Sağlıkta büyük özelleştirme: Şehir Hastaneleri

Şehir hastaneleri ya da gerçek adıyla "Kamu Özel Ortaklığı" modeli "Kamu" adını kullanarak küresel sermayeye yeni ve büyük bir kaynak aktarmanın aracıdır. Kamuoyu sağlık alanında yeni bir özelleştirme ile karsı karşıyadır.

Sağlık Bakanlığı otoriteleri "yaptığımız is özelleştirme değil; vatandaşın 5 yıldızlı otel konforundaki hastanelerde daha kaliteli sağlık hizmeti alabilmesi için özel sektörün gücünden yararlanmaktır" demesine karşılık; özel sektör bu konuda daha delikanlı açıklamalarda bulunarak " sağlıkta kamu özel ortaklığı, gelecekte yapılacak kamu yatırımlarının bugünden özelleştirilmesidir" demektedir (YASED/ Uluslararası Yatırımcılar Derneği raporu).

Şehir Hastaneleri ya da sağlıkta kamu özel ortaklığı ile kamu sağlık hizmeti verilecek tesisler özel şirketler tarafından yapılarak 25 yıl süre ile çok yüksek kira bedelleri ile Devlete kiralanacaktır. 3 yıllık kira bedelinin tesisin sabit yatırım maliyetini karşılayacak şekilde yapılan sözleşmeler ile Özel şirket kalan 22 yılda devlet tarafından yapılan kira bedelleri ve bu tesislerde 'çekirdek sağlık hizmetleri' haricinde kendilerine devredilen hizmetleri (MR, Bilgisayarlı Tomografi gibi görüntüleme laboratuvarları, tıbbi donanım, otoparklar, restoran, hastane mutfağı,vs.) kamuya satarak kazanç sağlayacaktır.

Özel şirketlere kiralar yolu ile yatırım finansmanı, hizmet devri ile de gelir garantisi verilen Kamu Özel Ortaklığı sisteminde risk ve maliyet tamamen kamu üzerinde kalmaktadır. Şehir Hastanesi ihalesini alan şirketlere yüzde 70 doluluk oranı da garanti edilmektedir.

Şehir hastaneleri tamamlandığında bölgedeki Devlet Hastaneleri buralara taşınacak, özel şirketlere kira ödemeleri de bu hastanelerin döner sermayeleri tarafından yapılacaktır. Kiraların ödenememesi durumunda ise şirketlere Hazine garantisi verilmektedir. Bu kapsamdaki işlemlerden damga vergisi ve harç alınmamaktadır. Yine, bu kapsamda yapılacak ihaleler kamu ihale ve devlet ihale yasasına tabi değildir.

Öte yandan, yapılan araştırma sonuçları "Kamu Özel Ortaklığı" ile yapılan altyapı yatırımlarının normal ihale yöntemlerine göre daha pahalı olduğunu göstermiştir. Avrupa Yatırım Bankası verilerine göre Kamu Özel Ortaklığı ile yapılan yatırımlar yüzde 24 daha pahalı olmaktadır. Bu yöntem için alınan kredi maliyetleri ise Devlet borçlanmasına göre yüzde 83 fazladır.

Kamu Özel Ortaklığı ile yapılan hastane ihaleleri ile klasik ihale ile yapılan hastane ihale bedelleri karşılaştırıldığında ülkemizde de benzer sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Örneğin, Erzurum'da klasik ihale yöntemi ile yapılan 1200 yataklı hastane inşaatı 193 milyon TL ile sonuçlanırken; Kamu Özel Ortaklığı ile yapılan 1500 yataklı Kayseri Hastanesinin ihale bedeli 427 milyon 454 bin TL olup, bu hastanenin 25 sene devam edecek olan yıllık kirası 137 milyon 730 bin TL'dir. Yani 1,5 yıllık kira ile 1200 yataklı hastane yapılabilmektedir (427 milyon 454 bin TL sabit yatırım için 25 yıllık toplam kira bedeli 3 milyar 443 milyon 250 bin TL.). Diğer bir örnek, TOKİ'nin GATA için Etlik'te yapacağı 800 yataklı hastane ve ek binalara dair ihalede en yüksek fiyat 130 milyon TL olurken ; Konya- Karatay 800 yataklı hastanesinin Kamu Özel Ortaklığı ile yapılan ihalesi ise 246 milyon 20 bin TL ile sonuçlanmış olup, bu hastane içinde 25 sene boyunca ödenecek yıllık kira bedeli 88 milyon 791 bin TL'dir (25 yıllık toplam kira bedeli 2 milyar 219 milyon 790 bin TL).

Öte yandan, Şehir Hastanelerinin ihalelere hazırlık süreci de yüksek maliyetli olmaktadır ! Örnegin, Sağlık Bakanlığı döner sermayesinden sadece uc hastanenin on mimari projeleri için 600 bin dolar harcama yapılmıştır. Kayseri projesinin hukuk danışmanlığı için yapılan ihale iki milyon TL ile sonuçlanmıştır. Görülmektedir ki ihale hazırlık süreci için harcanan paraların toplamıyla bile hastanenin yarı parası çıkmaktadır.

Kamu Özel Ortaklığı yönteminin sağlık alanında kullanıldığı ülkelerde bu uygulamaların piyasa için yeni fırsatlar sağlayan bir yaklaşım olduğu, amacının kamu yararı olmadığı iyi bilinmektedir. Kamu özel ortaklığı çerçevesinde çalışan hastaneler, sağlık hizmetleri sistemini eriten, özel ve kar amaçlı hizmetler vermektedir. Burada hizmetin odak noktasını insan sağlığı değil, elde edilecek kar oluşturmaktadır.

Dr. Rıfat Mutlu