Sağlık çalışanlarının hakları bugünlerde daha yoğun bir şekilde tartışılırken bu konular arasında en önemlilerden birisi de "COVID-19'a" yakalanan sağlık personellerinin durumunun iş kazası olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği sorusu.
Bu soruya yanıt arayan AV. Dr. Türker Fatih Çiçek kendi internet sitesi üzerinden açıklamalarda bulundu.
AV. Dr. Türker Fatih Çiçek 'in yapmış olduğu açıklama şöyle:
Daha önce Sağlık personeli açısından COVID-19 enfeksiyonunun İş Kazası Kapsamında Değerlendirilmesi başlıklı yazımda COVİD-19 enfeksiyonunun sağlık personeli açısından iş kazası olarak değerlendirilmesi gerektiğinden bahsetmiştim. Aynı yazıda Yargıtayın İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle Ukrayna’ya yapılan sefer sırasında kendisine H1N1 (domuz gribi) virüsü buluşan tır şoförü olan işçinin, Türkiye’ye döndükten sonra meydana gelen ölümünün iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiğine dair kararını paylaşmıştım.
Bu yazıda fikrimizi destekleyecek nitelikte olan ve birçoğumuzun hatırlayacağı üzere sağlık personellerinin KKKA (Kırım Kongo Kanamalı Ateş) hastalığı nedeniyle enfekte olmasıyla sonuçlanan olayların neticesinde sağlık personellerinin açmış olduğu davalardaki iki karar örneğini paylaşacağım.
1) 2008 yılı Haziran ayında Ankara’da Sağlık Bakanlığı Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi ’nde yaşanan olayda hastanenin Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’ne KKKA teşhisiyle yatan bir hastada “kardiopulmoner arrest” gelişmesi üzerine hastaya “resusitasyon” yapan görevli hekime de aynı hastalığın bulaşmasıyla, görevi başında ve görevi nedeniyle KKKA hastalığına yakalanan hekim, 8 gün yatarak, 10 gün de evde istirahatle takip edilerek 18 günlük tedavi süreci sonunda hastalığı atlatmıştır. Hasta olan hekim tarafından tedavi sürecinde kendisine ödenmeyen döner sermaye payının ödenmesi,diğer maddi ve manevi zararlarının karşılanması için Sağlık Bakanlığı’na dava açılmıştır.
Hekim tarafından Sağlık bakanlığına açılan davada Ankara 11. İdare Mahkemesi özetle “Davacının görevini ifa sırasında hizmetin kuruluş ve işleyişinden dolayı uğradığı zararın, zarar ile idari eylem arasında nedensellik bağını ortadan kaldıracak haller olmadığı sürece tazmini gerekmekte olup, davacının idarece sağlanan imkanlar ölçüsünde gerekli tedbirleri aldığı ancak henüz bulaş yolları tam olarak ortaya konmamış KKKA hastalığına kendi kusuru sebebiyle veya nedensellik bağını ortadan kaldıracak başka bir sebebe dayalı olarak yakalandığına dair somut bir bilgi veya belge bulunmadığından davacının varsa maddi ve manevi zararlarının tazmini gerekmektedir. Ölümcül bir hastalık olduğu kamuoyunca da bilinen ve son yıllarda sıkça rastlanan KKKA hastalığına, bu hastalığı tedavi ettiği sırada salt görevinin sebep ve etkisi ile yakalanan ve bu konuda kusurlu davrandığı ortaya konmayan, hastalığın tedavi sürecinde ve sonrasında manevi olarak ağır elem ve üzüntü duyduğu tartışmasız olan davacının tazminat isteminin mesleki risk ilkeleri çerçevesinde takdiren kabulü gerekmektedir” şeklinde karar vermiştir.
2) Bolu Köroğlu Devlet Hastanesi’nde görev yaparken Kırım Kongo Kanamalı Ateşine yakalanarak kaldırıldığı Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hayatını kaybeden 27 yaşındaki hemşirenin mirasçılarını açtığı davada ise Sakarya 1. İdare Mahkemesi özetle ''ülkemizde herhangi birini kene ısırması sonucu KKKA (kırım kongo kanamalı ateşi) virüsüne yakalanıp yakalanmadığının kesin olarak anlaşılabilmesi için Hastanelerde yapılan kan tahlillerinin yeterli olmadığı, kesin teşhisin Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığının ilgili uzman bölümünce konulduğu, buna rağmen, olayda hastanede yapılan tahlillere itibar edilmek suretiyle kendisini kene ısıran kişinin KKKA virüsü taşıyıp taşımadığı kesin olarak belirlenmeden herhangi bir tecrit önlemi alınmaksızın tedavi hizmeti verilmesinde idarenin açıkça hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat isteminin kabulünün gerektiği'' şeklinde karar vermiştir. İdare Mahkemesince verilen karar Danıştay 15.Daire Başkanlığı tarafından hukuka uygun görülerek onanmıştır.
Bu kararlar gözönüne alındığında Sağlık Personelinin Hizmet sunumu nedeniyle idarenin veya işverenin yeterli önlemleri almaması nedeniyle yakalandıkları hastalıkların iş kazası olarak değerlendirileceği, İş kazası olarak değerlendirilmesi nedeniyle idarenin veya işverenin oluşacak zararları tazmin sorumluluğunda olduğu açıktır.
Av. Dr. Türker Fatih ÇİÇEK
Yeni yorum ekle