Mobbing ( İngilizcesi yıldırma ) kavramı, dilimize İngilizceden girmiştir ve İngiliz dilinde “mob” kökünden (yasal olmayan biçimde şiddet uygulayan kalabalık veya “çete” anlamındadır.) gelmektedir. Latince mobile vulgus: kararsız, kalabalık, şiddete yönelmiş topluluk anlamındadır, buradan mobbing türemiştir. İngilizcede mobbing sözcüğü ise bir eylemi bildirir. Bu eylem: Psikolojik şiddet, kuşatma, topluca saldırma, rahatsız etme veya sıkıntı verme anlamlarını içerir. Psikolojik tacizin işyerinde yaşanmasıdır. Mobbing diyebilmemiz için tacizin sürekli olması ( en az 6 ay ), kasıtlı olması, çalışanı işyerinden uzaklaştırmayı amaç edinmesi ve sistematik-tekrar eden olması gereklidir. Mobbing, anlık öfke olayını içermez, yani kişilerin işyerinde bir anlık öfke ile bir defa yaptıkları tartışma mobbing kapsamına girmez. Mobbing yapan kişi üst amir de olabilir, aynı eşdeğerde başka bir işçi de olabilir. Genelde en fazla mobbinge uğrayanlar, sağlık çalışanları, öğretmenler, ev çalışanlarıdır. İşyerine yeni girmiş bir çalışanın mobbinge uğrama riski, eskilere göre daha fazladır.
Lütfen bu yazılanları dinlerken veya okurken mobbingin içine girin ve sizin için böyle bir saldırının olup olmadığını düşünün.
20. YÜZYILIN SON DÖNEMLERİNDEN 21. YÜZYILA BIRAKILAN KÖTÜ MİRAS: MOBBİNG
Yıldırma (mobbing) kavramı, henüz 20. yüzyıla ait bir kavram (1984). Kavramı Ortaya atan ilk kişi Dr. Heinz Leymann isimli bir İsveçlidir. ilk kez 1984’de İsveç’de “İş Hayatında Güvenlik ve Sağlık” konulu bir raporda Heinz Leymann tarafından ortaya atılmıştır. Dr. Heinz Leymann, mobbing terimini iş hayatındaki baskı, şiddet ve yıldırma hareketlerini tanımlamak için kullanmış ve “Mobbing, duygusal bir saldırıdır. Bir veya birkaç kişi tarafından diğer bir kişiye yönelik olarak düşmanca ve ahlak dışı yöntemlerle sistematik bir biçimde uygulanan psikolojik bir terördür.” şeklinde tanımlamıştır. Eğer bu terör okulda ise okul örgütleri için “bullying”, işyerleri için ise “mobbing” kelimesi kullanılır. Kanun haline gelmesi, yasalara girmesi yani resmiyet kazanması için ise neredeyse 10 sene sonra oldu. İsveç’te 1993 yılında çıkarılan ‘İşyerinde Kişilerin Mağdur Edilmesi’ adlı kanunla da ilk kez yasal bir durum haline gelmiştir.
Mobbing uygulandığı kişide ruhsal sıkıntı yaratsa da aslında, mobbing uygulayan kişi veya topluluğun da ruhsal olarak normal olduğunu söylemek imkansızdır, hastalıklı bir ruh halinin tezahürüdür. Hastalıklı bir ruh haline sahip kişi veya topluluk, nasıl sağlıklı idare ve yürütme görevini yapabilir? Bu da imkansızdır.
Alt ve üst pozisyonların belli olduğu hiyerarşik yapılanmış gruplarda daha üst mercilerin, bu grupları kontrolünün zayıf olduğu işyerlerinde, ya da mobbingin görmezden gelindiği kurumlarda, mobbingin hatalı olarak işyerinde disiplin sağlama olarak algılandığı kurumlarda, Maalesef mobbing tüm acımasızlığıyla ortaya çıkmaktadır.
Bu acımasız yıldırma harekâtı, gücü elinde bulunduran kişinin ya da grubun, diğerlerine ruhsal yollar kullanılarak, uzun süreli ve sistemli baskı uygulaması, duygusal saldırı yapması ve kişiyi neredeyse yaşantısından bezdirmesi ile kendini kurumda gösterir.
Mobbing çok değişik metotlar kullanır. Bunlara birkaç örnek verirsek: Haksız yere suçlama, dedikodu yoluyla saygınlığını zedeleme, küçük düşürme ve hatta fiziki müdahale ile doğrudan veya dolaylı yoldan şiddet uygulayarak, bir kişiyi işi bırakmaya zorlayabilir. Mobbing asla iyi niyet barındırmaz, kötü niyetli bir eylemdir.
