeye ve üretmeye zorluyor. Türkiye’de geleceği, üretenlerin ve birleştirenlerin şekillendireceğini şimdiden söyleyebiliriz.

Sözünü ettiğimiz tüm bu dengesizlikler ile değişimlerin doğal olarak ilaç ve eczacılık alanına da yansımaları olduğunu görüyoruz. İlacın 'gıda takviyesi' adı altında zincir market raflarına yerleştirilmeye çalışıldığını ve dijitalleşmeye bağlı olarak internette pazarlandığı günleri yaşıyoruz. On yıllardır ilacı ve eczacıyı birbirlerinden ayırmaya dönük eylemleri gözlemliyoruz. Türkiye’de eczacılar da bütün bu sorunların üstesinden ancak birleşerek ve üreterek gelebilirler.

Sorunlara birleşerek yani örgütlü geleneğe sahip çıkarak çözüm bulunabilir. Sorunlara üreterek yani kooperatif geleneğini, ilaç dağıtımı alanından ilaç üretimi alanına yönlendirerek çözüm bulunabilir. Özetle eczacı örgütçülük ve kooperatifçilik geleneğine sahip çıkarak bir üretim modeli oluşturmak yoluyla geleceğini şekillendirebilir. Üzerinde durulması gereken soru şu; “bunu nasıl yapabilir Türk eczacısı?”

Şu anda eczacılar küçük sermayeleri veya oluşturdukları ufak çaplı ortaklıklar ile bitkisel ürün ve ‘gıda takviyesi’ pazarına girmeyi tercih ediyorlar. Hal-i hazırda sahip oldukları imkanlar daha büyük hedefler koymayı engelliyor olabilir.  Çünkü büyük hedefler ve proaktif girişimcilik anlayışı beraberinde büyük risklere katlanmayı da gerektirir. Bizim eczacılar olarak tartışmamız gereken konu da sözünü ettiğimiz daha büyük hedeflere ulaşmak için oluşturmak zorunda olduğumuz ‘üretim modeli nedir’ sorusunun cevabını bulmaya yönelik olmalıı.

2020 yılının Eylül ayında ABD Büyükelçisi Satterfield, ‘’Türkiye'deki devlet hastanelerinin yabancı ilaç şirketlerine borcunun bir yıl içinde 230 milyon dolardan 2.3 milyar dolara çıktığını’’ söyleyerek ‘’şirketlerin böyle devam etmek istemeyebileceğini; bunun da Türkiye’nin çıkarına olmayacağını’’ ifade etti. Burada ABD Büyükelçisi’nin sözünü ettiği ilaç şirketlerine ait ilaçlar, hayati önemi olan ileri teknoloji ürünü olan ilaçlardır. Büyükelçi’nin tehditvari sözlerinin altında bu ürünlere erişimin durması halinde önemli hastalıkların tedavisinin sekteye uğrayacağı gerçeğinin bilmesi yatmaktadır. Ülkemizde kanser ilaçları, diyaliz solüsyonları, kan ürünleri gibi ürünlerin üretimi konusunda büyük bir boşluk bulunmakta; her yıl önemli ölçüde kaynak bu ürünlerin ithalatı için harcanmaktadır. Türkiye’de eczacılar tam da bunları üretmeyi hayal etmeli ve bu hayali gerçekleştirmek üzere  ‘nasıl bir model oluşturmalıyız’ sorusunun cevabını aramaya başlamalı. Bu ürünleri ilerleyen zamanda üretmeyi kendisine hedef olarak belirleyip ilk aşamada jenerik ilaç pazarında tecrübe kazanma yolunu seçmelidir.

Bakınız; bugün ülkemizde yeni tip Koronavirüse karşı aşı çalışmaları yapan çalışma grupları için TÜBİTAK bir ‘Ağabey’ görevi üstlenerek onları bir araya getirmek suretiyle aralarında bir iletişim sağlayıp bilgi ve tecrübelerini paylaşmalarına öncülük ediyor. Aynı ‘Ağabey’ modelini Türk Eczacıları Birliği, Eczacı Kooperatiflerini de yanına alarak üretim yapmak isteyen eczacılar için uygulayamaz mı? Bu konuda atılım yapmak isteyen eczacıları kooperatiflerin dayanışmaya dayanan tecrübesini kullanarak bir araya getirip, Novogenix ve TEBEM gibi iştiraklerini bu organizasyon için kullanamaz mı?

Bugün Türkiye’de 50’ye yakın eczacılık fakültesi bulunuyor ve bu fakültelerin bir kısmı hal-i hazırda öğrenci almıyorlar. Türk Eczacıları Birliği bu fakültelerin Ar-Ge faaliyetleri için kullanılan araştırma alanlarına dönüştürülmesi amacıyla bir takım girişimlerde bulunabilir. Tüm bunların yanında eczacı bilim insanlarından konu ile ilgili bir Bilim Kurulu oluşturup girişimci eczacıları bilimsel olarak destekleyebilir.

Eczacı odalarının kongrelerinde havada uçuşan vaatleri düşününce, bana son derece uygulanabilir olarak görünen bu öneriler bazılarınıza abartılı gelebilir. Lütfen kusuruma bakmayın; ben daha da arttırmayı düşünüyor ve bu modele isim bile önermek istiyorum. Araba üretimi konusunda irili ufaklı firmaların bir araya getirilmesiyle oluşturulan ‘’Türkiye’nin Otomobili Ortak Girişim Grubu’nu” örnek alarak “Türkiye’nin İlacı Ortak Girişim Grubu” ismini öneriyorum.

Ve son olarak şunu söylemek istiyorum. Pek yakında eczacı odalarının kongreleri yapılacak. Tüm meslektaşlarıma önerim şudur ki; ısrarla bu konuyu gündeme taşıyalım ve yerine getirilemeyecek boş vaatler yerine “ilaç üreten eczacının” tartışılmasını sağlayalım…

 

DR. ECZ. BARIŞ TOLGA DEMİRCİGİL

 

 

 

 

Etiketler
eczacı