İSTAHED: "Coronavirüs mücadelemize yakışmayan uygulama"

İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Yönetim Kurulu, yeni tip corona virüse (Covid-19) yakalanıp tedavi sürecinde işe gidemeyen aile hekimlerinin ücretlerinde yapılan kesintinin mevzuat değişikliğiyle düzeltilmesi talebinde bulundu

 

 

VİRÜSTEN ENFEKTE OLANI ‘CEZALANDIRIR GİBİ’ YAPILAN UYGULAMA DEVAM EDİYOR

Coronavirüs salgınında en büyük risk tüm Dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık çalışanlarına ait olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 29 Nisan da yaptığı açıklamada o gün için hastalığa yakalan sağlık çalışanı sayısı 7500’lerde idi. Bu gün bu rakam çok daha yukarılara çıkmış bulunmakta. Bu süreçte hastanelerin kesintiye uğrayan tüm hizmetlerinin yükünü de üstlenen Aile sağlığı merkezi çalışanlarının, hastalarla yakın temasları, çalışmaya ara vermemeleri, esnek ve vardiyalı çalışmamaları ile donanım eksiklikleri sağlık çalışanları içinde aile sağlığı merkezlerinde çalışanların hastalığa yakalanma riskini arttıran nedenler olarak görülmektedir. Türkiye’de de salgının merkezi kabul edilen İstanbul’un rakamlarına bakıldığında 350’nin üstünde aile sağlığı merkezi çalışanının enfekte olduğunu görüyoruz. Covid-19’a yakalanarak kaybettiğimiz meslektaşımız Dr. Yavuz Kalaycı da İstanbul’da aile hekimliği yapıyordu. Salgının ilk günlerinde balkonlardan alkışladığımız, övgüyle söz ettiğimiz ve ‘onlar her türlü övgüye layık’ dediğimiz sağlık çalışanlarının başında gelen aile hekimliği çalışanlarının enfekte olmaları halinde Bakanlıkça cezalandırılır gibi ‘çalışamadıkları günler için ücretlerinin kesileceğini, bunun ülkemize yakışmadığını, bu durumun mahkemelerce değil Bakanlıkça düzeltilmesi gerektiğini’ defalarca duyurduk.” denildi.

 

VİRÜSÜ YENEN HEKİM ARKADAŞIMIZIN MAAŞI KESİLDİ

 

Salgının başından beri Sağlık Bakanlığı’nı uyardıklarını belirtilen açıklamaya şöyle devam etti:

“Mevcut mevzuat düzeltilmedikçe ya da yayınlanan genelgelerde aile hekimliği çalışanları için ek bir not düşülmedikçe hastalığa yakalanan ya da karantinaya alınan, izole edilen aile sağlığı merkezlerinde çalışan sağlık çalışanlarının çalışamadığı günler için maaşlarında kesinti yapılacak, maaş mutemetlerinin bu yanlışı düzeltmesi mümkün değil. Bakanlık bu durumu çözmeli. Zaten salgın döneminde artan masraflarına rağmen hiçbir ek ödemeden faydalanamayan aile hekimliği çalışanlarına bir de bu şekilde kesinti uygulanması kabul edilebilecek bir şey değildir. Maalesef uyarılarımız dikkate alınmadı ve söylediğimiz gibi bir uygulama hayata geçirildi: İstanbul’da Aile Hekimi olarak görev yapan meslektaşımız Dr. Mustafa Alparslan Kozan, Covid-19’a yakalandı, bu nedenle tedavi altına aldı ve karantinada tutuldu. Doğal olarak bu süreçte hem kendi sağlığını düzeltmek hem de hastalığı çevresine bulaştırmamak adına karantinaya alındı ve görevine gidemedi, çalışamadı.  Doğal olmayan şeyi ise bir sonraki ay kendisine ödenen maaşını eline aldığında görebildi. Maalesef çalışamadığı günlerin ücreti kesilmiş, kendisine 14 günlük karantina sürecine ait ücretinin yarısı ödenmişti. Covid-19’la olan mücadelesini kazanan Dr. Mustafa Alparslan Kozan görevinin başına dönmekle kalmamış, virüse karşı oluşan antikorlarını da başka canlara can katmak için kullanılabilmesi için plazmasını da bağışlamıştı. Bunların karşılığında kendisine yapılan bu ceza gibi uygulama etik değildir, insani değildir, vicdani değildir ve yasal gibi görünse de adaletli değildir. Bir hekimin salgın mücadelesinde kaptığı hastalığın yarattığı hasar yetmemiş gibi bir de ücretinin kesilmesi ülkemizin başarılı mücadelesine gölge düşürecek boyuttadır. Bu hastalığın sağlık çalışanları açısından meslek hastalığı olarak kabul edilmesi gerektiği ve kayıplarımızın şehitlik haklarının da verilmesi gerektiğini belirterek, adil olmayan bu durumun mahkemelerce değil Bakanlıkça düzeltilmesi gerektiği ortadadır. Biz İstanbul Aile Hekimliği Derneği olarak bu haksızlıkla ilgili yasal haklarımızı kullanacağımızı belirttik ve kullanacağız da. Ne var ki bu sorunun mahkemelerce çözülmek zorunda kalınması bile hepimiz için derin bir vicdani sorun olarak arşivlenecektir. Sağlık Bakanlığımızın hızla bu sorunu çözecek düzenlemeyi yapacağına olan inancımızı sürdürmek istiyoruz.”

.