Alkol ve madde kullanım bozukluğu zaman içinde gelişen bir beyin hastalığıdır. Aynı etkiyi elde edebilmek için kullanılan miktarın giderek artması ya da kullanılmadığı zaman kullanılan maddenin cinsine göre değişen öznel veya nesnel yoksunluk belirtilerinin olması temel ölçütlerdir. Başarısız kullanımı denetleme çabası; tekrar kullanmayla sonuçlanan bırakma girişimleri; sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerde azalma; fiziksel, ruhsal veya sosyal sorunlar yaşanmasına rağmen kullanımı sürdürme ve alkol/madde kullanımı için kuvvetli bir arzu duyma belirtilerinden ikisinin bulunması alkol/madde kullanım bozukluğu tanısı koymak için yeterlidir.
Alkol özelinde değerlendirecek olursak erkekler için haftada 14 birim* ve üstü, kadınlar için haftada 7 birim ve üstü alkol kullanımı tehlikeli kullanıma işaret etmektedir. Bir günde 5 birim ve üstü alkol kullanımının varlığı benzer şekilde zararlı kullanımın göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bu miktarlar Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenmiştir.
Pek çok kişi eğer içmeye sabahtan başlamıyorsa, içince eşini dövmüyorsa, kederden içmiyorsa, köprü altında yaşamıyorsa alkolle bir sorunu olduğunu kabul etmeye yanaşmaz. Bir doktorla görüşmeyi kabul etmiştir, çünkü aile ‘çok telaşlıdır’ ve doktor onun ‘bağımlı olmadığını’ söyleyerek aileyi sakinleştirecektir. Bazı sorunlar olduğu doğrudur, ancak bu sorunlar alkol kullandığı için değil, aile ‘bir bardak suda fırtına yarattığı’ içindir.
Bazı kişiler alkolle bir sorunu olduğunu kabul eder. Sorunlar artık yok sayılamayacak boyuta ulaşmıştır, mızrak çuvala sığmamaktadır. Kendileri de alkolle ilişkili yaşanan sorunlardan rahatsız olmaktadır. Ancak seçenekler çok parlak değildir. Alkolden ayrılmak onlar için çok imkânsız görünmektedir. Sosyalleşme alkolle özdeşleşmiştir. Üstelik sabahtan içmeye başlamadıklarına göre onlar ‘bağımlı’ değillerdir. Örneğin kavga çıkaracak kadar içmezlerse, ki bu her içtiklerinde olmamaktadır, bir sorun olmayacaktır.
Hocam ben bağımlı değilim. İçkiyi sevdiğim için içiyorum’. Tedavi kurumlarında çalışanların en sık duyduğu cümlelerden biri budur. Bir kişinin sevdiği için içmesi, alkol kullanım bozukluğu tanısını dışlamaz. Bugüne kadar gördüğüm alkolle sorunu olan kişiler arasında sevmediği halde içen kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Alkolün sık ve yoğun kullanımı kişide bir şeye hizmet ettiği için, kullanım devam ediyordur.
Tam da sevdiği için o ‘sevgiliden’ ayrılmak bu kadar güç olmaktadır. Ancak bu öyle bir sevgilidir ki kişiye zarar veriyordur. Yoğun ve sık alkol kullanımı sonucunda ya karaciğeri bozulmaya başlamıştır ya aile içi çatışma artmıştır ya iş yaşamında verimi düşmüştür ya giderek ‘rezil olduğu’ durumlar yaşadığı için itibarını yitirmektedir... Zaten alkol bu zararları oluşturduğu için bir sorun alanı haline gelmiştir. Yine de bu sevgiliden ayrılmaya karar vermek ve uygulamak güçtür. Hem özlem duygusu ile nasıl başa çıkabileceğini bilmez hem de zarar verse dahi sonuçlarını kestirebildiği içmeye devam etme yerine, sonuçları konusunda bir fikir sahibi olmadığı ayıklık endişe verici olabilmektedir.
AYIK BİR YAŞAMIN İNŞASI
Oysa alkolle ilişkili yaşanan pek çok olumsuzluk nedeniyle ayık kalmak alkol kullanımını sürdürmekten çok daha kolaydır. Bu tabii ki bir günde sağlanmaz. Ayıklık, inşa edilmesi gereken bir yaşam tarzıdır. Meşakkatli bir iş olduğu şüphe götürmez. Ancak aktif bağımlı yaşamı sürdürmek de çok zordur. Doğru bir tedavi programı, Adsız Alkolikler grubuna devam etme ve diğer destek sistemlerinin harekete geçirilmesi ile ayık bir yaşam inşa edilebilir. Bir hastamın deyimiyle ‘ayıklığın da bir kafası vardır ve bu zevklidir’.
Yeni yorum ekle