(24 NİSAN DÜNYA MENENJİT GÜNÜ)
Türkiye’de her yıl 4/100.000 oranında genel populasyonda menenjit ve veya meningokoksemi görülmektedir.
Dünyada her yıl ortalama 1,2 milyon bakteriyel menenjit vakası görülmektedir ve bunların 135.000’inde ölüm gözlenmektedir.TÜİK verilerine göre(2008) Türkiye’de 5 yaş altı her 10 çocuktan 3’ü menenjit nedeniyle yaşamını yitirmektedir.Bu ölümcül hastalığa dikkat çekmek amacıyla 2004 yılından itibaren her yıl 24 Nisan ‘Dünya Menenjit Günü’nde hastalığın önemini vurgulamak maksadıyla çalışmalar yürütülmektedir.Damlacık yoluyla insandan insana bulaşan menenjite her yaşta rastlansa da istatistikler özellikle 2 yaş altındaki çocuklarda çok daha sık ve öldürücü olduğuna işaret etmektedir.Her ne kadar bakteriyel etkenlerle oluşan menenjitlerde antibiyoterapi kullanılıyor olsa da yine de menenjit gelişen vakaların yaklaşık %30’unda ölüm ve %30-40’ında kalıcı nörolojik,ortopedik hasarlar görülebilmektedir.
‘Menenjit belirtileri nelerdir?’
Menenjit hastalığına virüsler, bakteriler daha az oranda mantarlar ve parazitler sebep olmaktadır.Menenjit vakalarında ateş,halsizlik,bulantı,kusma,baş ağrısı,döküntü ve ilerlemiş vakalarda epileptik nöbetler ve koma hali görülebilir.
‘Menenjit etkenleri nelerdir?’
Menenjit hastalığı en sık 3 bakteriyel etkenle ortaya çıkmaktadır. Bunlar ‘Pnömokok, Hemophilus Influenza b (Hib) ve Meningokok’’tur.
‘Menenjitten korunmak mümkün mü?’
TC Sağlık Bakanlığı 2006 yılından itibaren Hib,2008 yılından itibaren pnomokok etkenlerinin büyük bir kısmına karşı koruma sağlayan pnomokok aşısını Çocukluk Çağı aşı takvimine dahil etmiştir. Meningokok etkenine karşı ülkemizde 2 aydan itibaren ruhsatlı ‘Konjuge Meningokok ve rekombinant MenB aşısı ‘bulunmaktadır.
Menenjitte erken teşhis ve tedavi oluşabilecek kalıcı hasarları önlemek açısından çok önemlidir dolayısıyla bütün etkenlere karşı aşılanmak bu noktada çok büyük önem kazanmaktadır.
Salgın yapma potansiyeli olan menenjit; özellikle kalabalık veya kapalı ortamlarda (askeri kışla,hac ve umre,kreş,yurt)damlacık yoluyla bulaştığı için öldürücü olabilmektedir.Bu etkenlere karşı korunma yolunda elimizdeki en etkili yöntem; aşıdır.
Aşılarımızı ihmal etmemeli, pandemi kuralları çerçevesinde maske, mesafe, hijyen kurallarına devam etmeliyiz.