"KARAR VERME AŞAMAMDA EN BÜYÜK ETKEN 'SAĞLIK ORDUSU' OLDU"
Aşı konusunda gönüllü olmaya nasıl karar verdiniz?
Gönüllü olup olmamayı öncesinde çevremdeki insanlarla da sıkça konuşmuştuk. Karar aşaması bir anda oldu fakat karar verme aşamamda en büyük etken salgınla mücadelenin kahramanları “Sağlık Ordusu” oldu. Sağlıkçılarımız tam 8 aydır canla başla mücadele yürütüyor. Gazeteciyim ve bu mücadeleye yaptığım haberlerle hep destek olmaya çalıştım. Ancak gönüllü aşı uygulaması vatandaşlara da yapılmaya başlayınca “Neden olmasın” dedim. Örnek teşkil etmek ve bilime katkı sunmak istedim. Bu mücadelede aylardır bir yandan bizlerin canı için diğer yandan aşı için gecesini gündüzüne katan Sağlık Ordusuna borçlu olduğumu hissettim. Asla denek, kobay olarak düşünmedim kendimi. Bu düşüncelerin ardından aşıya gönüllü olan vatandaşları canlı yayında görüntülemek için gittiğim Ankara Şehir Hastanesi'nde gönüllü oldum.
Kronik bir rahatsızlığım da var. Gerçek bir virüs ile bir anda tanışmaktan ise aşı ile adım adım bağışıklık kazanmayı da düşündüm. Bir form doldurdum. Kimlik bilgilerim, ardından rahatsızlığım olup olmadığı soruldu. Tarama testlerim yapıldı. Bunlar, PCR ve antikor testleri. Çünkü aşıya gönüllü olabilmeniz için daha önce Covid-19 geçirmemiş olmanız gerekiyor. Her iki testimin sonucu da negatif çıktı. Hastaneden aradılar ve gönüllülüğümün kabul edildi.
“9 ARALIK'TA İKİNCİ DOZ AŞIYI OLACAĞIM”
Takibiniz nasıl yapılıyor, süreç nasıl işliyor?
İlk doz aşımı 25 Kasım’da yaptırdım. 9 Aralık'ta ikinci doz aşıyı olacağım. 28'inci günde de genel muayene yapılacak. Bir yıllık bir gözlem, takip süreci olacak. Günlük sabah akşam ateş ölçümü yapıyorum ve hastaneden bana verilen bir takip broşürü var. Ona bilgileri giriyorum. Herhangi bir belirti olduğu anda da verilen telefon numaralarından sağlık çalışanlarına ulaşabiliyorum.
“HERHANGİ BİR YAN ETKİ İLE KARŞILAŞMADIM”
Şuan herhangi bir yan etki var mı?
Hayır. Bugün (2 Aralık 2020) tam bir hafta oldu aşıyı yaptıralı ve herhangi bir yan etki ile karşılaşmadım.
“BİLİMDEN UZAK, GERÇEKLİLİĞİ OLMAYAN İDDİALARA KULAK ASMADIM”
Aşılar konusunda kamuoyundaki tartışmalar sizi etkiledi mi?
Gönüllü olurken elbette ufak tefek endişelerim oldu. Ancak bu “Yok genetiğim değişecek, yok aşıyla vücuduma çip yerleştirecekler" gibi bilime dayanmayan korkular değildi. Aşıyı yaptırmadan önce yanımda bir Bilim Kurulu üyesi de vardı. Kendisi bana aşı çalışmaları ve yapılacak aşı hakkında da kapsamlı bilgi verdi. Bu yüzden böyle bilimden uzak, gerçekliliği olmayan iddialara kulak asmadım. Sadece kamuoyu değil bu süreçte beni şaşırtan çok telefon aldım. Birçok insan arayarak “neden aşı olduğumu, biraz daha beklemememi, nasıl güvendiğimi” sorup durdu. Ancak bu yük sadece sağlık çalışanlarının omzunda taşınamaz. Bu süreçte bunu çok net gördüm. Hastalıkla cephede sağlıkçılar savaşacak, aşı geldiğinde “hadi sağlık çalışanlarına yapılsın da sonuçlara göre biz de yaptırırız.” denilecek. Bu yaklaşımların hiçbirini doğru bulmuyorum. Kovid-19 gerçekten var ve onunla mücadele topyekun olur. Bunu da tecrübe edindik.
“AŞILAMA SONRASINDA DA HİÇBİR PİŞMANLIK DUYMADIM”
Kamuoyundaki tartışmalara da geri dönecek olursak özellikle Çin aşısı üzerinde bir propaganda yapıldığını da düşünüyorum. Özellikle aşıyı olduktan sonra Bilim Kurulu üyeleri başta olmak üzere çok sayıda doktor ile görüştüm. Faz 1, faz 2 aşamasında etkili sonuçlar alınan Çin aşısının yüzde 70 dolayında bir olumlu etkisi olduğu belirtiliyor. Ayrıca Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye’nin milli aşısının da tıpkı Çin gibi inaktif aşı olduğunu belirtti.
Yeni teknolojiyle yapılan aşıların sonuçlarının henüz ne olacağı belli değil. Açıkçası yeni teknolojiyle yapılan bir aşıya da belki gönüllü olabilirdim ama daha tedirgin olabilirdim diye düşünüyorum. Çünkü yaptırdığım aşı daha geleneksel yöntemlerle yapılan, tecrübelere dayalı bir aşılama türü. Bu yüzden açıkçası korku yaşamadım. Maalesef grip aşısına bile karşıtlık yaşanabiliyor. Aşılama sonrasında da hiçbir pişmanlık duymadım.
MEDİKRİTİK.COM