Yazının ilk kısmı için buraya tıklayabilirsiniz.
Aşıların Genel Özellikleri:
- Koruyucu etkinlik derecesi.
Elde edilmiş bir aşının, canlıları, söz konusu enfeksiyona karşı en iyi derece de koruyup korumamasının tespitidir. Aşıların, özellikle yeni bulunan aşıların koruyucu etkisinin ölçülmesi çok önemli. Aşıların koruyucu etkinlikleri daha çok aşılanmış insanların aşılanmamışlara göre enfeksiyonlara karşı gösterdikleri direnç oranı ile anlaşılabilir. Koruyucu etkinlik derecesi ister hayvan aşıları olsun, ister insan için üretilmiş aşılar olsun istenen ve aranan özelliktir.
- Aşıların verilme yolları.
İnsanlar için veya hayvanlar için üretilmiş aşılar olsun niteliklerine göre damla, sprey, ağızdan, parenteral, deriyi çizerek, deri içi, deri altı ve kas içi şeklinde olmak üzere çeşitli yollardan organizmaya verilebilirler.
- Yan etkileri.
Aşıların özellikleri arasında istenmeyen yan etkilerinin az olması ya da hiç olmaması özelliği bir aşı için büyük önem taşır. Buruna damlatılan, püskürtülen aşılarla ağızdan alınan aşıların genellikle parenteral kullanılanlara göre çok az yan etkileri görülür. Örneğin; influenza aşısının deri altına verilen şeklinde lokal kızarıklık, sıcaklık ve şişlik, genel olarak da ateş ve halsizlik görüldüğü halde aynı aşının aerosol şeklinde verilmesinde hiçbir yan etki görülmez. Benzer durum hayvan aşıları içinde geçerlidir.
- Koyuculuk süresi.
İster hayvan aşısı olsun,ister insanlar üretilmiş aşılar olsun koruyuculuk etkilerinin süresi önemli bir özelliktir. Uzun süre koruma sağlayan aşılar iyi aşılar olup en çok aranan özelliktir. Genellikle atenüe edilmiş ( canlı, aktif) mikroorganizmalardan hazırlanan aşıların, öldürülmüş (inaktif) mikroorganizmalardan hazırlanan aşılara göre daha uzun süre bağışıklık sağladıkları kabul edilmektedir. Ayni şekilde inaktif ürünlerinden (toksoid) aşıların da koruyuculuk etkisi öldürülmüş (inaktif) mikroorganizmalardan hazırlanan aşılara göre daha uzun sürelidir. Fakat uygun olmayan yörelerde canlı virüs aşıları için ayni şeyi söylemek çok zor.
- Aşılama riski.
Aşıların uygulanmasında dikkat edilmesi gereken önemli konulardan birisi de özellikle riski olan aşıları yapmaya karar verirken, hastalık etkeni ile bulaşma ve hastalanma olasılığı riski ile aşının getirebileceği risk karşılaştırılmalı ve ona göre aşıyı yapıp yapmamağa karar verilmesidir. Örneğin: aslında sağaltıcı etkisi olan semple kuduz aşısının yapılıp yapılamamasına kuduz olduğundan şüphe edilen, kuşkulanılan hayvan ile olan ilişkiden dolayı kudurma olasılığı ile, kuduz aşısından kaynaklanabilecek allerjik ansefalit komplikasyonu riskinin değerlendirilmesinden sonra karar verilmesi gibi v.s
- Aşılama yaşı.
Aşıların insanlara yapılacağı yaşın önemi yalnızca hangi yaşta hangi enfeksiyonun daha sık görüldüğü olgusu ile ilişkisi olmayıp aynı zamanda uygulanan aşınını yaşa bağlı yan etkilerinin azlığı ya da çokluğuna da bağlıdır.(9) Örneğin: Halen uygulanmakta olan Covid-19 aşısının bazı yaş grubunda uygulanamaması gibi.
