Sağlık ve sosyal hizmet alanında çalışan kamu personellerinin sosyal ve hukuki haklarının korunması amacıyla, 2020 yılının ekim ayında kurulan Hemşireler ve Tüm Sağlık Profesyonelleri Sendikası (HEP-SEN), Türkiye'de ilk kez kurucuların tamamının hemşire olduğu bir sendika olarak kayıtlara geçti. Ankara Masası'na konuşan HEP-SEN Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Şimşek, "Sadece bir sendika kuralım diye çıkmadık yola. Saha anketleri yaptık ve yüzde 95'lik orandan, ‘siyasetsiz ve sağlık camiasının sesi olabilecek bir sendikaya ihtiyaç var’ cevabını aldıktan sonra yola çıktık." dedi.
Covid-19 pandemisinde canhıraş çalışırken gördük ki sahada çalışan kişiler el atmadığı takdirde bu sorunlar çözülmeyecek diyen Yunus Şimşek, kendilerini sendika kurmaya iten sebepleri şöyle anlattı: "Kamu sağlık sosyal iş kolunda yaklaşık 40’ın üzerinde sendika var. Özellikle bu pandemi dönemi sonrası sendika sayısı arttı. Biz saha çalışması yaptığımızda da, ‘neden yeni bir sendika kuruyorsunuz?’ sorusu bize çok geldi. Genel olarak Türkiye’de sağlık camiasına bakıldığı zaman birçok kronik sorun ve pandemiyle beraber de akut sorunlar var. Fakat bu sorunların çözümüne yönelik doğru reçete yok. Yani sorunların kaynağına gidilmeden lokal pansumanlarla çözülmeye çalışılıyor. Dolayısıyla çok köklü çözüm bulunamıyor ve sorunlar gittikçe derinleşiyor. 50 yıllık, 70 yıllık sorunlar var. Özellikle Covid-19 pandemisinde canhıraş çalışırken gördük ki sahada çalışan kişiler el atmadığı takdirde bu sorunlar çözülmeyecek. Sorunları en iyi bilen ve yaşayan bizler böyle bir mücadele içerisine girmek durumunda kaldık. Kolları sıvadık artık inisiyatif alma sırası artık sahada. Sorunlar dışarıdan direktiflerle, beylik cümleler ile çözülmüyor. Sahada sorunları yaşayan bizleriz. Saha yine şunun kararını verdi: ‘Evet ben halk sağlığı için kahramanca mücadele ediyorum ama bir yandan da kronik sorunlar var. Bu sorunların çözümünü de yine sahadan kurulan bir sendikanın yapması gerekiyor.’ Biz sadece bir sendika kuralım diye çıkmadık yola. Saha anketleri yaptık ve yüzde 95 oranda, ‘siyasetsiz ve sağlık camiasının sesi olabilecek bir sendikaya ihtiyaç var’ cevabını aldık sonra yola çıktık. Kurulunun tüm yöneticileri de sağlık camiasında sahada çalışan aktif kişiler."
"HEP-SEN bir sendika ya da sahadan gelen sağlam bir hareket"
Türkiye'de sağlık çalışanlarının şartlarının sorunlarla dolu olduğunu söyleyen Şimşek, "Özellikle Avrupa devletlerine, Amerika Birleşik Devletleri'ne bakın, pandemi süresinde gerçekten Türkiye'deki sağlık çalışanları üstün ve kahramanca bir mücadele sergiledi. Fakat sağlıkçıların sayıları, fiziki ortamları, çalışma ayakları çok iyi değildi. Gerçekten hem profesyonel eğitimini hem de yüreğini ortaya koyarak bunları başardılar. Bilimsel verilere baktığımız zaman sağlık sektöründe çalışanların yüzde 88'nin üzerinde psikolojik şiddet olduğu, yüzde 95’inin de emeğinin karşılığını alamadığı sonucu çıkıyor. 2017’de yayınlanan verilere göre de, son üç yılda 431 sağlık çalışanı intihar etti. Yine şu an ülkemizde 670 bin atama bekleyen sağlık profesyoneli var. OECD verilerine baktığımız zaman da hekim hemşire sayısı ortalamasında en sonuncu ülkeyiz. Ama buna rağmen sağlık çalışanları gerçekten kahramanca toplum sağlığını savundu ve başarılı da oldu. Sağlık çalışanları Ankara'da sedyeli barikatlarla kendini savunmaya çalıştı. Gerçekten ülkemiz için utanç tablosudur bu. Yine Antalya Kumluca'da bir başhekim tarafından insan onuru ayaklar altına alındı. Burada şunu söylemek istiyoruz; sağlık çalışanlarının gerek özlük hakları, gerek çalışma hayatları kronik ve akut sorunlarla dolu. Bu nokta da HEP-SEN bir sendika ya da sahadan gelen sağlam bir hareket." ifadelerini kullandı.
