Yoğun bakımda yaşam mücadelesi verirken bile herkesi 'önlem almaları için' uyardı

Koronavirüs nedeniyle geçtiğimiz Mayıs ayında hayatını kaybeden Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Salih Cenap Çevli’nin ardında, ölümünden yarım saat önce eşiyle yaptığı görüntülü görüşme sırasında çekilen son fotoğrafı ve mutlu anlarına dair görüntüleri kaldı. Pınar Çevli, o bakışın ardındaki hikayeyi ilk kez anlattı.

Son bakışın ardındaki hikayeyi ilk kez anlatan Pınar Çevli, “Yoğun bakımda yaşam mücadelesi verirken bile herkesi uyardı. 'Bu virüse kendinizi öldürtmeyin, maskenizi takın, evde kalın' diye haykırdı. Maskesi çenesi altında gezenlere müthiş öfkeleniyorum. Bu işin şakası yok, sevdiğiniz birini nefes almak için çırpınırken görmek çok çok acı” dedi.

 BEGONVİLE ŞARKISI İLE BENİMLE VEDALAŞMIŞ ASLINDA

2012 yılında tiroit şikayetiyle doktor ararken, tesadüfen gittiği Dr. Salih Cenap Çevli ile tanışmalarının aslında muayene sırasında gerçekleştiğini anlatan Pınar Çevli, şunları söyledi:

“Tiroit şikayetim için gitmiştim. İğne biyopsisi yaptı. Sonuçlar çıkana dek muayene ve tetkikler için birkaç kez doktor-hasta olarak görüştük sadece. Daha sonra tedavim bitti. Bir gün tesadüfen başka bir şey için hastaneye gittiğimde beni kahve içmeye davet etti ve bu davet 6 ay sonra evlilikle noktalandı. İkimizin de ikinci evliliği idi. İlk eşimden olan Sude ve Arda’yı da kendi çocukları gibi, müthiş bir baba şefkati ile büyüttü. Evlendikten bir yıl sonra da oğlumuz Yiğit dünyaya geldi. O çok güzel bir adamdı. Çok romantik, çok ince bir adamdı. İyi bir baba, müthiş bir doktordu. Düşünün, Twitter hesabında cep telefonu numarası yazan bir hekimdi. Her hastasına tek tek yanıt verir kimseyi kırmazdı. Çok güzel yan flüt çalardı. covid tedavisi gördüğü sırada sürekli görüntülü görüştük. Son gün nefes darlığından konuşamıyordu artık, sadece eliyle iyiyim ve hoşçakal işaretleri yapabilmişti. Ondan bir gün önce, son konuşmamızı yapmıştık. Ardından mesajla bana bir şarkı göndermiş, ‘Begonvil’ diye. Ben de şarkıyı biliyorum, sözlerini de biliyorum. Çok anlamsız geldi o an. Çünkü ‘Benim yerime de sev, benim yerime de bekletme hayatı’ diye sözleri var. Aradım hemen, ‘Bu şarkıyı beraber söyleyeceğiz. Sen çalacaksın, ben söyleyeceğim’ dedim. Nereden bilebilirdim ben o şarkıyı her gün dinleyip ağlayacağımı? Sanki hissetmiş gibi, vedalaşmış bir gün öncesinden.”

ÇOCUKLARINA SARILAMADAN GİTTİ

Eşinin askeri doktor olarak yıllarca hizmet verdiğini söyleyen Pınar Çevli,  sözlerine şöyle devam etti:

“Kuleli Askeri Lisesi çıkışlıydı. 33 yıl 7 ay devlette çalıştı. 2009 yılında kıdemli Tabip Albay olarak emekli oldu. Sonrasında da özel hastanelerde çalışmaya başladı. Hastalık Wuhan’da ilk çıktığında eve stok yaptırdı. Aç kalacağız, market bulamayacağız falan diye değil. Salgın Türkiye’ye ulaştığında dışarı çıkma, alışverişe gitme sayımız düşsün diye. O kadar öngörülüydü. Daha o dönem maske kullanmaya başladı. İşe gidip gelirken aracında bile maske kullanırdı. Hep derdi ki, ‘Bu bana gelirse, beni götürür.’ Çünkü kronik rahatsızlıkları vardı. Kalbinde stent, akciğerlerinde alerjik hastalığı vardı. Kızımız Sude (16) engelli olduğu için salgın daha ülkemize gelmeden onu Bursa’ya annemin yanına yolladık. İnsanlar normal hayatına devam ederken biz evimizde kalmaya başlamıştık bile. İşten gelince yemeğini ayrı yerde yer, Sude’nin odasında kalırdı bizi korumak için. Oğlumuz Arda (14) ve Yiğit (7) ile çok fazla bir araya gelmemeye özen gösterirdi. 3 ay biz eşimle aynı masada yemek yiyemedik, sohbet edemedik. Çocuklarına sarılamadan gitti. Bu ne kadar acı bir şey ancak yaşayan biliyor.”

