Hıfzıssıhha yeni ismiyle koronaya karşı siperde

Cumhuriyet tarihimizin efsane Hıfzıssıhha Enstitüsü, corona günlerinde hatırlandı. Hâlâ var mı, yok mu? Adı ne oldu? İşlevsel mi? Kolu kanadı kırıldı mı? Bunlar bile bilinmezken, meslek hayatına kurumda başlamış ve 25 yıl hizmet vermiş bir uzman hekim, süreci Aydınlık’a anlattı. Hekimimiz, ah vah etmek yerine, bugün yapılanlara bakmak gerektiğini söyledi ve personelin 24 saat durmaksızın çalıştığı bilgisini verdi. O kadar ki, yeni virüs için laboratuvarlar kurulduğunu, çalışanların eğitim alarak testler yapmaya başladığını öğrendik.

YEDİ BÖLGEDE HALK SAĞLIĞI

Hıfzıssıhha Enstitülerinin önce bir asıra dayanan geçmişini hatırladık. İlk olarak 1928’de, Refik Saydam öncülüğünde kuruldu. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, 24 Nisan 1930 tarihinde kabul edildi, 10 gün sonra Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. ‘Yurdun her köşesine hizmet, tıpta kalkınma‘ esasına göre, Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesine göre yedi merkezde kuruldu. Ankara’da 1931’lerde aşı yapmaya başlamışlardı. Tıp fakültelerimizden halk sağlığı ve toplum hekimleri, mikrobiyologlar, enfeksiyon hastalıkları uzmanları, ayrıca kimyagerler, laborantlar, uzman kadrolar hizmet verdi. Yarı özerk bir yapıları vardı, sağlık müdürlüklerinden ayrıydılar, doğrudan Sağlık Bakanı'na bağlıydılar. Kendi döner sermayeleri vardı, testleri, vs. konusunda özerkti. Bir yandan aşı birimleri, kendi mikrobiyoloji laboratuvarları ile kimya incelemeleri yapıyor, bir yandan iç piyasaya sunulan gıda ve sağlık ürünlerinin kontrollerini yürütüyorlardı. Yurtdışından gelen ürünler, buradan onay almadan yurda giriş yapamıyordu. Kuruluş amacı, halk sağlığını korumak ve geliştirmekti.

AİLE HEKİMLERİNİN TAHLİLLERİNİ YAPAR HALE GELDİLER

Çeyrek asırdır kurumda görev yapan uzman hekim, “2011’de yapılanmaya girdik” dedi ve sonrasını birkaç cümleyle şöyle özetledi: “Ana çocuk sağlığı merkezleri, verem savaş dispanserleri, sıtma savaş merkezleri… Hepsi Halk Sağlığı Laboratuvarları adı altında toplandı, Bakanlığa bağlı Halk Sağlığı Müdürlüğü'nün alt birimi oldu. Bilim kurulları, yayınlar zaman içinde gitti. Yedi bölgedeki müdürlüklerdeki biyokimya, bakteriyoloji laboratuvarlarımız, aile hekimlerinin tahlillerini yapar duruma geldiler. Bunların 15-20 tahlilleri oluyor, toplu olarak gönderiyorlar, yapanlar da taşeron firmalar! Bizdeki doktorlar da onaylıyor sadece. Virololji, bakteriyoloji bizde var, ama aile hekimleri isterse veriyoruz.”

BÜYÜK LABORATUVARLAR ÇALIŞMAYA BAŞLADI

Corona çıkınca, il ve ilçe sağlık müdürlüklerinin yönergesiyle büyük laboratuvarlar çalışmaya başladı. Daha önce aile hekimlerinin tahlillerini yapan biyokimya laboratuvarları çalışmaya başladı. Uzmanımız, bu noktada, “Her bir virüsün ayrı laboratuvarı olur” hatırlatmasını yapıyor. Kızamık için ayrı, hepatit, HIV için ayrı. Şimdi de korona için ayrı laboratuvar kurulmuş.

Viroloji laboratuvarlarının yüksek
korunaklı olması gerekiyor. Salgın hızı ve riski yükseldikçe
daha da korunaklı olmalı. Vatandaş doğrudan gelip başvuru
yapamıyor bu merkezlere. Ancak hastanelerden gönderilen kan
örnekleri alınıyor, ekip bakıyor, sonuçlar sağlık
müdürlüklerine gönderiliyor. Bu işlem için personele de eğitim
verildi, başlarında uzman hekimler var, denetliyor, onaylıyor. Öte
yandan, eğitim araştırma hastanelerinde de kendi laboratuvarları
var ki, buralarda da testler yapılmaya başlanmış, koronayı
karşılayacak ekipler hazırlanmış.

ARKADAŞLAR 24 SAAT ÇALIŞIYOR

Yılların tecrübesine dayanarak ekipman ve aletlerin eskiyip eskimediğini soruyoruz, bilgi alıyoruz: “Aynı aleti yıllar boyu aktif tutamazsınız. Ekipman da değişir. Kimi kitlerle, kimi bilgisayarda bakılıyor. Değişik test isimleri var, mikroorganizmanın yapısına göre de değişir. Elimizde bazıları vardı, ek aletler temin edildi. Şu anda mücadele devam ediyor. Arkadaşlar 24 saat çalışıyor. Personelin altyapısı var. Kısa bir eğitimle aleti kullanır hale geldiler. Bütün testlerde prensip aynıdır. Sadece mikrobun şekli değişiyor.”

GÜNÜMÜZDE HIFZISSIHHA KURULLARI

Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün özerk yapısına son verilip yeni isimle bakanlığa bağlanmasıyla birlikte, illerde İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulları kuruldu. Kurul, “COVID-19 salgınından ülkemizi ve vatandaşlarımızı korumak ve salgının yayılmasını engellemek için alınan tedbirleri uyguluyor.” Sağlık Bakanlığı, İçişleri ve ilgili bakanlıkların yayınladığı talimat ve genelgelere uyulması konusunda denetimler yapmaktan sorumlu. Bu Kurulun aldığı kararları uygulamayanlar, ikazları dikkate almayanlar ise para cezasından hapis cezasına kadar bir dizi idari ve adli cezaya çarptırılabiliyor.

FÜSUN İKİKARDEŞ / AYDINLIK

Yeni yorum ekle

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.