“Yıldırma” yani mobbing, günümüzde kurumların verimini düşürmekte, gelir kaybına neden olmakta, kurumun liyakatsiz kişilerin eline geçmesine hizmet etmekte, hatta kurum'un çökmesi vakalarına neden olduğu için, artık tüm toplum hatta kurum sahipleri bile bu konuya daha da önem vermektedirler.
Son yıllarda özellikle Hukuk, buradaki mağduriyetler ile ilgili bir çalışma sahası açmış, her geçen gün de bu sahada iş hacmi artmaktadır. Öte yandan sosyoloji bilimi de, psikiyatrinin de yardımını alarak konuyu toplumsal rahatsızlık olarak çalışma sahasına almıştır.
Ülkemizde ise yukarıda saydığımız kurum zafiyetleri ( üst mercilerin, mobbing uygulayan grupları denetlemesinin zayıf olduğu veya hiç olmadığı işyerleri,ya da mobbingin görmezden gelindiği kurumlarda, mobbingin hatalı olarak işyerinde disiplin sağlama olarak algılandığı kurumlarda ) nedeniyle konuya batı toplumlarındaki kadar ilgi gösterilmemektedir.
Beş grup Mobbing davranışı vardır:
- Grup: Kendini Göstermeyi ve İletişim Oluşumunu Etkilemek: Bu grupta, amir çalışanın kendini gösterme olanaklarını kısıtlar, sözünü sürekli keser, çalışana bağırır ve yüksek sesle azarlar, yaptığı işi sürekli eleştirir vb.
- Grup: Sosyal İlişkilere Saldırılar: Çevredeki insanlar çalışanla konuşmaz, çalışanın başkalarına ulaşması engellenir ve sanki orada değilmiş gibi davranılır vb.
- Grup: İtibara Saldırılar: İnsanlar çalışanın arkasından kötü konuşur, asılsız söylentiler çıkarılır ve çalışan gülünç durum düşürülür, cinsel imalar yapılır vb.
- Grup: Kişinin Yaşam Kalitesi ve Mesleki Durumuna Saldırışlar: Çalışan için hiçbir özel görev yoktur, verilen işler geri alınır, çalışana anlamsız işler verilir ve işi sürekli değiştirilir, mali yük getirecek genel zararlara sebep olunur vb.
- Grup: Kişinin Sağlığına Doğrudan Saldırılar: Çalışan fiziksel olarak ağır işler yapmaya zorlanır, fiziksel şiddet tehditleri yapılır, (ör: fiziksel zarar, doğrudan cinsel taciz vb.)
MOBBİNGİN NEDENLERİ
Tüm dünyada yaygınlaşmış neo- liberal politikaların egemen olması, Ekonominin bozulması, Kurum dışında işsizliğin giderek artması, kurum dışındaki işsiz insanların çok daha düşük ödeme koşullarında çalışmaya her an hazır olmaları, artan işsizlik sonucu iş ve işçinin patronlar tarafından daha da değersiz görülmesi ve bu durumun kendilerine mobbing yapma cesareti vermesi, aşırı kapitalist bir işyeri haline dönüşüm ve kar amacının hadsiz duruma sokulmak istenmesi, vahşi kurum dışı ve kurum içi rekabetin tek çıkar yol olarak gösterilmesi ve algılanması, İnsan kaynakları masraflarının düşürülmek istenmesi, kurumda takım çalışması anlayışının olmaması ya da düşük olması, psikolojik tacizin, disiplinin ve verimin artırılmasında araç olarak kullanılması, post-fordist olarak tanımlanan esnek üretim biçimlerinin yarattığı kurumun gelecekteki istihdamına karşı olan güvensizlik, aşırı iş yükünden kaynaklanan doyumsuzluk, çalışma ortamının demokratik olmayan niteliği, çalışma ortamındaki mevcut ve yanlış olan liderlik biçimi, işler ters gittiğinde birini suçlama ve suçlu bulmaya dair toplumsal alışkanlıklar,şikâyet prosedürünün işletilememesi, Kurum içi eğitimlerin önemsenmemesi, özellikle çoğul roller ile ortaya çıkan rol belirsizliği ve rol çatışması ile bağlantılı olduğuna dikkat çekilmiştir. Bu özellikler Mobbingi kurumda ortaya çıkaran ilk akla gelen etkenlerdir.
Mobbing toplumsal kültür ve değer yargıları hatta bir milletin karakteri ile de ilgili bir patolojik durumdur. Mobbingin çıkış noktasında ırksal yapı, sınıfsal durum hatta cinsiyet de rol oynayabilir. Mobbing uygulama şiddeti ve süresi arttıkça, fiziksel ve duygusal tahribat oranı da artacaktır.