Aşılama Kontrendikasyonları:
Hayvan olsun, insan olsun tüm aşılar için uyulması gereken kontrendikasyonlar olduğu gibi bazı aşılamalara özgü kontrendikasyonlar da söz konusudur. Aşılamalarda kesinlikle uyulması gereken kontrendikasyonlar şunlardır (9)
- Aşılar, genellikle sağlıklı bireyleri infeksiyonlardan korumak için uygulanır. Ateşli durumlarda ve tüm enfeksiyon hastalıklarının seyri esnasında aşı yapılmaz.(7,9)
- Bağışıklık yanıt ve antikor oluşturma yeteneğinden yoksun olup aşının hastaıklarını artırıcı etki yapacağı kesin olan kimseler ve aşı infeksiyonunu ( canlı aşılarda ) sınırlandırma yeteneği olmayan kimselere aşı yapılmaz.(9)
- Bakteriyel, viral ve paraziter infeksiyonlara ( gizli, asemptomatik, kronik, subklinik, v.s) sahip olanlara, immun yetmezliği ve immun supresif durumları bulunanlara, infeksiyondan şüphelilere ve diğer metabolik, v.s bozuklukları olanlara ve özellikle, gebelere canlı aşılar uygulanmaz. Çünkü canlı aşılar infekte bireylerde üreyerek ve hem de bunlarda önceden bulunan mikroorganizmaları aktive ederek tehlikeli hastalıklara, ölümlere ve gebelerde de yavruların infeksiyonuna, ölümlerine ve abortus( atılmalarına )’a sebep olabilir. Bazen bunun dışında infekte yavruların doğmasına da yol açabilmektedir. İmmun supresif olanların ve immun yetmezlik bozuklukları olanların bağışıklık sistemleri etkin olmadığı için, kolayca hastalanabilir ve ölebilirler.(7)
Aşıların Yan Etkileri:
Her aşının her canlının immun sisteminden kaynaklanan farklılıklar nedeniyle az veya çok uygulanan aşıdan kaynaklanabilecek yan etkileri ortaya çıkması mümkündür. Aşının uygulama tekniğine kesin riayet ederek ve kontrendikasyonları gözönüne alınarak dikkatli uygulanması halinde bu yan etkiler en az düzeye indirilmesi mümkün. Tüm aşılamalardan önce aşı yapılacak kişinin genel bir bakısının yapılması, geçmişinde allerjik bir rahatsızlığa sahip olup olmadığı, yineleyen enfeksiyonlar olup olmadığı sorulmalıdır. Aşılardan sonra görülen başlıca yan etkileri şunblardır:
- Yerel tepkimeler: Enjeksiyon şeklinde yapılan aşılarda aşı yapılan yerde yerel kızarıklık, ödem nedeni ile şişlik ve ağrı bazan yerel lenf bezlerinde şişlik görülebilir.
- Genel tepkimeler: Vücutta halsizlik, orta derecede ateş yükselmesi, bulantı,bazan kusma gibi etkiler aşılama günü başlayıp 2-4 gün sürebilir. Bu gibi hallerde en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir.
- Aşı şoku: Ender görülen ve aşırı duyarlılığa bağlı anafilaktik şok tipinde olup bu gibi hallertde en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir.
- Odak ( organ ) tepkimeleri: Özellikle TAB aşısından sonra tüberküloz lezyonların ortaya çıkması, böbrek hastalıklarının yinelenmesi gibi (9)
Sadece Aşılama ile Bir İnfeksiyon ve Salgın Önlenebilir mi ?
Sadece aşılamak ile bir infeksiyonu veya hastalığı bir ülkeden ( bu ülke ada olsa bile ) tam olarak eradike etmek çok güç olduğu kadar,(7) (örneğin: bugün İngiltere ada ülkesi olmasına rağmen Covid-19 mücadelesinde bırakalım eradike etmeyi hastalığı kontrol altına almakta zorlanıyor.) yılları alan koruma ve kontrole (biyogübenlik) yönelik çok ciddi çabayı da gerektirir. Aşılama ile eradikasyon, ancak çok fazla maddi olanaklara sahip ve gerekli koruyucu önlemleri zamanında alan ve titizlikle uygulayan birkaç ülkede ve birkaç infeksiyon için ( suçiçeği, brucellosis v.s ) başarılı olabilmiştir. Ülke sınır giriş çıkışları ( hava, kara ve deniz yolu ) iyi kontrol edilmeyen/edilemeyen ve yurt içi insan ve hayvan hareketleri tam disiplinize edilmeyen ve biyogüvenlik önlemleri tam alınamayan ve uygulanamayan ülkelerde infeksiyonları, salgınları kontrol altına almak ve bazılarını da elimine etmek çok zordur, masraflıdır ve hatta olanaksızdır,(7) örneğin: Covid-19 pandemisinde ülkemizde ve dünya ülkelerinde yaşananlara bakmak yeterli. Bakteriyel enfeksiyonlarda, genel ve özel koruyucu önlemler hastalığın söndürülmesinde büyük ölçüde yararlı olmasına karşın, viral infeksiyonlarda genellikle kemoterapötiklerin kullanılamaması nedeniyle oluşan boşluk, ancak etkili aşılar ve etkili koruma - kontrol önlemleri ile doldurulabilmektedir. Bu nedenle de, viral infeksiyonlarda, pandemilerde aşılamaların ve biyogüvenliğin özel ve önemli bir yeri bulunmaktadır.(7) örneğin: Covid-19 pandemisi.
