Kuruluşundan beri UPA çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Öncelikle sizi ve ekibinizi tebrik ederiz. Aynı yeryüzünü paylaştığımız hayvan dostlarımızın uğradığı zulümler, sağlıksız yaşam koşulları, açlık ve bakımsızlık gibi kanayan pek çok yaraya parmak bastınız. Her gün şahit olduğumuz şeyleri fark etmemizi sağladınız. Peki nasıl çıktınız bu yolculuğa? UPA nasıl doğdu?
Öncelikle bize yer ayırdığınız için takım arkadaşlarım adına teşekkür ederim. UPA bir kedi ile doğdu. Bana hediye edilen Scottish türü kedim Pırıl ile başlar hikaye... Pırıl’ın her türlü ihtiyacı ile ilgilenirken sokaklarda yaşamaya çalışan, savaş veren yavrucakları düşünmeye başlamakla UPA kurumunun fikri temeli atılmış oldu.
“ARAÇLARIMIZLA ZOR DURUMDA KALMIŞ, KAYBOLMUŞ, HASTALANMIŞ, GÜÇTEN DÜŞMÜŞ HAYVANLARI KURTARDIK”
UPA sayesinde hayvan dostlarımızın ne gibi ihtiyaçları giderildi? Nasıl gelişmelere şahit oldunuz?
UPA; hayvan ambulansı hizmeti, arama-kurtarma araçları ve UPA klinikleri hedefi ile alana çıktı. Şimdiye kadar arama-kurtarma araçlarına sahip oldu. Yakın bir zamanda bütün yavrularımız için klinik kuracağız. Araçlarımızla zor durumda kalmış, kaybolmuş, hastalanmış, güçten düşmüş hayvanları kurtardık. Hasta ve güçten düşmüş yavrucakları hayvan hastanesinde tedavi ettirdik. Geçici barınağımızda onların güvenliklerini sağladık. Ülkenin bazı bölgelerinde temsilcilikler oluşturduk ve oluşturmaya devam ediyoruz.
“SAMSUN’DA, ANTALYA KAŞ’TA, ÇANAKKALE’DE, TRABZON’DA VE ELAZIĞ’DA HİZMET VERİYORUZ”
Hayvanların sağlık sorunu, kazalar gibi tıbbi bakıma ihtiyaç duyması halinde kullanılabilecek ilkyardım ambulanslarını devreye soktunuz. Bu çalışmanız ülkemizde hatta belki de dünyada bir ilk. Hangi illerde ambulans hizmeti veriyorsunuz? Bu ambulanslara hangi durumlarda ve nasıl ulaşabiliriz?
UPA ambulansı şu an Samsun’da, Antalya Kaş’ta, Çanakkale’de, Trabzon’da ve Elazığ’da hizmet veriyor. Yakın bir zamanda Bodrum’da da hizmet verecek. Bu bölgelerde ihtiyaç duyulması halinde vatandaşlar sosyal medya ve mobil uygulamamızdaki cep telefonu numaralarına ulaşabilir. Durumun değerlendirilmesi ile birlikte elimizden geldiğince müdahil olmaya ve destek vermeye çalışıyoruz. Amacımız bütün bölgelerde ambulans hizmeti vermek ve bu hedefe yakın bir zamanda ulaşacağız.
Hayvanlara şiddet uygulayan kişilerin ceza alması konusunda da çalışmalarınızın olduğunu biliyoruz. Vatandaşların farkındalığı, haksızlığa ses çıkarmadaki artış ve belki de yasal dayanakların güçlenmesi sayesinde pek çok zulüm cezalandırılır hale geldi. Ülkemizde bu konuda nasıl bir yol kat edildi?
Dünya eski dünya değil artık! Doğal olarak eski Türkiye de değiliz artık! Ancak ülkemizin daha fazla yol alması gerekiyor hayvan hakları konusunda ve biz bu hakların kazanılması konusunda aktivist bir örgütlenme olarak sürece katkı sağlıyoruz. Bir tuğla koyuyoruz. Sadece izlemiyoruz. Toplumun çağdaş düzeye ulaşması için elimizden geleni yapıyoruz.
“TOPYEKUN BİR ÇALIŞMA BAŞLATILMALI HER ALANDA”
Hayvanların korunması konusunda hangi kurumlarla temas halindesiniz? Bu konu ile ilgili hangi bakanlıkla çalışma yürütülebilir? Ülke genelinde hayvanların yasal olarak korunması için nasıl çalışmalar yapılabilir?
Hayvanların korunması için Adalet Bakanlığı’nın kurumlarını kullanmak gerekiyor. Ayrıca Milli Parklar bu konuda da yardımcı olabiliyor. Bu sorunu çözebilmek için topyekun bir çalışma başlatılmalı her alanda.
“BÜYÜK ÇOĞUNLUĞUNUN BARINAK KOŞULLARI MAALESEF ÇOK KÖTÜ”
Devlete veya belediyelere ait hayvan barınakları mevcut mu? Mevcut ise bu barınaklardaki yaşam koşuları hayvanların sağlıklı yaşaması için uygun mu?
Belediyelere ait barınakların olduğunu basından, sosyal medyadan kötü haberlerle duyuyoruz. Büyük çoğunluğunun barınak koşulları maalesef çok kötü ancak bir veya iki barınağın iyi olduğunu gördük.
