
Prof. Dr. Okan Kuzhan
Bulaşıcı bir hastalığın birden fazla ülkede veya kıtada görülmesi, böylece tüm dünya için tehdit oluşturması durumuna pandemi denilmektedir. Araştırma sonuçları, Covid 19 virüsünün daha önce bildiğimiz Coronavirüs türlerinin mutasyonuyla doğal yollardan oluştuğunu ve yayıldığını göstermektedir. Zaten virüslerin sürekli mutasyon geçirdiği, çok masum sanılan birçok virüs türünün birdenbire ölümcül olabileceği bilinmektedir. O halde elde kesin kanıtlara dayanmadan komplo kuramı oluşturanların iyi niyetli olmadıklarını düşünmek yanlış olmayabilir.
Tarih boyunca birçok salgın hastalık sayısız insan kaybına yol açmıştır. 1914 ile 1920 yılları arasında yaklaşık beş yüz milyon insana bulaşmış ve elli milyon insanın ölümüne yol açmış olan İspanyol gribi bu salgınlardan yalnızca biridir. Birinci Dünya Savaşı sırasında ABD ve müttefikleri salgını saklamış, salgın haberlerine sansür uygulamıştır. Dünya, salgın haberlerini savaşa girmemiş ve basını özgür olan İspanya’dan öğrendiği için bu hastalığa aslında yanlış bir terim olan İspanyol Gribi adı verilmiştir. Geçmişte İspanyol gribi salgınında bu kadar çok kişinin ölmesinin nedenleri salgınla ilgili haberlere sansür uygulanması ve dünya savaşları döneminde salgınla uluslararası mücadele edilmemesidir. Bugün geçmişten ders alıp bu pandemiyi sonlandırmak için etkin uluslararası işbirliğinin yollarını geliştirmemiz gerekmektedir.
Coronovirüs salgınının kanser hastalarına etkisinin daha ağır olup olmadığı merak edilmektedir. 31 Ocak 2020 tarihinde Çin’de enfekte olan 1590 hastanın %1’i (toplam 18 kişi) kanser hastasıdır. Toplam Çin nüfusuna göre kanserli hastaların virüs ile enfekte olma riski daha yüksek gibi görünse de kanserli hastaların çoğu aynı zamanda sigara içicisi ve yaşlı olduğundan dolayı, eldeki verilere dayanarak kanser hastalarının Coronavirüs ile enfekte olma risklerinin daha yüksek olduğunu söyleyemeyiz . Ancak Coronavirüs salgının yaşlıları ve kalp hastalığı, şeker hastalığı, kronik tıkayıcı akciğer hastalığı, yüksek tansiyon ve kanser gibi kronik hastalığı olanları daha olumsuz etkilediği gösterilmiştir. 21 Mart 2020 itibarıyla Çin’de 80 yaşın üzerinde enfekte olanların %14,8’i, 70-79 yaş arasında olanların %8’i, kanser hastalarının %5,6’sı yaşamını yitirmiştir.
Önümüzdeki
haftalarda kanser hastalarının
kendilerini tedavi eden onkologlarıyla iletişim içinde
olmaları
gerekir. Doktorları kemoterapiye devam etmek ya da ara vermek
konusunda onları bilgilendirecektir. Ulusal ve uluslararası
rehberlerde bu salgın döneminde
kontrol muayenelerinin ertelenmesi önerilmektedir. Böylece hem
hastalara virüs bulaşma
olasılığı azalacaktır hem de hastanelerin gereksiz doluluğu
önlenecektir.
Metastatik hastalıkta
kemoterapiyi ertelemek bazı hastalar için
uygun olmayabilir. Bu nedenle lösemi, küçük hücreli akciğer
kanseri, testis kanseri gibi kemoterapi kesildiğinde kanserin
ilerlemesinin çok
hızlanacağı
olgularda kemoterapiye ara verilmemelidir. Ancak kemoterapiden
beklenen yararın çok
az olduğu
bir hasta grubunda erteleme yerinde olabilir. Bu konuda kararın,
ayrı ayrı her hasta için
medikal onkoloğu
tarafından verilmesi gerekir.
Kanser
ameliyatlarıyla
tümör
tamamen çıkarıldıktan
sonra, kanserin yineleme ve metastazlarını azaltmak için
verilen kemoterapilerde de her hasta için ayrı
ayrı karar vermek gerekir. Yineleme riski çok
düşük
olan bazı
kanserlerde kemoterapiyi ertelemek uygun olabilir.
