Bilindiği üzere aile hekimliğinde izinler yönetmelik ile belirlenmişken, Anayasa Mahkemesi'nin "izinler kanunla düzenlenmeli" kararından dolayı bir ara dönem yaşanmış; bir görüş yazısı ile kanunsuz bir şekilde onaylanmıştı. Bu noktada bulunduğum ilde birkaç girişimde bulunup ben ve Hüseyin Güntürk arkadaş 2017 haziran ayında vekaletsiz izin için başvuru yapmıştık. O dönem izne çıkmamıza ve vekalet bırakmamıza rağmen bizde ücret kesintisi yapılamamıştı. İzin her insanın anayasal hakkıdır, bu iznin önüne bir vekalet engeli koyarak ücret kesintisi ile engellemeye çalışmak ya da bunu bir tehdit unsuru olarak kullanmak anayasal hakkı engellemektir.
Aslında birinci temel kural; izin anayasal haktır. İkinci temel kural ise izinli günleriniz çalışılan günden sayılır. İşte aile hekimliğinde uygulanan izin konusu bu iki hukuksal normu yok sayan bir anlayışla yapılmış durumda. Şimdi gelelim şu anki duruma, 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nun “personelin statüsü ve malî haklar” başlıklı 3. maddesine, 05/12/2018 tarihli ve 30616 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7151 sayılı “Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 26. maddesi ile “Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının yıllık izinleri, yıl içinde çalışılan süre ile orantılı olmak ve ait olduğu sözleşme döneminde kullanılmak üzere otuz gündür. Ayrıca beş gün kongre ve seminer izni ile yıllık izin bitiminden sonra mazeretleri nedeniyle beş gün idari izin verilebilir. Evlenme, ölüm, doğum ve emzirme hallerinde, 657 sayılı Kanunun 4/B maddesi kapsamındaki sözleşmeli personele ilişkin izin süreleri uygulanır. Hastalık durumunda, bir mali yılda en çok on günlük dönemler halinde toplam kırk güne kadar hekimin uygun görmesiyle hastalık izni verilebilir. Bir defada on günü aşan hastalık izni ancak sağlık kurulu raporu ile verilebilir. Sözleşmeli aile hekimi iken aile hekimliği uzmanlık eğitimi yapmakta olanlar, bu eğitimleri kapsamındaki hastane rotasyonu süresince izinli sayılır.” hükmü eklenmiş ve 05/12/2018 tarihi itibari ile yürürlüğe girmiştir. Bahsi geçen metinde ‘’vekalet‘’ kelimesi geçmediği halde uygulamada sanki kanunda varmış gibi uygulanmakta ve aslında izin hakkı elimizden alınmaktadır. AHEF olarak aile hekimlerinin her türlü sorunu ile ilgilendiğimiz gibi bu temel konuda da efor harcıyoruz ve harcamaya devam edeceğiz. Kamu kurumları arasında iznini bu şekilde kullanan başka bir kurum yok iken, bize sürekli hastanedeki hekimlerin izin durumları ve döner sermaye hak edişlerinin kesintiye uğratılması üzerinden karşılaştırma yapılmasının hukuksal hiçbir karşılığı yoktur. Çünkü aile hekimleri aslında kamu personeli mi değil mi o bile belli değilken, idarenin bunu yeri geldiğinde "siz kamu personelisiniz" demesi, işine gelemediği yerde de "siz özel statüdesiniz" demesinden de anlaşılacağı gibi; ücretlendirmesi, çalışması her konuda farklılık gösteren iki kurumun karşılaştırılması doğru değildir. Sözün özü şu şartlarda aile hekimliğine izin hakkı yoktur, biz vekaletsiz izin hakkımızı sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz.
Dr. Hacı Yusuf Eryazgan
Şanlıurfa Aile Hekimleri Derneği Başkan Yardımcısı
AHEF 2. Başkanı