Hayvan otelleri, hayvan kuaförleri derken doğasının ihtiyaçlarının ötesinde bakım alan hayvanlar olduğu gibi; açlık çeken, hastalıklar veya kazalar nedeniyle yaşamını erkenden kaybeden pek çok hayvan mevcut. Bu bakımdan hayvanlar arasında da yaşam eşitsizliklerle dolu. Üstelik eşitsizliğin kaynağı da doğa değil bizleriz. Bu eşitliği sağlamak için neler yapılabilir?
Eşitliği sağlamak için öncelikle bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Sokak hayvanı dediğimiz canlı aslında sokaklarda evrimleşen bir tür değil. Bizlerin köy hayatından şehir hayatına geçişinde uyum süreci ile ilgili bir sorundur. Ciddi bir sorundur. Köylerde hayvanlarımız bahçemizi korur, avluyu korur düşüncesi ile beslenirdi. Köyden şehre göç eden halk, şehirdeki evlerinde o yavrucakları istemedi ve sokağa attı. Sokağa atılan yavrucaklar sokak köpeği olmadı, vefasızlığın örneği oldu.
“SOSYALLEŞMİŞ HAYVANLARIMIZIN DOĞA KOŞULLARINDA YAŞAYABİLMESİ İMKANSIZ”
Hayvanların evde bakımını savunanlar kadar doğa koşullarının elverişli hale getirilmesini de savunan büyük bir kesim var. Bu konuda hayvan dostlarımızın yararına olacak dengeyi nasıl sağlayabiliriz?
Sosyalleşmiş hayvanlarımızın doğa koşullarında yaşayabilmesi imkansız. Bazı belediyelerin sokaklarda yaşayan yavrularımızı alıp dağa, ormana götürüp bıraktıklarını duymuşsunuzdur. Orada yaban hayvanları, savunmasız olan bu yavrucakları parçalayıp öldürüyor. Birçok kişi bu durumu bilmez. Ancak internette küçük bir araştırma yapsanız, sokaklarda yaşamaya mahkum edilmiş yavrucakların ormana bırakıldığı ile ilgili bilgileri göreceksiniz.
“DOĞADA YAŞAYAN YABAN HAYVANLARININ DOĞAL ALANLARI KORUNMALIDIR”
Hayvanların sağlıklı yaşaması kadar doğada yaşam alanlarına da sahip olmaları çok önemli. Bu konudaki görüşünüz nedir? Sizce yeryüzündeki canlılar uzlaşı halinde yaşayabiliyor mu?
Doğada yaşayan yaban hayvanlarının doğal alanları korunmalıdır. Bu konuda UPA bazı çalışmalar yapacak ancak şimdi sokaklarda yaşayan yavrucakların sorunlarını acil çözmemiz gerekmektedir. Yaban hayatı için leylek projesi, tilki ini, kurt ini, çakal ini, geyik havzası gibi projeler gerçekleştireceğiz.
Hayvanların dövüştürülmesi, yarıştırılması, kısırlaştırılması, hayvanat bahçelerinde bakılması gibi etik tartışmalara sebep olan pek çok konu var. Bu konular hakkında görüşünüzü paylaşabilir misiniz?
Hayvanların dövüştürülmesi, yarıştırılması ve sergilenmek için hayvanat bahçelerine konmasına karşıyız. Bununla ilgili ciddi örgütlenme içerisindeyiz. Yakın bir zamanda örgütlü olarak eylem sahası oluşturacağız. Ancak kısırlaştırma süreçlerini destekliyoruz. Hayvan kısırlaştırmanın, sokaklardaki popülasyonun dengelenmesi için çok önemli olduğunu sahadaki hayvanseverler bilir. Çünkü aksi halde kontrolden çıkmış bir üreme oluştuğunu göreceksiniz.
“HAYVAN SATIŞI KÖLELİKTİR”
Hayvan satışına karşı hayvan sahiplenme giderek yaygınlaşmaya başladı. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Yasa dışı hayvan satışı ve uygunsuz koşullarda beslenen hayvanlar konusunda nasıl yaptırımlar uygulanabilir?
Hayvan satışı köleliktir. Eski çağlarda insanlar satılırdı. Hayvanların satılması doğru bir yöntem değil. Ancak sahiplenmek büyük bir mutluluk, çünkü sokaklarda yaşayamayacak bir yavrumuzu ölümden, istismardan, şiddetten kurtarmış olacaksınız. Yasa dışı hayvan satışına ciddi parasal cezalar verilmelidir. Ayrıca hapis cezası da uygulanmalı ki etkisi olumlu şekilde görülsün.
UPA faaliyetlerine katılmak isteyenlere çağrınız nedir? İnsanlar size nasıl destek olabilir? Ekibinizde kimler yer alabilir?
UPA ‘ya katılmak çok kolay! Sosyal medya hesaplarından, mobil uygulamalardan bize ulaşabilirler. Üyelik ve gönüllülük ücretsizdir. Bize destek vermek için çalışmalarımıza katılabilirler. Görev alabilirler, sahada çalışabilirler. Takım arkadaşlarımız içinde her yaştan arkadaş bulunmaktadır. Sosyal medya hesaplarımız aşağıda yer almaktadır. Herkesi hayvanların kurtuluşu savaşında UPA’ ya davet ediyoruz.
İnstagram/@upafoundation
Facebook/@upafoundation
Twitter/@upafoundation
DR. İREMCAN ŞAHİN/ MEDİKRİTİK.COM