GÖRÜNTÜLÜ GÖRÜŞTÜK, 20 DAKİKA SONRA ÖLÜM HABERİ GELDİ

Eşinin Mayıs ayı başlarında bir gün uzun bir ameliyat dönüşü çok yorgun ve bitkin bir şekilde eve geldiğini anlatan Çevli, hastaneye yatma sürecini şöyle özetledi:

“Ertesi gün titremeler, ağrılar başladı. Çalıştığı hastanede yapılan testin pozitif olduğu anlaşılınca tedavi için başka bir özel pandemi hastanesine yatırıldı. Bize de test yapıldı hemen. Çocuklarda bir şey yoktu ama ben pozitiftim. Şanslıydım, ben de pozitif olduğum için serviste tedavi gördüğü zamanlarında yanında kalabildim. 3 gün ona ben bakabildim. Gittikçe durumu kötüleşiyordu. Nefes almakta zorlanmaya başladı. Yoğun bakıma almaları gerektiğini söylediler. Yoğun bakıma girerken sarılabildim en son. İkimiz de ağladık. Ama hiç umudumuzu yitirmemiştik. Yoğun bakımda satürasyonunu falan kendisi takip ediyor, sürekli videolar çekip herkesi uyarıyordu. Her gün görüntülü görüşme yapıyorduk. Çıkacağı günler için planlarımı anlatıyordum ona sürekli. Son zamanlarına doğru konuşmakta dahi zorlanıyordu. Akciğerleri çok kötü durumdaydı. Yoğun bakıma yatışından 18 gün sonra falan bir sabah beni aradı. Konuşamayacak kadar kötüydü. Eliyle iyiyim işareti yaptı. Sonra el salladı ve ardından da ‘Seni seviyorum’ diye mesaj attı. ‘Ben de seni seviyorum’ yazdım. 20 dakika sonra telefonum çaldı. ‘Pınar Hanım hemen hastaneye gelebilir misiniz, kalbi durdu, döndürmeye çalışıyoruz’ dediler. O anda dedim, her şey bitti!”

SÜREKLİ KENDİNİZİ BU VİRÜSE ÖLDÜRTMEYİN DİYORDU

“Hastalığın ilk belirtileri, durumunun ağırlaşması, yoğun bakıma girmesi ve vefat etmesi 20 gün içerisinde oldu” diyen Pınar Çevli, sözlerini şöyle noktaladı: “Yarım saat önce konuştuğunuz bir kişi, size el sallıyor, ‘Seni seviyorum’ diyor; yarım saat sonra ölüm haberini alıyorsunuz.  Bu böyle bir şey işte. O günlerde diyordum ki, kötü olsa da hiç ayağa kalkamazsa da yeter ki yaşasın. 3 ay boyunca kızına sarılamadı, büyük oğlumuzu göremedi. Küçük oğlumuzla bir araya gelip vakit geçiremedi. Ben eşime sarılamadım. En son yoğun bakıma götürürlerken sarılabilmiştim. Sevdiğiniz bir insanın son anında yanında olamayabilirsiniz, günlerce göremeyebilirsiniz, dokunamayabilirsiniz. Bu, eşiniz, anneniz belki evladınız bile olabilir. Bunun şakası yok. Ekranlardan günlük izlediğiniz o sayılardan bir tanesi bir gün siz oluyorsunuz. Sessiz taşıyıcı o kadar çok ki! Hep ‘Gelmeyin hastanelere, bir baş ağrısıyla, bir kırgınlıkla gelmeyin. Şüpheli durumunuzda belirlenmiş pandemi hastanelerine başvurun. Oralarda tedbirler daha yüksek. Hem kendiniz hem sağlık çalışanlarını koruyun. Gereksiz yere dışarı çıkmayın, AVM’lere gitmeyin, kendinizi kandırmayın. Kendinizi bu virüse öldürtmeyin, tedbirinizi elden bırakmayın’ derdi.”

 

DHA

Etiketler
Koronavirüs