Prof. Dr. Erbuğ Keskin: Deprem konusunda eğitimimiz yok

İstanbul'da meydana gelen depremler sonrası Çapa ve Cerrahpaşa hastanelerinin durumu tartışılır hale geldi. Depreme dayanıksız olduğu söylenen hastanelerin hasarlı olup olmadığı araştırılıyor.
Çapa Çocuk Cerrahisi'nden Prof. Dr. Erbuğ Keskin'in yazısı durumun vehametini gözler önüne seriyor.


Erbuğ Keskin'in yazısı şu şekilde:

"1998 yılıydı. Evde ailece otururken sarsılmaya başlamıştık. 6.2 şiddetinde olduğunu sonradan öğrendik.

Karımı ve çocukları açık alan olan tenis klübüne bıraktıktan sonra hızla fakülteye gittim. Girişteki viyadük yıkılmıştı. Büyük bir kargaşa vardı. Kimse ne yapacağını bilmiyordu.
İki asistanımla birlikte boşaltılmakta olan binaya girdik. En üst kattan başlayarak kliniklerde çocuk hasta olup olmadığını kontrol ederek aşağı iniyorduk. Erişkin hastalara bakmıyorduk bile nedense.. Kendimizi çocuk hastalardan sorumlu hissediyorduk sadece.
KBB, Göz, Ortopedi, Beyin Cerrahisi Kliniklerinde aşağı indirilememiş birkaç çocuk vardı. doktorları başlarındaydı.
Acaba herkes dışarı mı çıkarılmalıydı? Bahçede olmaktansa bina daha mı güvenliydi yoksa?
Her kafadan bir ses çıkıyordu.. Henüz sosyal medya çok yaygınlaşmamıştı ama fısıltı gazetesinde felaket haberleri kulaktan kulağa yayılıyordu.
-Bu sadece öncüymüş. Kandilli açıklamış, birkaç saat içinde yıkıcı deprem bekleniyormuş..
-Mersin yerle bir olmuş..kurtulan yokmuş..
daha neler.. kim neden uydurur? Duyan neden yayar bilmiyorum..

Bugün aynı şeyleri bir daha yaşadık. Odamda oturuyordum. Odam 12 katlı Cerrahi Monobloğun yanında tek katlı ek binada nisbeten güvenli bir yer
Ama servisimiz ana binanın 3. katında. Ne zamandır ana binanın her yerinin çürüdüğünü, duvarların sıvalarının çatladığını görüyoruz. O nedenle endişeliyiz.. Bu nedenle
İlk sarsıntıyı hissettiğim anda
aradaki geçiş koridorundan hızla ana binaya yöneldim.. koridordaki amfilerde ders vardı o sırada.. öğrenciler herşeylerini içeride bırakarak kaçıyorlardı.

Merdivenlere geldim. Yukarı çıkmak mümkün değil. Onlarca insan birbirini ezerek merdivenlerden aşağı kaçışıyor.. Her basmakta biraz bekleyerek uzun sürede çıkabildim servise..
Bazı anneler çocuklarını kucaklayıp inmişlerdi aşağıya. Yataklarından kalkmaması gereken çocuklar vardı.. Anneler ne yapacağını bilmiyordu . Onları sakinleştirme dışında biz de ne yapacağımızı kestiremiyorduk. Çünkü bizim de bu konuda bir eğitimimiz, yapmış olduğumuz bir tatbikat filan yoktu. Oysa bu yasal bir sorumluluktu.
Bu depremde de bir çok yeri çatladı.
Monoblok ”Ben artık direnemiyorum diyor”.

Bütün İstanbul’un kentsel dönüşüme ihtiyacı var..
Ama en çok depremde mutlaka ayakta kalması gereken hastanelerin.
Yarın yine gideceğiz Monobloğumuza .. Yine ineceğiz -2 deki ameliyathanemize.. başta biraz tedirgin olacağız.. Birkaç güne o da geçecek..
Ve unutucaz..

Çapa ve Monoblok yine kendi kaderine terkedilecek...