Dünya Sağlık Örgütü'nün tespitine göre mobbingin en kolay ortaya çıktığı kurumlar: Kurumda çalışan bireyler arasında görev tanımlarının iyi yapılamadığı, işbirliği ve dayanışmanın görülemediği, bireyler arası kıskançlığın hakim olduğu, ortaya çıkan problemlerin akıl ve mantık yoluyla çözülemediği, problemlerin her defasında çözülemeyip pansuman tedbirler alınması ve problemlerin gizlenmesi sonucu gelecekte daha büyük problemlere maruz kalan kurumlardır.
MOBBİNG YAYGINLAŞIYOR MU?
Maalesef ülkemizde bu konuda net sayıyı bilemiyoruz. Amerika Birleşik Devletlerinde kayıtlı bilgilere göre mobbing uygulanması maalesef kadın çalışanlarda erkeklerinkinden yaklaşık 3 kartı oranında. ABD'deki son 2 yıl baz alınarak sorgulanan verilere göre: Bir iş yerinde kadın çalışanların neredeyse yarısı mobbinge uğrarken, erkek çalışanların ise % 15'i mobbinge uğramaktadır. Burada da görülüyor ki ciddi bir cinsiyet ayrımı yapılıyor. Kadının genellikle ekonomik özgürlüğünü elde etmiş gibi görünen Amerikan toplumunda dahi daha savunmasız oluşu, zayıf oluşu, kurumdaki mobbing iştahını artırmaktadır. ABD’de yaklaşık % 15 - 20 oranında kamu çalışanına mobbing uygulanmıştır ve bu oran artmaya devam etmektedir.
Mobbing bazı meslek gruplarında daha sık görülmektedir. Yapılan bir çalışmada Tayvan’da sağlık çalışanlarında mobbing yaygınlığı % 50'nin üstüne çıkmıştır. Bu oran sözel ve fiziki şiddet oranlarının bile üstündedir.
En büyük oran ise bu konuda Bosna- Hersek Cumhuriyetinden gelmiştir. Bosna'da sağlık çalışanlarına yapılan mobbing oranı % 80'lere dayanmıştır. Ama Maalesef daha kötüsü bizde: Ülkemizde hemşirelerde mobbinge maruz kalma oranı %90'a yakın olduğu bildirilmiştir.
MOBBİNG YAPANLARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ
Bu kişiler antipatikdirler, vicdan ve merhamet duyguları eksiktir, aşırı denetleyici, şüpheci, korkak ve sinirlidirler. İnsan ilişkileri çok kötüdür. Gücün hep kendisinde olmasını isterler, kötü niyetlidirler, olumsuzdurlar, hileli eylemlere başvurmaktan çekinmezler, insanları gözlerini bile kırpmadan harcayabilirler. Kendi çıkarlarını çok düşünen ve kendilerini hastalık derecesinde seven, bencil insanlardır.Bir kurumda kimden korkuyorlarsa, korktuğu kişileri denetim altında tutmak için güç kullanan, kendini diğer insanlardan sürekli üstün gören bir tutum ve davranış içindedirler. Kendi kurallarını işyerinin kurallarıymış gibi uygulama istekleri vardır, bu amaç için baskı ve şiddet uygulayabildikleri, bu amaçla sürekli bir disiplin kurmaya çalıştıkları, mobbing'i de disiplin uygulama çalışması olarak değerlendirdiler en bilinen özellikleridir. Kurumda kurmak istedikleri şey aslında korku imparatorluğudur.Korku yaratarak egemenlik kurmayı amaçlarlar.
İnsan için var olan her türlü farklılığı kötü anlamda yani mobbing nedeni olarak kullanırlar (cinsiyet, dini inanç veya inançsızlık, etnik, ırksal farklılıklar, ten rengi, engellilik durumu vs.) ön yargılıdırlar. Aşırı ve anormal duygusal tepkiler sergilerler.