Sonuç olarak:
DSÖ’nün “Veteriner Halk Sağlığı Departmanı”nın, DSÖ ve FAO ile birlikte 11-16 Aralık 1950 tarihlerinde Geneva’da Dr.Martin Kaplan’ın başkanlığında düzenlediği “Zoonozlar Ortak Uzmanlar Grubu”toplantısı sonucunda yayınlanan raporda dünya üzerinde sayıları; 20’si virüs, 20’si bakteri, 10’u nematod. 10’u trematod, 9 ‘u cestod toplam, 8’i protozoa, 7’si rckettsia ve 2 yanesi fungus olmak üzere toplam 86 adeti bulan zoonozun küresel sağlığı tehdit ettiği belirlenerek tüm dünya ülkelerine bildirilmiş, 2000’li yıllara gelindiğinde bu sayının 183’ü virüs ve prion, 250’si bakteri ve riketsia, 83’ü fungus, 275’i helmint, 41’i protozoa olmak üzere toplam 832 adet zoonoza ulaştığı, yine yeni çıkan patojenlerin 64’ü virüs ve prion, 48’nin bakteri ve riketsiya, 16’nın fungus, 9’nun helmint ve 19’nun ise protozoa olmak üzere toplam 156 adetinin zoonoz olduğu bilimsel olarak saptandığı tespit edilmiş bulunmaktadır.(11) 2021 yılı itibariyle bu sayının ne olduğu bilinmemekle birlikte gerek zoonoz sayısında ki artış,gerek bazı zoonozların ciddi mutasyona uğramaları küresel hayvan ve insan sağlığını,ayni zamanda global ekonomiyi de tehdit etmektedir.
Dünya nüfusu 2018'de 7,6 milyar kişiye ulaştı ve bunların yarısından fazlası yoğun nüfuslu kentsel ortamlarda yaşıyor. Seyahat alışkanlıkları kökten değişti; Uçakla seyahat eden insan sayısı her yıl artıyor ve 2016'da toplam 3,7 milyara ulaştı. Yüksek nüfus yoğunluğu ve dünyanın hemen hemen tüm bölgelerinden insanlar arasındaki aşırı temas artışı, patojenlerin küresel olarak yayılmasını oldukça desteklemektedir. Bu pandemik risk, patojen taşıyan vektörlerin dağılımını, bolluğunu ve prevalansını etkileyen ve bir dizi vektör kaynaklı hastalıkla enfeksiyonları teşvik eden iklim değişikliği ile daha da artmaktadır. 2018 yılı itibariyle geçtiğimiz on yıllarda pandemi salgınlarının ortaya çıkması, küresel pandemik tehditlerin gerçekliğini açıkça göstermiş,(11) fakat tüm dünya ülkeleri bu tehditi ciddiye almamış, hiç kimsenin aklından dahi geçirmediği bu tehdit aradan geçen bir yıl sonra 2019 yılının sonuna doğru gerçek olmuş ve SARS-CoV-2 koronavirüsün meydana getirdiği pandeminin patlak vermesiyle iki yıldır, 2018 yılında pandemi tehditi uyarısını ciddiye almamanın bedelini çok ağır ödemektedir. Bu pandemi tehditi ve yaşanmakta olan küresel pandeminin yanı sıra, çoklu ilaca dirençli [ Multi Drug Resistant (MDR) ] organizmalar listesi , antibiyotiklerin yanlış kullanımı ve aşırı kullanımı ile adeta teşvik edilmektedir. Bu, antibiyotiklerin hem insanlarda hem de daha da sorunlu bir şekilde, hayvanlarda hastalıkların önlenmesi ve çiftlik hayvanlarında büyümenin teşvik edilmesi için rutin olarak kullanıldığı hayvanlarda antibiyotik kullanımı için geçerlidir.(11)
