Prof. Dr. Alper Şener'den milli aşıyı hedef alanlara: Dedikodulara değil verilere bakalım

Turkovac'ın etkin sonuçlarına rağmen, başta Türk Tabipleri Birliği yönetimi olmak üzere güvensizlik mesajı vermeye devam edenler var. Şener, 'Yermek yerine destek olun' çağrısı yaptı.

Covid-19’a karşı geliştirilen yerli aşı Turkovac’a ilişkin ara sonuçlar önceki gün Hacettepe Üniversitesi’nde açıklandı. Turkovac için, “Aşı değil solüsyon” diyenler, kafaları karıştırmaya devam ediyor. Hekimler ise, bu tür açıklamaların hem aşı tereddüdüne neden olduğu hem de iyi niyetli olmadığı görüşünde.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Turkovac Faz-3 Çalışması Ülke Koordinatörü Prof. Dr. Serhat Ünal ile Hacettepe Üniversitesi Aşı Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi ve Turkovac Faz-3 Çalışması Sorumlu Araştırıcısı Prof. Dr. Mine Durusu Tanrıöver tarafından açıklanan verilere göre Turkovac en az Çin menşeli Coronavac kadar güvenli ve etkin. Covid-19'a yakalanma oranını CoronaVac'a göre yüzde 49,29 azaltıyor.

DEDİKODU DEĞİL VERİLERLE HAREKET EDİYORUZ

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener:

p

Türkiye’nin de acil kullanım onayına sahip bir aşıya ihtiyacı vardı. Çünkü ısrarla yalnızca ülkemizin aşısını yaptırmak isteyen ve onu bekleyen bir grup var. İnsanlar gönüllü olmuyorsa ne yapacaksınız? Eldeki veriler bilimsel açıdan sorunsuz. Etkinliği bilimsel, akılcı ve rasyonel. Veriler bilimsel terminoloji açısından akılcı ve kullanıma uygun olduğunu gösteriyorsa acil kullanım onayı verilir. Bütün dünya böyle yapıyor. Kaygılarını anlıyorum ama dedikodu ile hareket edemeyiz. Yerli bir aşıya ihtiyacımız vardı, veriler ortada. Eleştirilmesin demiyoruz ama ‘Aşıyımsı’ gibi eleştiriler çok insafsızca ve maksadını aşıyor. Ortada bir yangın var bir itfaiye aracı gelmiş neden üç itfaiye aracı yok diyorsunuz. Gönüllü sayısı az diye yermek yerine, yerli aşıya destek olun el ele hareket edelim. Gönüllü sayısının az olmasının nedeni de bu tür veriye dayanmayan tartışmalar. Çalışmayı yürüten ve açıklamayı yapan Serhat Ünal, dünya çapında herkesin akıl danıştığı bir profesör. Bilimsel olarak verileri ortaya koydu. Bu verilere aykırı bir veriniz varsa siz de karşısına koyarsınız. Açıkça ve net bir şekilde veriler açıklandıktan sonra hâlâ bu tartışmayı sürdürmenin kimseye bir faydası yok. Hem Türkiye’de hem de dünyada aşı tereddüdü yaşayan bir grup var. Artık bu tür tartışmalar yerine bizim omikronun yayılımını önleyici tedbirlere konsantre olmamız gerekiyor.

‘TÜRKİYE BİYOTEKNOLOJİ MERKEZİ OLACAK’

Cumhuriyetçi Hekimler İkinci Başkanı Dr. Hikmet Çevik:

ğ

Aşı, uluslararası akreditasyonu olan laboratuvarlarda geliştirildi. Bu sayı yetersizse, yeterli olan sayı ne? Böyle bir rakam yok. Tam ruhsat için bu belli ama bu acil kullanım onayı. Aşının güvenli olduğu konusunda kimsenin bir tereddüt yok. Faz-1 ve Faz-2 çalışmalarında güvenlikle ilgili yeterli veri oluştu. Turkovac, bilinen bir teknoloji, bütün çalışmalar usulüne uygun ve çalışmayı yapanları tanıyoruz, işin başında Prof. Dr. Serhat Ünal var. Etkinlik oranı çalışması yapılamıyor. Çünkü elinizde aşı varken artık plasebo ile çalışma yapamazsınız. Karşılaştırmalı çalışma yapmak zorundasınız. Bunların altında öğrenilmiş çaresizlik var, “yapılamaz yapamayız” denilmesi bundan. Eleştirilebilir, bilimde tartışma olur, ancak solüsyon gibi ahlaki değerlere bile sığmayan dayanaksız açıklamalar yapmak çok yanlış. Türkiye bunu başardı. Bu daha başlangıç, daha fazlasını da yapacak. 1 yıl içinde TÜBİTAK’ın Gebze’de, Sağlık Bakanlığı’nın Ankara’da Hıfzıssıha adında iki merkezimiz açılacak. Orta vadede Türkiye biyoteknoloji merkezi haline gelecek. Sırada başka aşılar da var. Bilimsel araştırmalar açısında çok büyük bir imkan. Üniversitelerin çehresi değişecek.  Öğrenilmiş çaresizlikten kurtulmalıyız. Erciyes ekibine ve araştırmasına geliştirmede görev alan herkese minnet duyuyoruz. Burada devletin desteği çok kritikti. Bu herkes için bir ders oldu.

