Zoonozlar ve Sars-CoV-2 koronavirus

Dünya üzerinde gerek “İnsan Tıbbı”, gerek“Veteriner Tıbbı”nda zoonozların tarihine baktığımızda karşımıza patolog, fizyolog, anatomist, antropolog, halk sağlıkçı, sosyal hekimliğin en önemli temsilcilerinden olan ünlü Alman tıp bilim insanı Prof.Dr. Rudolf L.K Virchow (1821-1905) çıkar. Çünkü zoonozun ne olduğunu bizzat yaşayarak ve bilimsel olarak ortaya koymuş ve mücadelesini vermiş bir bilim insanıdır. Bugün tüm dünyada veteriner hekimler mezbahalarda et muayenesi yapabiliyorsa onun sayesinde yapıyorlar. Türkiye dahil dünyada ki tüm veteriner hekimler ona çok şey borçlular. Yine 1762 yılında bilimsel anlamda veteriner hekimliği eğitimine başlandıktan sonra veteriner okullarında, kolejlerinde ve fakültelerinde veteriner patolojinin kurulmasında ciddi katkıları olmuştur. Bu katkının sağlanmasında kendisinin bir veteriner hekim kadar bilgili olmasının rolü çok büyüktür.(1,2) Türkiye’de tıp ve veteriner fakültelerinde Prof.Dr. Rudolf L.K Virchow (1821-1905) gibi önemli bir bilim insanının kim olduğu, insan ve veteriner hekimliği mesleklerine nasıl bir katkıda bulunduğu, zoonoz konusunda yapmaları gereken iş birliği hakkında bilgilerin genç hekim ve veteriner hekim adaylarına anlatıldığını sanmıyorum. Şayet anlatılmış olsa idi, Türkiye’de insan hekimliği ile veteriner hekimliği arasında ki ilişki çok farklı olurdu. Oysa Prof.Dr. Rudolf L.K Virchow (1821-1905) veteriner hekimliği ve insan hekimliği meslekleri arasında ki bağı Trichinella “ ile ilgili yapmış olduğu araştırma sonucunda ilk keşfeden ve bunun önemini vurgulayan ve bugün sık sık tüm dünyada gündeme getirilen “Tek Sağlık Konsepti”nin temelini oluşturan ve o tarihi açıklamasıyla adeta “Tek Sağlık” anlayışını ilk gündeme getiren bilim insanıdır.

Zoonoz terimi, dünyada ilk defa bir veteriner hekim kadar bilgili olan Prof.Dr. Rudolf L.K Virchow (1821-1905) tarafından 1855 yılında “ Trichinella “ ile ilgili yapmış olduğu araştırma sonucunda karşılaştığı patojenin o güne kadar karşılaştığı patojenlerden çok farklı bir patojen olması nedeniyle, bu farklılığı belirtecek şekilde “ Hayvanların neden olduğu bulaşıcı hastalığı ( Infections by contegious animal poisons-Infectionen durch contagiosen Thiergifte )” şeklinde ifade ederek “ zoonosis” terimini kullanarak insan tıbbı ve veteriner tıbbı bilim dünyasına giren, hayvanlardan insanlara bulaşan patojenleri belirtmek için kullanılan çok özel bir terimdir. Prof.Dr. Rudolf L.K Virchow (1821-1905) yapmış olduğu bu araştırmasını ve karşılaştığı patojen ile ilgili görüşlerini 1855 yılında “Özel Patoloji ve Temel El Kitabı’ndaki (Handbuch der Speziellen Pathologie und Therapie) “Bulaşıcı Hayvan Zehirleriyle Oluşan İnfeksiyonlar (Infektionen durch kontagiöse Tiergifte)” bölümünün “Zoonozlar (Zoonosen)” alt bölümünde açıklamalarda bulunarak yayınlar. Virchow’un bu şekilde bir ifade kullanması o zamanın tıp bilim çevrelerince çok garipsenir ve yadırganır. Virchow, buna rağmen yarım yüzyıla yakın bir süre boyunca bu terimi kullanır. 1855 yılında Virchow’un bu açıklamasını, 1875 yılında Reder ve Koranyi, 1894 yılında Gali-Valerio, 1907 yılında Mosny ve arkadaşları destekleyerek sürekli hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar için “Zoonoses” terimini kullanırlar. Tüm bu tartışmaların olduğu sırada İngiliz epidemiyolog John Gamgee (1831-1894), 1857 yılında hastalıklı hayvanların etlerinin yenmemesi için kampanya başlatmış, 14-18 Temmuz 1863 tarihlerinde Almanya’nın Hamburg şehrinde, “Salgın Hayvan Hastalıkları ve Zoonozlardan Korunmada Etkili Kurallar”ı belirlemek amacıyla toplanan ilk Milletlerarası Veteriner Kongresinde, “Hayvan nakil ve trafiğinin, hastalıkların yayılmasında etkili olduğunu” belirtmiştir. Bu önemli toplantıdan sonra 1863’te yayımlanan “ Veteriner Tıbbın ve Yardımcı Bilim Dallarının Etiomoloji Sözlüğü’nde (Etymologisches Wörterbuch der Veterinärmedizin und ihrer Hilfswissenschaften)” zoonoz terimi “Birincisi zoonozlar gerçek hayvan hastalıklarıdır; ikincisi, bir bulaştırıcı (contagium) aracılığıyla hayvanlardan insana bulaşan insan hastalıklarıdır şeklinde olmak üzere ilk kez iki anlamıyla sunulur. 