MOBBİNG İÇİN SUÇLAMA ÖRNEKLERİ:
- Çalışanı, yeterli çabayı göstermemekle suçlamak,
- Çalışanı, yaşından dolayı deneyimsizlikle itham etmek ve aşağılamak,
- İşyeri imkânlarından faydalanılmasını engellenmek,
- Aşırı iş yüklemek, makul olmayan sürelerde işin bitirilmesini talep etmek,
- Çalışana, görevi ile ilgili olmayan ya da başarısız olacağı işler vermek,
- Çalışana sürekli hatalarını hatırlatmak,
- İşle ilgili düşüncesini açıklamasına izin vermemek,
- İş arkadaşları ya da müşteriler gibi üçüncü kişilerin önünde hakaret etmek ya da küçük düşürmek,
- Performansı hakkında ağır ithamlarda bulunmak,
- İşten atmakla tehdit etmek,
- Çalışanın telefon ya da e-postalarına cevap vermemek,
- Çalışanı, bulunması gerekli toplantılardan haberdar etmemek,
- Çalışanın iş arkadaşlarıyla iletişim kurmasını engellemek, izole edecek fiziksel bir iş ortamı yaratmak,
- Çalışan hakkında söylenti yaymak ya da dedikodu yapmak,
- Çalışana basit ya da az görev vermek,
- Çalışana fiziksel şiddet uygulamak ya da uygulanacağına dair tehdit etmek,
- Çalışanın ruh sağlığı hakkında imalarda bulunmak.
MOBBİNGE KİMLER MARUZ KALIR?
En büyük sıkıntı da burada zaten. Esasen kuruma en faydalı olabilecek en zeki, en yetenekli, problemlere alternatifli de olmak üzere en çok çözüm üretebilen, en araştırmacı, asla politik davranış içinde olmayan, dürüst, güvenilir, etik anlayıştaki, işinde en başarılı, mesleğini seven, sempatik, insan ilişkileri iyi olan kişiler mobbinge maruz kalma açısından en çok tehlikede olanlardır. Hele bir de yaşlı iseler bu oranlar maalesef daha da artacaktır.
MOBBİNGİN MARUZ KALANDA OLUŞTURABİLECEĞİ RUHSAL BOZUKLUKLAR
Yapanın zemininde de psikolojik rahatsızlıkların olduğu mobbingin, maruz kalanlarda da ruhsal bozukluklar yapabileceği kesindir. Bu tabloyu derinleştiren üç önemli etken vardır: Mobbingin uygulanış şekli, şiddeti ve süresi. Mobbing maruzu kişide ortaya çıkabilecek ruhsal bozukluklar: Sıkıntı (anksiyete) hissi ve belirtileri, öfke hali, karamsarlık, uyku sorunları, depresif belirtiler, davranış sorunları olabilmektedir. Uyum bozukluğu ve panik bozukluklar, panik atak, somatizasyon, konversiyon, ağrı bozuklukları da sık görülebilmektedir. Ortaya çıkan bu ruhsal bozukluklar, bazı cilt hastalıklarını, gastro intestinal hastalıkları, hipertansiyonu tetikleyerek, sekonder hastalıkların da ortaya çıkmasına neden olabilir (psikosomatik).
Daha da tehlikeli bir durum var: Mobbinge maruz kalan kişi bu sorunla baş edebilmek çıkış yolları ararken, daha kötü bir bataklığa saplanabilir. Bu amaçla alkol tüketimine, sigara tüketimine, uyuşturucu madde tüketimine, ilaç tüketimine yönelebilir.
İnsan eliyle bilerek oluşturulan travmalardan olan işkence, tecavüz, savaş travması gibi olaylardan sonra bunun sonucu olarak ortaya çıkanlarda görülen kronik olumsuz durumların en tehlikelilerinden olan Travma Sonrası Stres Bozukluğu, maalesef MOBBİNG sonrası da görülebilir. Bireyin fizik bütünlüğünü tehdit eden, onu çaresiz bırakan, dehşet duygusu yaratan yaşantılara ve yaşananlara bağlı gelişen “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” ortaya çıkabilecek en ciddi ruhsal bozukluklardan biridir. İşlevselliği bozar.
MOBBİNG BAŞA GELİNCE NELER YAPILABİLİR?
Mobbing yani yıldırma işleminin aslında ana hedefi maruz kalacak olan kişinin ruhsal yapısıdır. Onu ruhsal olarak tahrip ederek işten kaçırmak istemektedir. Dolayısıyla iyileştirme amacıyla yapılacak her hareketimiz de ruhsal yapının korunmasına ait olmalıdır. En azından ruhsal yapı göz ardı edilmemelidir. Bu konuda en iyi yardım şekli dost dertleşmeleri ve psikiyatri uzmanı hekimlerden yardım almak olacaktır. Bu iki yardım çok önemlidir, çünkü ruhsal bozukluğun kronikleşmesini önler. Böylece birey bu mobbing saldırısında kalıcı yara almadan olayı savuşturabilir.
