İki Belge Üzerine Yorumlar: Nasıl bir Sağlık Yönetimi, Nasıl bir TTB?

Sosyal medya hemen her
şeyin anında yayıldığı, haberleştiği ortam. Yalan, yanlış bilgileri yaymaya
yarasa da sosyal medyanın çoğunlukla olumlu bir işlev gördüğü kuşkusuz.

Kocaeli Valisi imzasıyla
sosyal medyaya düşen ekteki belge bir bakıma buyruk niteliği de taşımakta. Amaç,
ilk bakışta kutsal ve toplumsal. Sağlık kurumlarının daha fazla hastaya hizmet
vermeleri yönünde atılmış bir adım gibi.

Hekim olmayan ya da
sağlık ortamını yeterince tanımayan pek çok kişi sayın valinin bu buyruğuna
olumlu yaklaşabilir.

Bu ortamı yakından
tanıyan ve hatta bir parçası olan bizler için durum farklı. Sağlık ortamının
ülkemizdeki en önde gelen sorunu iş yüküdür. İş yükünü nicelik olarak
algılarsak bu niceliğin artışıyla ters orantılı olarak sağlık hizmetinin
niteliği düşmektedir. İlginç olan bu durumun böyle olduğu kesinlik taşısa da ne
hizmeti alanlar ne de hizmetin verilmesinde yönetsel konumda olanlar
olumsuzluğu göz ardı edenlerin bir tutum sergilemekte oluşlarıdır.

Bir kez daha yinelemiş
olmak pahasına! Sağlık hizmeti sunumunda işbaşındaki yönetimin yaşama geçirdiği
pek çok uygulama halk nezdinde ilgi görmüştür. Sayısız olumsuz durum bu olumlu
algı nedeniyle ya fark edilememiş ya da fark edilse bile hak ettiği tepkiyi
görmemiştir.

İki satır yazıyla hekimleri birim zamanda daha fazla hasta bakmaya zorlayan sayın valinin bu gerçeklerden haberdarlığı ne düzeydedir? Sağlık ortamında iş yükünü artırması kaçınılmaz olan bu uygulamanın yaratabileceği ikincil ya da üçüncül sakıncaların da farkında olmayabilir sayın vali. Sağlık ortamında ÇOKLUĞU artıran her uygulamanın sağlık hizmeti niteliğindeki YOKLUĞA eşdeğer bir durum yaratacağı sayın valiye ve onunla birlikte yönetsel konumdakilere anlatılabilse keşke!

Böylesi açık ve yalın
bir yanlışlık karşısında kimlere görev düşer? Hiç kuşkusuz hekimlerin meslek
örgütü TTB (Türk Tabipleri Birliği) ve işkolunda örgütlü sendikalar ilk akla
gelen kuruluşlardır.

Tam da bugünlerde
gündemde olan sağlıkta şiddetle ilgili bir paylaşım TTB resmi internet
sitesinde yer aldı geçtiğimiz günlerde. Okurlar söz konusu yazıyı kapsamı ve
şiddetin önlenmesi önerilerinin yerindeliği bakımından da değerlendireceklerdir
elbette.

Ancak, okumakta
olduğunuz bu yazının ilgi alanını dağıtmamak bakımından bir önemli ayrıntıya
değinmekle yetineceğim.

Yazının başından,
yazının T.C. Sağlık Bakanlığı’na yazıldığı anlaşılıyor. Oysa, yazıda ilâç
reçeteleme kurallarının değiştirilmesine ilişkin istemler yer alıyor. Her
şeyden önce ilâç reçeteleme kurallarını düzenleyen kurum Sağlık Bakanlığı değil
Sosyal Güvenlik Kurumu’dur. Yazı, yetkisi ve etkisi olmayan bir kurumdan
istemde bulunmaktadır. Dolayısı ile yok hükmündedir. Bilgisizlik değilse
özensizlik söz konusudur.

Bu önemli ayrıntı
gerekçesiyle sağlık ortamındaki bir diğer oyuncu olan hekim meslek örgütünün
duruşuna ve etkisine değinmekte yarar görüyorum. Üzerine görev olmayan konulara
odaklanarak saygınlık ve zaman yitiren TTB’nin bu küçük yanlışını tekil ve bir
kezlik yanlışlık olarak niteleyemiyorum. İlgi alanını gerekmediği kadar
genişleten ülkemizdeki 150 bin dolayındaki hekimin (üye olsun/olmasın) sesi
olma göreviyle donatılmış olan TTB’nin bu ve benzeri konularda çözüme katkının
bir parçası olmaktan uzak kaldığını üzülerek izliyoruz. Varlık gerekçelerini
unutan, bu gerekçelerden başka pek çok siyasi olaya/olguya ilgisini diri tutan
TTB’nin gerçekten var olması gereken alandaki yokluğu bu geri plan göz önüne
alındığında şaşırtıcı değildir.

TTB’nin hemen her
adımında yanı başında olan iş kolunda örgütlü kamu çalışanları sendikasının
etnikçilik ve ayrılıkçılık bağlamında çok daha sınır tanımaz olduğunu ve buna
bağlı olarak da sendikacılıkta etkisiz kaldığını eklemekle yetiniyorum.

Yönetenlerin sınır
tanımazlığı, yer yer bilgisizliği ve bunlara eklenen meslek örgütü etkisizliği
ortamda önemli bir boşluğa yol açmış oluyor. Bu boşluk ortamında etkisini
artıran yönetsel unsurlar karşısında başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanları
koruma ve kollama yoksunluğu çekiyor.

Tutunacak dalı olmayan sağlık çalışanlarının meslek örgütü ve sendikalar bağlamında yapmaları gereken çok şey olduğu bir kez daha ortaya çıkmış oluyor. Çok şey dememe yanıltıcı olmasın. Hekimlerin illerde tabip odalarına ve dolayısı ile de TTB’ye sahip çıkmaları, yöneticilerini seçerken kimi temel ölçütlere bağlı kalmaları hiç de zor değil. İki senede bir gün göz ardı edilen bu temel zaman içinde etkisiz ve silik bir hekim meslek örgütü olarak bizlere geri dönmüş oluyor.

Dr. Ceyhun Balcı

Yeni yorum ekle

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.