Bu aynı zamanda ekonomi açısından da önemli bir adım. İçeride üretiğinizde aşı 2,5 dolar civarında, yurtdışından asgari 10 dolara alıyorsunuz.

İYİ NİYETLİ DEĞİL

İzmir Hekim Güçbirliği Grubu Başkanı Dr. Suat Kaptaner: 

ğp

Türk Tabipleri Birliği verilerin açıklanmadığını gerekçe göstererek “Aşı değil solüsyon” diyerek sorumsuz bir açıklama yaptı. İyi niyetli bir kaygı olsaydı veriler açıklandıktan sonra “Evet demek ki solüsyon değilmiş, ancak verilerin sayısı konusunda tereddüdümüz var. Onların artmasını bekliyoruz” denilebilirdi. Sağlık Bakanlığı’na da öneriyoruz. Güzel ve olumlu bir iş yaptılar. Bunu daha iyi sunabilmek için millet bağırıp çağırmadan Acil Kullanım Onayı verildiği sırada bu verileri açıklayabilseydi çok daha iyi olurdu.  Şunu görmemiz bir sürü insan aşı oldu, aşı olmamış ve hastalanmamış gönüllü bulmak gerçekten kolay değil. Onun için yavaş ilerledi. Aşılamanın ilk başladığı günlerde spekülasyon yapanlar vardı. Biontech, Moderna, Sinovac için bir sürü yalanlar ürettiler. TTB onların düzeyine nasıl düşer? İyi niyetli bir kaygı yok; TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’dan belli, sanki muhalefetteki bir siyasi parti gibi davranıyorlar. 

SAĞLIKÇILAR KAR TİPİ DEMEDEN KÖYLERE GİDİYOR

Kar, tipi ve dondurucu soğukların etkili olduğu Ardahan'da aşıyı vatandaşlara ulaşmak için günün ilk ışıklarıyla çalışmalara başlayan ekipler, özel kıyafetlerini giydikten sonra araçlarla köylere götürülüyor. Kar, tipi ve soğuk havanın etkili olduğu bölgede araçların çıkamadığı yerlere zaman zaman yürüyerek gitmek zorunda kalan ekipler, ulaştıkları köylerdeki evlerde ya da okullarda soba etrafında ısındıktan sonra vatandaşları aşılamaya başlıyor. Merkeze bağlı Beşiktaş ve Tepeler köyünde çalışma yapan ekipler, vatandaşları okulda aşıladıktan sonra evinden çıkma imkanı olmayanların da ayağına giderek aşısını yaptı.

 

TEKRAR TESTİ ÖNLEMEK İÇİN YENİ POLİTİKA

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından tarama amaçlı ve temaslı kişilerde PCR testi zorunluluğunu kaldırıldı. Artık aşılı olan temaslılar karantinaya alınmayacak.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Alper Şener, test politikasındaki değişikliğin nedenlerini Aydınlık’a anlattı: Şener, “Artık baskın varyant omikron. semptom süresi çok kısa, mükerrer testlere sebep olmamak ve yükü azaltmak için böyle bir karar verildi” dedi. Mükerrer testlerin açıklamasını da yapan Şener sözlerine şöyle devam etti: “Temaslı kişi, semptom olmadan test yaptırıyor. Semptom başlayınca emin olmak için tekrar test yaptırıyor. Aynı kişiye iki üç gün arayla tekrar tekrar test yapılmış oluyor. Üstelik test kuyruğunda hastalık kapma riski var. Bu yükü azaltmak amacıyla yalnızca semptomu olanlara test yapılmasına karar verildi. Boğaz ağrısı, boğazda yanma, batma, burun akıntısı gibi şikayeti olan kişilere test yapılacak. Ama artık tarama amaçlı semptomu olmayan kişilere test yapılmayacak. Ameliyat öncesi ve sonrası test takibi de söz konusu değil. Dünyanın genelinde de bu böyle yapılıyor.”

ÇALIŞMA HAYATINA İLİŞKİN ÖNLEM

“Temaslı kişilere karantina uygulaması devam ediyor ama aşılı ise karantina uygulaması olmayacak. Aşılı olanı da karantinaya aldığınız zaman aşının etkinliğini sorgulamış oluyorsunuz. Ayrıca bu yönde bir önlem almazsanız, vaka sayıları ciddi boyutlara ulaştığında günlük hayatı sürdüremez hale gelirsiniz. Dünya genelinde de benzeri uygulamalar var. ABD de böyle yaptı. Temaslı aşılı herkesi karantinaya alırsanız bazı meslek kolları çalışamaz hale gelir. Temaslılar maskeli olacak, bireysel korunma daha fazla ön planda.