Tıbbın alternatifi “homeopati” olur mu?

.

Homeopati, "Similia Similibus Curantur" doktrininden kaynaklıdır: “Benzer şeyler benzer şeylerle tedavi edilir.” bizdeki deyimle “Çivi çiviyi söker.” gibi.

Homeopati, sağlam bir insanda hastalık belirtilerini ortaya çıkarabilecek maddelerin çok düşük dozlarda hastaya verilmesiyle tedavi edilebileceği inancına dayanır. Başka bir deyişle sağaltım (tedavi), hastalıkla doğrudan savaşmak yerine, vücudu hastalıkla savaşmaya teşvik ederek tedavi etmeyi temel alır.

Hasta ya da hasta yakınları çaresiz kaldıklarında tedavi için her yolu denemeye yatkındırlar. Bu anlaşılabilir bir olgudur. Ancak koşullandırmayla tuzağa çekildiğini bilmeyen kimi insanlar, ne demekse, “doğal yollarla tedavi olma” isteğini tıbbın önüne geçirerek, tedavilerini aksatmaktalar. Adına “alternatif tıp” denen yanıltmaçlardan birisidir homeopati. Bu kavram yeterince bilinseydi tercih nedenleri arasında yer alamayacaktı. Çünkü homeopati uygulaması demek her bireye ayrı bir ilaç demek. O halde böyle bir uygulamayı yapabilmek için, anatomiden histolojiye, endokrinolojiden nörolojiye, psikiyatriden kardiyolojiye, velhasıl tıbbın tüm branşlarını hatmetmenin yanında, ilaç ve madde geçimsizliklerini, dozlarını vb. farmakologların hepsinden daha çok bilmeleri gerekir ki bu da yetmez, kimya ve fizikten de yıldızlı pekiyi almaları gerekir. Yetti mi? Yetmez. Dıdının dıdısı yani. Meseleyi don lastiği gibi uzatmanın anlamı yok, ne dediğimiz anlaşılmış olmalı!

Binlerce yıl öncesinden günümüze ulaşmıştır homeopatik yöntemler. Alman asıllı Samuel Hahneman (1755-1843) adındaki doktor bilinen bu yöntemi yaşadığı çağa taşımış ve tıbbi zemine oturtmaya çalışmıştır. O yıllarda bütün tıbbi rahatsızlıklara, bedenin dört ana sıvısındaki dengesizliğin yol açtığı düşünülmekteydi; kan, balgam, kara safra ve sarı safra. Hahneman, kan akıtma, bağırsakları boşaltma veya sülük kullanarak kan emdirme gibi uygulamalarla sözü edilen beden sıvılarını dengelemeye çalışıyordu. Dengesizliğe neden olduğu düşünülen maddeler binlerce kez seyreltilip ve agresif olarak çalkalanarak hastaya verilirse, vücudun kendi sıvılarını dengeleyebileceği şeklinde bir yaklaşım geliştirdi. Adını da koydu: Benzerler Yasası.

Anımsayalım, Medikritik.com’da yayımlanan Tıbbın alternatifi ‘akupunktur’ olur mu? başlıklı yazımda şöyle bir bilgi sunmuştum: “Çin inanışına göre Yin ve Yang evrenin ve doğanın işleyiş düzeneklerini anlatan bir öğretidir. Evrenin dinamiğini karşıt kutuplarla açıklar. Beş dönüşüm kuramıdır temel ilkeleri. Bunların simgesel adları, ateş, toprak, metal, su ve odundur.” (https://medikritik.com/kose-yazilari/tibbin-alternatifi-akupunktur-olur-mu)

Ne çok benzerlik var değil mi?

Homeopatinin, telkine dayalı bir etki ortaya çıkarma hali olan plasebo etkisi dışında yararının olduğu bilimsel olarak kanıtlanamamıştır. Bu nedenle homeopatik yaklaşımlar geleneksel/bilimsel tıbbın yerine kullanılırsa, hastalar tedaviden yoksun kalacakları için geri dönüşsüz durumlar ortaya çıkabilir. Biz biz olalım, bilimin yolunu kolay kılalım. Saygıyla efendim.

 

Etiketler
geleneksel alternatif tıp
homeopati