Zoonozlar, HIV'in yanı sıra SARS ve MERS CoV'da olduğu gibi, önceden karakterize edilmemiş bir patojeni popülasyona sokmak için sürekli bir tehdit oluşturmaktadır. Pandemik influenza virüsünün neden olduğu salgınlar, bilinen bir patojenin mutasyona uğrama ve yeni bir konakçıya veya çevreye uyum sağlama potansiyelini, immünojenik özellikleri ve indüklediği semptomların ciddiyeti için öngörülemeyen sonuçlarla gösterir. Son zamanlardaki salgınlar ve pandemilerin gösterdiği gibi, bu tür olayların riski, yüksek mutasyon oranları uyum sağlamayı destekleyen RNA virüsleri için en yüksektir.(11) 2019 Yılının aralık ayından bugüne kadar tüm dünyanın yaşamakta olduğu SARS-CoV-2 koronavirüsünün pandemisiyle ortaya çıkan mutasyonlar bunun en çarpıcı örneğidir. Bir salgın meydana gelmeden önce aşı hedefleri tanımsız kaldığından, zaman etkili aşı geliştirmenin önündeki en büyük engellerden biri olmaya devam ediyor.(11) SARS-CoV-2 koronavirüsünün meydana getirdiği COVID-19 salgını bunun en güzel örneğidir. Bir diğer önemli sorun, aşı geliştirme ve üretimiyle ilişkili maliyettir: yerleşik teknolojileri kullanarak, yeni bir aşı adayının geliştirilmesinin maliyetinin 500 milyon ABD Dolarından fazla olduğu ve tesis ve ekipmanın kurulması için 50 ila 700 milyon ABD Doları arasında değişen ek masraflar olduğu tahmin edilmektedir. Gerekli güvenlik standartlarını korumak için aşı geliştirmek için bazı maliyetlerden kaçınılamazken, çoğu geleneksel aşı teknolojisinde her aşı için özel üretim süreçlerine ve tesislerine duyulan ihtiyaç, doğrudan üretim maliyetlerini yükseltmektedir. Diğer bir konu, küresel aşılamayı desteklemek için genellikle kullanılan yerleşik üretim yöntemlerinin üretim kapasiteleri yetersiz kalmaktadır. Potansiyel tehdit bilinse ve pandemik grip aşısı gibi aşı üretim teknolojileri kurulmuş olsa bile, bir pandemi sırasında en yüksek seviyede talepleri karşılayacak üretim kapasitesi sorun olmaya devam ediyor. (11) Bugün tüm dünyada yaşanan COVID-19 aşısı üretimi bunun en güzel örneğini oluşturmaktadır. Yine Tek bir aşı teknolojisinin gelecekteki her salgın için bir çözüm sağlaması olası görünmese de, mevcut bilgi birikimi, bu konuda devam eden bilimsel gelişmeler ve artan insan immünolojisine yönelik ilgi, ortaya çıkan küresel tehditlerle başarılı bir şekilde mücadele etmek için bir çözüm sağlayabilir. Her aşı teknolojisinin, belirli bağışıklık tepkilerini indükleme yeteneği, üretim kapasitesi ve insan kullanımı için güvenlik ile ilgili avantajları ve dezavantajları vardır (şekil-1). Bunu dikkate alarak COVID-19’un dışında olası zoonotik kökenli pandemilere hazırlık için klasik aşı geliştirme ve üretim yönetmelerinden ziyade hızlı aşı üretimine olanak tanıyan çok yönlü temsil etmeye müsait Viral vektör ve nükleik asit bazlı aşılar gibi yeni aşı üretim şekilleri ve teknolojileri geliştirmekte ve bunlar üzerinde çalışmalar yapılması gerekmektedir.(11)
Şekil-1:Farklı aşı teknolojilerinin insan kullanımı için güvenlik ile ilgili avantaj ve dezavantajları (11)