Bir mobbing olayı ile karşılaşıldığında ve kurban bunu arkadaşına açtığında, ona çeşitli öğütler verilir. Bu öğütler içersinde: Yeni bir iş bulması, izin alıp kafasını dinlemesi, doktor yardımı alması, daha üst amirlere şikayet etmesi, hukuk yolu ile yasal hakkını araması, sendikaya durumu iletmesi, tanıdığı siyasetçi bir kişiye başvurması, mülki amirlere başvurması gibi bir sürü iyi niyetle yapılmış öğüt vardır.
Fakat aklıselim hareket ederek ispatlı ve delilli hareket etmek lazımdır. İşte tam da bu anda aklı ve zekâyı kullanmak lazımdır. Olay kesinlikle kabul edilmemeli, itiraz edilmelidir. Mobbing içeren davranışın kesinlikle görgü tanığı ve şahidi bulunmalıdır, aksi takdirde karşı taraf inkar ederse ispatı güçleşir.
En önemlisi de mobbing içeren talimatları, yazılı olarak belgelemek en doğru davranış şekli olacaktır. Maruz kalınan mobbingi yetkililere, daha üst yöneticilere iletmek gerekir. Bu durumu gerektiğinde önce dost seviyesindeki arkadaşımızla, profesyonel olarak bir avukat ile ve psikiyatrist ile paylaşmak mutlaka gerekecektir.
Öncelikle işyerinde yaşanan olayın adını dürüstçe, hiçbir tarafı kayırmadan, kollamadan koymak ve bununla tüm gerçekliğiyle yüzleşmek ilk adım olmalıdır.
MOBBİNGİ OLUŞMADAN ÖNLEME YOLLARI
- Çalışma ortamının adaletli ve liyakat esas alınarak düzenlenmesi gerekmektedir.
- Çalışma ortamındaki ast - üst ilişkisinin, bir ezen-ezilen ilişkisine dönüştürülmemesi için gerekli profesyonel önlemler, kurum sahiplerince alınmalı, denetim uygulaması sık ve gizli olarak faaliyette olmalıdır.
- Çalışma ortamına, ekip çalışmasının istenen çalışma yaklaşımı olduğu devamlı suretle verilmelidir.
- Demokratik ve dayanışmayı temel alan bir işbölümü yapılmalıdır. Görev tanımı iyice netleşmeli, sınırlar belirginleşmeli, arada kalan gri bölgeler olmamalıdır.
- Önce Görev tanımı yapılmalı, sonra bu göreve en liyakatli kişi seçilmelidir.
- İdareci pozisyona getirilecek kişilerin ya da amirlerin, liyakat dışında fiziken, ruhen ve sosyal olarak sağlıklı olması ilk şart olmalıdır.
- Kurumda bireylerin rahatlamasını, kendini yargılanmadan özgürce ifade etmesini sağlayan, ama saygısızca olmayan, saygıya öncelik sağlayan, duygusal ifadeye izin veren bir ortam yaratılmalıdır.
- Kurumda aşırı çalışmaya son verilmelidir, yasalara uyulmalıdır.
- Çalışma ortamı öncelikle güvenli ve zarar verici uyaranlardan arınmış olmalıdır, Kurum çalışanlarına sağlıklı bir fiziksel ortam sağlanmalıdır.
- Kurumda çalışanların özlük hakları, benzer kurumlar da dikkate alınarak, yeterince sağlanmalıdır.
- Kurum içersinde mobbingi önleyici etik kurallar geliştirilmelidir, bu konuda çalışanların da görüşü alınabilir.
- Kurumda çalışanların özellikle sosyal davranışları olumlu yönde geliştirilmeli, iletişim becerileri geliştirilmelidir. Gerekirse hizmet içi eğitimlerle ya da bire bir görüşmelerle çalışan her bir bireye işiyle ilgili, sorumluluk sahası ile alakalı problem çözme becerileri kazandırılmalıdır.
- İşyerinin sağlık hizmetini aldığı birimlerin de bu konuda görüşlerini alarak, ilgili sağlık birimleri aracılığıyla koruyucu ruh sağlığı uygulamaları (bilgilendirme, eğitimi, danışma) yapılmalıdır. Bu durum sık sık peryodik olarak tekrarlanmalıdır.
- Mobbing ile ilgili hukuksal girişimler kesinlikle engellenmemeli, adaletin tecelli edilmesi sağlanmalıdır. Aksi takdirde problemler daha da büyüyecek ve kurum itibarını kaybedecektir.
1. Kaynak: Türkiye Psikiyatri Derneği’nin bu konudaki aktarımları: https://www.psikiyatri.org.tr/
2. Avukat Gülnur ERDOĞAN, İzmir Barosu, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı 83, Sayfa 318-352, 2009.