Acil ve şiddet

Gün geçmiyor ki

medyada Sağlık sorunları

 gündemden düşmüyor.

Hele şiddet.

Geçen hafta da;

Sayın Mesude Erşan’ın

Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) Başkanı

Prof. Dr. Serkan Yılmaz ile

yaptığı haber röportajını dikkat çekici.

Kırk yılı geçkin hekim olarak çalışıyorum,

Sağlığa ve hekime talep

hiç bu kadar artmamıştı.

Aciller poliklinik gibi hizmet

yeri olmaz.

Aciller yaşatmak içindir.

İlk müdahele yerleridir.

aciller yaşam riski bulunanların

ilk başvuru yeri.

Acilen müdahale edilmesi gereken

hastaların, yaralıların başvuru yeri.

Tıpta acil durumlar bellidir.

Mesela;Trafik kazaları,

silahlı yaralanmalar,

kalp krizleri,

mide kanamaları,

felç (inme),

 travmalar,

zehirlenmeler ve

daha pek çok insan için

hayati tehlikesi bulunan durumlarda

adeta dakikalarla

Azrail ile yarışırcasına

ölümün kıyısından

çekilmeye çalışıldığı

sağlık birimleridir aciller.

Daha sonra ise durumunun

değerlendirilip ilgili branşlara

tedavisinin sürdürülmesi için

yönlendirildiği hastane birimleridir.

ACİLLER POLİKLİNİK ALANI OLMANALI!

Medyada yayınlanan fotoğraflara

dikkatli bakınca durumun acillik mi,

yoksa poliklinik sırasında mı olduğunu

insanların anlamakta güçlük çekiyor görenler.

Acillik olay beklemez,

Hemen müdahele edilir.

Kendini acil vaka olarak değerlendiren

acil olmayan acil vakalar,

gerçek acillerin müdahelesini

geciktirdiğinin farkında olmalı.

ACİL TÜRKİYEM

Medyada yer alan haberlere göre;

Yayınlanan istatistikler

acillere keyfi başvuruların göstergesi.

Türkiye nüfusun iki katı sayıda

acil başvurusu var.

Kısaca hastanelere

her dört başvurudan birinin kaydı

acillerde.

Yine Acil Tıp Derneği Başkanı’nın

söyleşisinden öğreniyoruz ki;

Acile başvuruların sadece yüzde 20’si

gerçek acil, yüzde 80’i ise

polikliniklerde çözülebilecek,

aciliyeti olmayan başvurular

olduğunu belirtmesi.

Türkiye Acil Tıp Derneği Başkanı diyor ki;

Dahası acilin kapısından adım atan herkes,

kendini gerçekten ‘acillik’ sanıyor ve

öncelik bekliyor.

Kalbi duran hastayla uğraşan hekime, 

“İlgilenmeniz için ölmemiz mi gerekiyor” 

diyebiliyor.

Acil olmayan,

yeşil alan hastası

öncelik talep edebiliyor.

Gebelik testi isteyebiliyor.

Tehdit, aşağılama, hakaretse

acillerin rutinleri arasına çoktan girdi.

Bıçakla, silahla acillere dalıp

her türlü şiddet uygulanabiliyor.

Gerek keyfiyetler,

gerekse acil servislere yüklenen

(enjeksiyon, pansuman, adli muayeneler,

Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nden (MHRS)

randevu alamayanlar vs.)  gibi durumlar

aslında gerçek acil hastaların,

bazen yaşam hakkını gasp ediyor.”

Unutmayalım;

Sağlığımızın sigortası

başta hekimler olmak üzere,

hekim dışı sağlık mensuplarıdır.