"Hemşirelerin kendi kaderini tayin etmek noktasında tek bir söz hakkı yok"
Sağlık yönetiminin reformize edilmesi gerektiğini savunan Başkan Şimşek, "1978 yılında sağlık memurları ve hemşireler bir sendika kurmaya çalıştı fakat olmadı. 40- 45 yıl aradan sonra ilk defa ülkemizde kurucuların tamamı hemşire olan ve hemşire ismiyle başlayan bir sendika kuruldu. Kamuda 208 bin hemşire çalışıyor ve bugün hemşireleri, Sağlık Bakanlığında temsil eden bir daire başkanlığı yok. Hemşirelerin kendi kaderini tayin etmek noktasında tek bir söz hakkı yok. Sahada cephenin en ön hattında hemşireler mücadele etti. Fakat yönetim sistemine katılamayan, 1955 yılında lisansı açılmış bir bölüm hemşirelik. Ülkede 100’ün üzerinde üniversitede hemşirelik fakültesi var. Dolayısıyla hemşirelerin merkezinde yer aldığı bir sendikanın açılması gerekiyordu. Gerçekten çok büyük sorunlar var. Bir sağlık kurumuna gittiğiniz zaman her bölümde hemşire görürsünüz, sayısal anlamda sağlık camiasının en kalabalık meslek grubu. Bilimsel çalışmalarda hastalarla en yakın temas kuran meslek grubu da hemşireler. Artık hemşirelerin böyle geride kalmaması gerekiyor. Bu kadar akademik bilgi birikimle ve yanına aldığı tüm sağlık profesyonelleri ile kurulan bir sendika gerçekten başarılı olacaktır. Biz şunun altını çizmek istiyoruz: Sorunların temel kaynağı klasik sağlık yönetimi, tek meslek merkezli sağlık yönetimi. Klasik sağlık yönetimi yerine katılımcı bir yönetim modeli reformize edilmeli. Artık Sağlık Bakanlığı merkezinde ya da YÖK bünyesinde başlamak üzere bir sağlıkta yönetim reformunun şart olduğunun altını istiyoruz." şeklinde konuştu.
"Gelecekleri hakkında atılacak bir adımla ilgili hemşireyi karar mekanizmasının içerisine koymak lazım"
Sorunların çözümüne yönelik konuşan Yunus Şimşek, "Tek merkezli bir sağlık yönetimi ile sorunları asla çözemezsiniz. Sadece yerelde yapacağınız hamleler ile geçici çözümler elde edersiniz. Kalıcı çözümler, tüm sağlık profesyonellerinin söz sahibi olduğu katılımcı bir yönetim anlayışıyla olur. Çünkü bir hemşirenin sorunu gerçekten başka bir meslek grubu çözemez. Bir gelecekleri hakkında atılacak bir adımla ilgili hemşireyi karar mekanizmasının içerisine koymak lazım. Hekimlerimizin de gerçekten üzerine çok büyük bir sorumluluk yüklüyoruz. Bir yandan yaptığı görev bir yandan da tüm yönetim vazifesini tek başına ele alıyor. Bu doğru bir anlayış değil. Bizim çözüm önerimiz, öncelikle yapısal bir yönetim reformunun olması. Bu reform olduktan sonra her meslek kendi kaderini belirlemede, kendi gelişimini belirlemede söz sahibi olursa doğru adımlar atılır." dedi.
ANKARA MASASI