Konya Eczacı Odası başkanlığı ve Türk Eczacıları Birliği genel sekreterliği görevlerini de yürütmüş olan Kızılay, ilaç ve eczacılık konularına hakim, deneyimli ve liyakat sahibi bir eczacı olmakla beraber; yerli ilaç politikasına verdiği destekle de biliniyor.
Dr. Ecz. Harun Kızılay’ın TİTCK Başkanlığına atanması sağlık camiasında olumlu karşılanmış, başta eczacı örgütleri ve Türk Eczacıları Birliği (TEB) olmak üzere, İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS), Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD), Türkiye İlaç Sanayicileri Derneği (TİSD), Sağlık Ürünleri Derneği (SURDER), Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF) ile istişare toplantıları yaparak sektörün tüm kollarında, sorunların çözümüne ilişkin çalışmalar başlatmıştı.
Sosyal medyada kendini fenomen olarak adlandıran ve tanı ve teşhis belirterek ilaç reklamı yapmaya kalkan kişilere karşı da mücadele başlatmış ve yakın zamanda da Seda Sayan, Şeyma Subaşı gibi ünlülere sosyal medya hesaplarından No Attack isimli ürünü ‘Koronavirüse karşı korur’ ifadesi ile tanıtmaları sebebiyle Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu Başkanlığı tarafından idari para cezası kesilmişti.
ALINAN KARARIN ARDINDAN TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ BİLDİRİ YAYINLADI
Kararın ardından Türk Eczacıları Birliği de bir bildiri yayınlayarak kararın kabul edilemez olduğunu belirtti:
Dr. Ecz. Harun Kızılay’ın TİTCK Başkanlığına atandıktan kısa bir süre sonra eski görevine iadesini şaşkınlık ve üzüntüyle karşılıyoruz.
“Basına ve kamuoyuna,
21 Temmuz’da Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığına atanmış, birliğimizin eski Genel Sekreteri, kıymetli meslektaşımız Dr. Ecz. Harun Kızılay’ın dün itibariyle yeniden Kurum Başkan Yardımcılığı görevine döndürülmesini şaşkınlık ve üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.
Daha 15 gün önce göreve başlatılmış meslektaşımızın birdenbire eski görevine döndürülmüş olmasının eczacılık camiası açısından izaha muhtaç bir karar olduğu gibi böylesi bir tutumun devlet ciddiyeti ile de bağdaşmadığı kanaatindeyiz. Kurumlar elbette kişilere bağlı değildir ancak kurumların; geleneklere, teamüllere, prosedürlere ve liyakate göre yürümesi de esastır. Bunun aksine tutum ve kararlar kurumların itibarını da zafiyete uğratır.
Öte yandan Türk Eczacıları Birliği ve eczacı odaları olarak yıllardır Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun başında bir eczacının bulunması gerektiğini ve Kurumun adında muhakkak eczacılık ibaresinin yer alması gerektiğini savunuyoruz. Bir kez daha ifade etmek isteriz ki, bizim sağlık alanında paydaşımız olarak gördüğümüz diğer meslek mensuplarıyla hiçbir derdimiz yoktur. Ancak ilaç ve eczacılık politikalarını belirleyen en önemli aktörlerden biri olan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun başında ilaca dair bütün süreçlerde en yetkin sağlık çalışanı olan eczacıların bulunmasından daha doğal bir olgu yoktur.
Mesleğimizin sorunlarının çözümü yahut en azından taleplerimizin daha fazla dikkate alınması açısından nihayet umut verici bir gelişme olarak gördüğümüz Dr. Ecz. Harun Kızılay’ın Kurum Başkanlığına atanmasından çok kısa bir süre sonra görevinden alınmasının, 40 bin kişilik eczacılık camiasını rencide edici ve kabul edilemez bir karar olduğunu kamuoyuna saygıyla duyururuz.”