En azından yerelde, ulusal düzeyde olanakları uygun olan ülkeler gerektiğinde küresel düzeyde yapılacak üretim ve arge çalışmalarına entegre olacak şekilde aşı çalışmalarını zoonozlardan kaynaklanabilecek salgınlara, pandemilere cevap verecek bu tip çalışmalar üzerine yoğunlaştırıp yatırım yapıp, çalışmalar yapmaları durumunda küresel düzeyde salgınlarla mücadelede hem kolaylık sağlayacak hem de küresel aşı üretim ve dağıtımına destek verilmiş olacaklardır. Çünkü COVID-19 pandemisi bu gerçeği ortaya çıkarmış bulunmaktadır. Bunun dışında COVID-19’a neden olan SARS-CoV-2 koronavirüsü zoonotik kökenli olmasına rağmen insan bulaşları başladığında alınan önlemler hastane odaklı tedavi amaçlı olarak öncelenerek uygulamaya konulmuştur.Oysa Covid-19 bugün tüm dünyaya, epidemiyoloji biliminin gerektiği şekilde hayvan ve insanı içine alacak interdisipline bir yaklaşım ile multidisipliner önlemler belirlenip multidisipliner uygulamaya konularak ulusal ve küresel düzeyde hayvan hastalıklarına gereken özen gösterilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.. Bundan böyle zoonozlarda ki korkutucu artışı dikkate alarak zoonotik hastalıkları insan sağlığının ayrı, hayvan sağlığının ayrı ele alınması yerine birlikte ele alınıp, birlikte değerlendirilmeli ve tolera edilmeyecek şekilde insan ve hayvan sağlığını kapsayacak şekilde ortak önlemler belirlenerek ayni anda uygulamaya konulmalıdır. Yaban hayat canlılarının refahına önem verilmeli,bunun için küresel düzeyde ekosistem sağlığına önem verilmeli, yaban hayat ve ekosistem sağlığının korunması için sıkı yaptırımlar küresel düzeyde uygulamaya konulmalıdır.
Kaynaklar:
- Rauch,S. ve ark. New Vaccines Technologies to Combat Outbreak Situations. Review article, Front Immunology, September 19, 20218. İnternette Erişim Tarihi:20.12.2021, https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fimmu.2018.01963/full
- A brief history of vaccination.January 2020.Erişim Tarihi:13.12.2021,
https://www.immune.org.nz/vaccines/vaccine-development/brief-history-vaccination
- Coon,L.The history of vaccines and how they’redeveloped.December 1,2020. Erişim Tarihi: 14.12.2021. https://www.osfhealthcare.org/blog/the-history-of-vaccines-and-how-theyre-developed/
- Arda,M.İmmunoloji (Bağışıklık Bilimi), Cilt-1.A.Ü.Veteriner Fakültesi Yayınları:404, Ders Kitabı,1985-Ankara.
- Arda,M. Ve ark.İmmunoloji.1994-Ankara.
- Aygün,S,T.Bağışıklık Bilgisi (Immunoloji ve Seroloji). A.Ü.Veteriner Fakültesi Yayınları:93, Ders Kitabı.41,1957-Ankara.
- Arda,M.,Sarreyyüpoğlu,B.Aşılar, Hazırlama Teknikleri-Avantaj ve Dezavantajları. 2004 -Ankara
- Aydın,N.Veteriner Hekimlikte Aşılar ve Aşı Uygulamalarında Dikkat Edilecek Hususlar. Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi, Sayı:1Yıl:1990, Cilt:7
- Bilgehan,H.Temel Mikrobiyoloji ve Bağışıklık Bilimi. 1987,Bornova-İzmir.
- Arıcan,I.Aşılar ve Komplo Teorileri.-Bölüm 1:Aşılar, Bulaşıcı Hastalıklar ve Bağışıklık Sistemimiz.11.10.2011. Erişim Tarihi:14.12.2021,
- Osman,Y.,Oymak,S.,Serpen,A.Zoonozlarla Mücadelede Veteriner Halk sağlığı ve Tek Sağlık. İzmir Veteriner Hekimleri Odası Veteriner Halk Sağlığı Yayını, Yayın No:2018/1,Alsancak-İzmir