Sağlık çalışanları salgın sürecinde istifa edebilir mi?

Coronavirüsle amansız bir mücadele içinde bulunan sağlık çalışanlarının tek sorunu COVID-19'a karşı en ön cephede ve ellerindeki malzemelerle mücadele etmek değil. Gerek bu süreç zarfında virüse maruz kalmanın hem sağlık hem de iş kanunu açısından hangi kapsamda değerlendirileceği gerek bu süreç içerisinde işlerine son verilmesi ya da istifa etme hatta edebilirler mi? gibi yanıt bekleyen sorular mevcut.

Av. Dr. Türker Fatih Çiçek bu konu hakkında ki sorulara kendi internet sitesi üzerinden bir açıklama getirdi

Av. Dr. Türker Fatih Çiçek'in açıklaması şöyle:

Sağlık Bakanlığı 27.03.2020 tarihinde ''Pandemi süreci kapsamında bu kararın alınmasını müteakip 3 ay boyunca, kamu ve özel sektöre ait tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli bulunan/çalışmakta olan hiçbir sağlık personelinin ikinci bir duyuruya kadar görevlerinden/işlerinden ayrılmasına izin verilmemesi'' kararını almıştır.

Sağlık bakanlığının aldığı bu karar sağlık çalışanlarında kafa karışıklığı yaratmaktadır. İstifaların kabul edilmemesi istifa edilemeyeceği anlamına gelmemektedir. OHAL durumlarında ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları hariç olmak üzere zorla çalıştırma yasağı Anayasanın temel ilkelerinden birisidir. Coronavirüs salgınıyla ilgili olarak OHAL ilanı olmaması nedeniyle çalışanların istifa etmeleri mümkündür.

Devlet memurlarının görevden çekilme ilkeleri 657 Sayılı Kanunun 94. maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre istifa ''usulüne uygun istifa'' ve ''usulüne uygun olmayan istifa'' şeklinde ikiye ayrılabilir. İkisinin arasındaki temel fark Usulüne uygun istifa edenler 6 ay, usulüne uygun istifa etmeyenler ise bir yıl geçmeden Devlet memurluğuna alınamazlar. Bu durumun istisnaları ise 657 sayılı Kanunun 96. maddesinde belirtilen Olağanüstü hal, seferberlik ve savaş halleri veya genel hayata müessir afet durumlarıdır. 96. maddeye aykırı hareket edenler 657 S.K. 97 d maddesine göre hiçbir surette, Devlet memurluğuna alınamazlar. Ülkemizde Şu an OHAL ilanı olmadığı için ''genel hayata müessir afet'' tanımı üzerinde durmak gerekir.

Mevzuatımızda genel hayata müessir afetlerin neler olduğu 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunda sayılmıştır. Kanunun 1. maddesinde genel hayata müessir afetler olarak, "Deprem (Yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya dusmesi, cıg, tasman ve benzeri afetler" sayılmış salgın hastalıklar kapsama alınmamıştır. Kanunun 2. maddesine göre yukarıda sayılan afetlerin gerçekleştiği yerler Cumhurbaşkanınca afete maruz bölge ilan edilebilmektedir. Ancak Olağanüstü Hal ilan edilmediği ve salgının "umumi hayata müessir afet" kapsamında olmadığı dikkate alındığında memuriyetten istifaların 657 S.K. 97d maddesine girmeyeceği yorumu yapılabilir.

Sonuç olarak, devlet memuru olan sağlık çalışanları şu dönemde istifaları kabul edilmeyeceği için usulüne uygun istifa edemeyeceklerdir. Ancak verecekleri dilekçenin ardından görevden çekilerek usulüne uygun olmayan şekilde istifa edebilirler. Sonucunda 657 S.K. 97b maddesi uyarınca bir yıl geçmeden devlet memurluğuna alınamazlar.

Özel sektörde çalışanlar açısından istifa, genelge ile engellenebilecek bir süreç değildir. Özel sektörde çalışanlar iş kanununda tanımlanan ihbar sürelerine uyarak her zaman istifa edebilirler. Bu durum hukuken devlete atanmalarının önünde engel olamaz. Nitekim özel sektörden ayrılanların devlete atamasıyla ilgili cezai yaptırım içeren bir düzenleme yoktur. Bu konudaki tek düzenleme Sağlık bakanlığının personel ayrılış işlemleri ile ilgili yayınladığı 23. maddelik genelgenin 10. maddesidir. Buna göre ''Üniversite, özel sağlık tesisleri ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışıp da, Bakanlığımız kadrolarına veya sözleşmeli personel pozisyonlarına yerleşmeye hak kazanan personelin 3 (üç) ay boyunca atamaları yapılmayacaktır. Bu personelin atamaya hak kazandığı kadrosu veya pozisyonu Bakanlığımızca saklı tutulacaktır. Süreç geçtikten sonra bu kapsamdaki personelin diğer şartları da taşıması kaydıyla atamaları yapılacak olup personel mağdur edilmeyecektir.'' Görüldüğü üzere madde işinden ayrılmış olanlara herhangi bir yaptırım içermemektedir.

Ayrıca özel hastanelerin bazıları bu dönemde personel maaşlarını ödememekte ve maaşlarının ödenmemesi nedeniyle işten ayrılmak isteyen sağlık personeliniyse yasağı gerekçe göstererek korkutmaktadır. İşverenin ödemesi gereken ücreti ödememesi iş kanununa göre çalışanın iş sözleşmesini haklı fesih sebebi olup bu durumun genelge veya yönetmeliklerle engellenmesi mümkün değildir. Haklı fesih işverene gönderilecek ihtarname ile derhal vücut bulacaktır.

Av. Dr. Türker Fatih ÇİÇEK

Yeni yorum ekle

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.