Bugün acil serviste nöbetçiydim.
Sabah otelden çıkıp hastaneye giderken Sıra selvilerden çıkıp, arabayı iki dakika durdurur, Taksim anıtına bırakır hastaneye öyle geçerim diye hesaplamış, bir sokak satıcısından almıştım. Bir iki gündür odamdaydı.
Pek seviştik kendisi ile canım. Fotolardan görürsünüz.
E insan sabah akşam yalnız olunca otel odasında, ortamını güzelleştiren çiçek ile bile, hayatın keyifli anlarını pek de güzel duyumsayabiliyormuş.
Hem akşam kahvaltımda bana eşlik de etti güzellik.
Arada eve çiçek almayı ihmal etmeyin dostlar.
*
Dün akşam üzeri bizim ekipten Aşkan Hoca ile yazıştık. Sanırım işi çıkmış, “Abi nöbeti değişelim mi?” dedi. Ben de “Uygundur.” dedim. Nöbet yarına kaldı, e çiçek de bana.
23 Nisan tarihi hayatımda oldukça önemli yer tutar.
Öncelikle ulusal bayramımızdır. Kutlu olsun
Büyük oğlum Egemen’in doğduğu tarihtir. Koskoca adam oldu adam. 26 yaşında dev gibi adam.
Ne koyulur ki 23 Nisanda doğan çocuğa başka ad?
Ulusal mı? Egemen mi? Çocuk mu? Bayram mı?
Egemen'im doğum günün kutlu olsun yavrum.
*
Küçük oğlumun da bayramıdır. Ama ben ona 23 Nisanları sadece çocuk bayramı olarak öğreten ve çocuklarına aslında büyük kötülük yapanlardan değilim.
23 Nisan "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramıdır" sadece çocuk bayramı özelliği ön planda olamaz, olmamalıdır.
Vatan işgal altındayken, millet yoksul, elde avuçta hiç bir şey yokken, "Ümitsiz durum yoktur Ümitsiz insanlar vardır. " dedi ve o kötü durumdan vatanı kurtarmak için önce iradenin oluşacağı meclisi kurdu Atam.
Demek ki neymiş? Önce kendine, kendi gücümüze inanacakmışız. İçinde bulunduğumuz; bizi esarete götürecek kötü durumla savaşmak için, gereksinim duyduğumuz güç yalnız biz kendimizmiş.
Sonra, sonra insiyatifi ele alıp, meclisi kuracakmışız. Temelde nasıl bir yaşam istediğimizi gösteren irademizi oluşturacak, gösterecek, uygulayacak meclisi.
Yok öyle herkes ayrı telden. O zaman gelir esaret. Boynunu çeviremezsin boynunu.
Farklı kökenlerden, kültürlerden, inançlardan da gelsek ortak noktalarımızı, ortak kaynaklarımızı ortak geleceğimiz için bir araya getirme sürecine bir olma sürecine ise uluslaşma diyoruz.
Onun bunun kölesi, esiri idik. Haşmetmeaplarının tebası idik. Onun yurdunda yaşıyor, onun işlerinde çalışıyor, onun istediği şekilde çalışıyor, yaşıyorduk.
Onun her şeyi onundu, bizim herşeyimiz ise yine onundu. Hayatlarımız dahil.
Köleydik köle.
Bir araya geldik, Ulus olduk. Güçlü olduk.
Bakalım süreç ne getirecek? Zaman ne gösterecek? kader de varsa ;), neye yarar üzülmek demedik.
Meclisi kurduk. İrademizi oluşturduk, planladık,uyguladık. Kendi geleceğimizi kendimiz belirledik. Egemen olduk Egemen.
Hayatımız, vatanımız, çocuklarımız, geleceğimiz konusunda tek egemen biz olduk.
Ne diyor Mustafa Kemal:
23 Nisan 1920
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır.
O da millî egemenliktir.”
Sen hayatının dizginlerini hemen eline almaz isen, sana boyunduruk vuran çok olur. Örümcek ağları ile seni sarıp sarmalar. Boynunu çeviremezsin, ondan izinsiz tuvalete bile gidemezsin tuvalete, çakala çukala emanet yaşar gidersin. Ona da yaşamak denirse.
Atam Ulusal egemenliği kalktı tam 100 yıl önce Vatanın tüm çocuklarına emanet etti. Hepimizin çocuklarına; Ayşe'lere, Mehmet'lere, Cansu'lara, Egemen'lere, Efe'lere, Vera'lara, Berfin'lere, Roza'lara , Niko'lara, Agop'lara…
Emaneti çocuklara etti ki daha nice yüzlerce yıl; ulusal egemenlik, yani kendi hayatı üzerinde söz söyleme hakkı, yalnız çocuklarımızda, milletimizde olsun diye.
Kurbanınız olayım, lütfen yeğenlerime bugün uluslaşmayı, bir olmayı, güçlü olmayı, kendi hayatları üzerinde kendi iradelerini göstermeleri gerektiğini, insiyatif almaları gerektiğini, Egemenliğin anlamını öğretin.
Bunları öğretmeden,
"23 Nisan neşe doluyor insanlar" ile,
"Atam dünyada çocuklara bayram armağan eden tek liderdir" ler ile ahan da ülkece geldiğimiz nokta budur.
Kendi hayatı ile ilgili insiyatif almayan, sesini yükseltmeyen, kendi hayatını zamana bırakan, nehirde akıntı ile bir o kıyıya bir bu kıyıya çarpan kütükler gibi hayatını geçiren insanlar doldu çıktı ortaya.
Siz kendinizi ve özellike çocuklarımızı lütfen bu bayramın sadece Çocuk bayramı olduğunu düşünenlerden koruyun. Hele hele spidermenler ile, supermenler ile çocuklarımızın bayramını kutlamaya kalkan siyasilerden, yani anamızı öpen Amerikan Kadısının, mandacılarından, daha da bir koruyun.
**
Bir aydan fazladır sarılamadığım Efe’min ve tüm yeğenlerimin "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk" bayramını yürekten kutlarım.
Evlerine gidemeyen bizler için, çocuklarına sarılamayan tüm doktorların, tüm sağlık çalışanlarının yerine; tüm yeğenlerime sıkı sıkı sarılın ve Egemenliğin anlamını tam bugün anlatın, özümsetin ki Vatanımıza yine bahar gelsin, yine kuşlar ötsün.
Yok yok ; bu seferki bahsettiğim bahar 100 yıl önce gelen bahar
Şüphesiz o da geri gelecek.
Sevgilerimle
Dr. Alpay Genç
Yeni yorum ekle