TTB’nin mevcut yönetiminin siyasete bu kadar müdahil olmasından rahatsızlık duyan doktorlar, mevcut yönetimin kendilerini temsil etmediğini anlattı. Türkiye’nin en büyük tabip odası olan 33 bin 61 üyeli İstanbul Tabip Odası’nın seçimlerinde toplam 5 bin 670 hekimin oy kullandığı dikkate alındığında, seçilen yönetimlerin tüm doktorların ortak sesi olmaktan çok uzak olduğu ifade ediliyor. Son tabip odası seçimlerinde mevcut yönetim lehine oy kullanan hekimlerin sayısının ise yalnızca 3 bin 763 olması dikkat çekiyor.
ÖZEL HASTANELERDE ÇALIŞABİLMEK İÇİN BU ÜYELİK ZORUNLU
Türkiye’deki 164 bin 594 doktordan yalnızca özel sektörde çalışanların TTB’ye üye olmak zorunda olduğuna dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Dr. Hakan Toku “İl sağlık müdürlükleri özel hastanelerde çalışabilmek için bu üyeliği zorunlu tutuyor. Ancak bu işin şöyle bir handikapı var, birlik siyasi bir açıklama yaptığında, 160 bin doktor adına açıklama yapılmış gibi bir algı oluşuyor. Oysa kendisine kayıtlı olma zorunluluğu olan doktor sayısı yalnızca 16 bin. Üniversite ve devlet hastanesindeki çoğu doktor birliğin zaten üyesi değil.” dedi.
AÇIKLAMALARDAN RAHATSIZIZ
Çok sayıda doktorun TTB’nin ve tabip odalarının yaptığı siyasi açıklamalardan rahatsız olduğunu aktaran Toku “Kuruluş meslek odası misyonunu yerine getirmekten çok uzak. TTB’nin doktorlara yönelik bir çalışması yok. Protesto eylemi olduğunda bize katılmamız yönünde mesaj geliyor. Ben terör örgütleriyle ilgili her gelişmede protesto çağrısı yapan bir birliğe aidat ödemek, üye olmak istemiyorum. Benden aldıkları paralarla, benim adıma beni temsil etmeyen açıklamalar yapıyorlar.” diye konuştu.
SİYASİ EMELLERİ İÇİN KULLANIYORLAR
2014 yılında devletteki görevinden istifa ederek özel sektöre geçen Dr. Toku “Geçtiğimiz yıl başka bir hastanede 1 saatlik görev yapacaktım. İşlemler sırasında, ‘TTB’den bir kağıt isteniyor’ denildi. Birliğe yazıyı göndermeleri için mail attım, ‘2014’ten beri aidat ödemiyorsunuz, ödeme yapın kâğıdı öyle verelim’ şeklinde bir yanıt geldi. Parasında değilim ama paramı kendi siyasi emelleri için kullanıyorlar. Yıllık 478 lira aidat ödeyemeyen yazıyı alamıyor. Bu belge zorunlu olmazsa belki de hekimler üye bile olmaz. İnsanlar mecburiyetten odaya üye oluyor. Zorunlu üyelik ve aidat ödeme durumunda düzenleme yapılsa, oda ve birliğin kendiliğinden işlevsiz hale gelecek.” ifadelerini kullandı.
SİYASETÇİ GİBİ DAVRANIYOR
İstanbul Tabip Odası seçimlerinde başkan adayı olan Genel Cerrah Prof. Dr. Adem Akçakaya, meslek odalarının siyasetçi gibi davranmasının doğru olmadığını savundu. Akçakaya şöyle devam etti:
“Meslek odaları üyelerinin haklarını korumakla mükelleftir. Hakları korurken temsil yeteneğini de sağlamak gerekiyor. Tabip odası siyaset yapıyor. Siyasi söylemler mesleki çabaların önüne geçiyor. Bu durumda da herkes aynı görüşü paylaşmadığı için odalardan soğumaya ve uzaklaşmaya başlanıyor.”
KANUNU HİÇE SAYIYORLAR
Hekim Hakları Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Nedim Uzun “TTB ve tabip odalarının faaliyetleri 6023 sayılı kanun ile düzenlenir. Bu kanunun 1’inci maddesi, birliğin amacı hekimlerin mesleki dayanışmasını, hekimlerin hak ve hukukunun savunulmasını amaçlar. 3’üncü maddesinde ‘TTB amacının dışında faaliyet yürütemez’ diyor. Fakat şu an mevcut yönetim açık bir şekilde amacının dışında faaliyet yürütüyor. Bununla da kalmayıp, kanun dışı faaliyetlerini de kendisinin asli göreviymiş gibi kamuoyunda dillendiriyor. TTB’nin kanundışı faaliyette bulunması bizi son derece rahatsız ediyor. İlgili kanunda amacının dışında faaliyet gösteren odalarla ilgili müeyyideler mevcut. Biz odaları kanuna uygun hareket etmeye, bu kuruluşları denetleme yetkisi olan Sağlık Bakanlığı’nı da görevini yapmaya davet ediyoruz.” dedi.
SİYASETE DEĞİL SORUNLARA ODAKLANIN
TUSEB Hukuk Danışmanı Dr. Ahmet Erçek “Meslek örgütümüzden hekimlerin var olan sorunlarına odaklanmalarını bekliyoruz. Oysa İstanbul Tabip Odası ve TTB meslek odası olmaktan öte siyasi bir mahfil gibi hareket ediyor. Bizim bu meslek örgütlerine muhalefet etmemizin temel sebebi, hekimlerin dağ gibi birikmiş onlarca sorunu varken, bu sorunları çözmeye odaklanmak yerine, siyasi söylemlerle hekim sorunlarını çözümsüz bırakmalarıdır. Hangi hekime dokunursanız bir dokunup bin ah işitirsiniz. ‘Afrin savaş suçudur, koronavirüsü yönetemedik, ölüyoruz’ gibi tamamen siyasi netice almaya matuf söylemleri bıraksınlar. Meslek itibar kaybediyor. Odamız bu sorunları çözebilecek kabiliyeti kaybetti.” dedi.
YENİŞAFAK