Kanser
ameliyatlarında
da karar her hasta için
ayrı
verilmelidir. Yapılacak ameliyat aynı zamanda tanıya yönelik
ise ertelenmemelidir. Ancak, acil olmayan ameliyatlar güvenle
ertelenebilir.
Kanser
hastası
hastaneye geldiğinde kendisinde ateş, boğaz ağrısı, öksürük,
nefes darlığı
gibi yakınmaları yoksa maske takmak zorunda değildir. Ancak Sağlık
Bakanlığı tarafından yapılacak öneriler
zamanla değişebilir.
Bu önerilere
mutlaka uyulması
gerekir. Örneğin
5 Nisan 2020 tarihinden başlamak üzere
yirmi yaş
altında ve 65 yaş üzerinde
olanların
sokağa çıkması
yasaklanmıştır. Sokağa çıkanların
maske takmak zorunda olduğu bildirilmiştir. El temizliği herkes
için
çok önemlidir. Bunun için eldiven takılmasına
gerek yoktur, yararı olmadığı gibi zararı bile olabilir. Önemli
olan virüs bulaşmış
yüzeylerden
eldivenli veya eldivensiz elle yüze, göze ve ağıza
virüs
taşınmamasıdır.
İç
İşleri
Bakanlığı‘nın sokağa çıkma
yasağı tedavileri süren
bireyleri kapsamamaktadır.
Hastalarımız doktorlarından alacakları durum bildirir sağlık
belgelerini emniyet görevlilerine
gösterebilirler. Hastanede işleri
biten yaşları kaç
olursa olsun tüm kanser hastalarının,
evlerine döndükten
sonra sokağa
çıkmamaları
gerekir.
Aktif
kemoterapi alanların,
sağlık izinleri alıp çalışmamaları
ve evde kalmaları gerekir. Bunun için
idari izine gereksinimleri yoktur. Çünkü zaten tedavi gören
kanser hastaları
doktorlarından sağlık raporu alabilirler. Ancak tedavileri bitmiş
ve tam iyileşmiş bireyleri hasta kabul etmemek gerekir.
Kanser
hastalarının
Coronavirüs
salgını
sırasında pnömokok,
influenza gibi diğer
aşıları yaptırmalarında sakınca yoktur. Hastaların kendilerine
hangi aşıların gerektiği konusunu ve zamanlamasını
doktorlarıyla görüşmeleri
önerilmektedir.
Evlerinde
yakınları
kanser hastası olanların dikkat etmesi gereken bazı durumlar
vardır. Ev içinde
yakın
temasta bulunmamak, diğer kişilerle en az bir metre sosyal mesafeyi
korumak, el temizliği kurallarına uymak önemlidir.
Evde kuşkulu
belirtileri görülen
aile bireylerinin maske takması
gerekir. Olanaklıysa, bu kişiler kanserli yakınlarından farklı
odalarda kalmalıdır.
Yukarıdaki
soruların yanıtları önümüzdeki
günlerde değişebilir.
Çünkü
tedavi gördükleri serviste aktif Coronavirüs enfeksiyonu tanısı
konulursa servisin 14 gün
kadar kapatılması
ve başka bir alana taşınması gerekmektedir. Bazı hastanelerde bu
mümkün
olmayabilir ve tedavi hizmetleri bir süre için askıya
alınabilir. Bazı hastanelerin ileride tamamen pandemi hastanesine
çevrilmesi
ve salgın
olgularına bakım dışında tüm
hizmetlerin durdurulması
gündeme
gelebilir. Ne yazık
ki bazı medikal onkolog ve kemoterapi hemşireleri de virüs
taşıyıcısı
veya hasta olabilirler. Hastalar doktorlarına bir süre
ulaşamayabilir.
Tabip Odaları ve Onkoloji Dernekleri, Sağlık Bakanlığı ile
yakın işbirliği içinde
çalışmaktadır
ve bu tür
olağanüstü
durumlarda neler yapılması
gerektiği sağlık çalışanlarına
ve halka duyurulacaktır.
Önümüzdeki
günlerde sosyal medyada bilgi kirliliği
artacaktır. Lütfen
yanlış
kaynaklara güvenip
yaşamınızı
tehlikeye atmayınız. Sağlık meslek örgütlerinin
bildirilerine güvenin. Soğukkanlı
kalınız. Ülkemiz,
daha zor salgınları,
daha sınırlı kaynaklarla ve daha sınırlı bilgi birikimiyle
geçmişte,
yenebilmiştir. Biz sağlıkçılar
görevimizin
başındayız;
bize güveniniz.
Yeni yorum ekle