1948 yılında WHO [World Health Organization (Dünya Sağlık Örgütü <DSÖ>)] kurulmasına müteakip, UN/FAO [United Nations/Food and Agriculture Organization (Birleşmiş Milletler/Gıda ve Tarım Örgütü)] katılımıyla, 1950 yılının aralık ayında İsviçre’nin Cenevre kentinde her iki örgütün insan ve veteriner hekimlerinden oluşan bulaşıcı salgın hastalıklar uzmanlar komitesi, hayvanlardan insanlara geçen veya geçebilen salgın bulaşıcı hastalıkları görüşmek üzere toplanır. Komite bu toplantıda; 1855 yılından 1950 yılına kadar Virchow’un ve daha sonra 1875 yılında Reder ve Koranyi, 1894 yılında Gali-Valerio, 1907 yılında Mosny ve arkadaşlarının, hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar için kullandığı “Zoonosis” terimini görüşür ve “Zoonoses–Zoonozlar” ifadesini kabul ederek aynı zamanda “hayvanlardan insanlara geçen hastalık” olarak tarifi yapılır ve kabul edilir. Daha sonra FAO/WHO’nun ortak uzmanlar komitesi 1959 yılında “zoonoz” terimini “Doğal olarak omurgalı hayvanlardan insanlara, insanlardan da hayvanlara geçen hastalıklar ve enfeksiyonlar” olarak tanımlar. Daha sonra tekrar FAO/WHO’nun ortak uzmanlar komitesi 1967 yılında yayınladıkları raporda, yukarıdaki tanımlamanın sadece hayvanlardan insanlara geçen hastalık ve enfeksiyonları değil aynı zamanda enfekte edici niteliği olmayan toksin ve kimyasal zehirler gibi ajanların neden olduğu hastalıkları ve insanlardan hayvanlara geçen ve halk sağlığı açısından önem taşımayan enfeksiyonları da içermesi nedeniyle çok geniş kapsamlı olduğu ve değiştirilmesi hususu tartışılır. Fakat “zoonoz” teriminin yaygın bir şekilde benimsenmiş olması nedeniyle değiştirilmesinin uygun olmayacağı belirtilir ve aynen kullanılması kabul görür. 1959 yılında yapılan bu zoonoz tanımı günümüzde halen geçerliliğini korumaktadır. 1950 yılının aralık ayında İsviçre’nin Cenevre kentinde DSÖ ve FAO önderliğinde toplanan insan ve veteriner hekimlerinden oluşan bulaşıcı salgın hastalıklar uzmanlar komitesi, hayvanlardan insanlara geçen veya geçebilen salgın bulaşıcı hastalıkları görüşüp “Zoonosis” terimini ve tarifini kabul ettikten sonra toplantıda dünya üzerinde hayvanlardan insanlara geçen ve o tarihlerde güncelliğini koruyan toplam 86 adet farklı zoonotik hastalık ve zoonotik patojen tespit edilerek listesi çıkarılır. 2002 yılına gelindiğinde bu sayı yapılan bilimsel çalışmalar sonunda hemen hemen on katına çıkarak insanlarda görülen bulaşıcı hastalıkların % 49’unu yani 832’sini oluşturan sayıya ulaşır. Zoonotik patojenlerin bu kadar hızlı artışının arkasındaki mekanizmayı bulup nedenlerini ortaya koymak bilimsel problemlerden birisidir. Yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda son on yılda yeni ortaya çıkan bulaşıcı hayvan hastalıklarının [Emerging infectious animal diseases (EIDs)] zoonoz olduğu, yeni ortaya çıkan hastalıkların % 75’inin evcil hayvan veya yaban hayvan kökenli olduğu saptanmıştır. Yeni ve yeniden ortaya çıkan zoonotik hastalıkların [Zoonotic (re) Emerging Diseases (EIDs)] ortaya çıkmasında, sosyal, ekonomik, ekolojik, iklim, çevresel, tarımda arazi kullanımındaki değişiklikler, hayvan yetiştiriciliğindeki yapısal değişiklikler ve demografik faktörlerin rol oynadığı belirtilmektedir. Yine insanlarda görülen bulaşıcı hastalıkların % 9’unun yeni çıkan ve yeni çıkan 156 patojenin % 73’ünü oluşturan 114 patojen zoonotik olduğu görülmüştür. (1,3) Bir diğer önemli husus ise dünyada mevcut zoonotik patojenlerin % 33’ü tıpkı SARS-CoV-2’de olduğu gibi insana bulaştıktan sonra tekrar insana geçebilme özelliğine sahiptir. Almanya’da bulunan ve faaliyet gösteren ProVeg International tarafından hazırlanan ve Temmuz 2020 itibariyle yayınlanan “Food and Pandemics Report” a göre  insanlarda ortaya çıkan tüm bulaşıcı hastalıkların yaklaşık % 75’ini zoonozların oluşturduğu belirtilmektedir.(3) Günümüzde insanlarda oluşan enfeksiyonların yaklaşık % 80’nini çok konakçılı hayvan kaynaklı patojenlerin, her yıl insanlarda görülen yeni hastalıkların üçünü hayvan orijinli hastalıkların oluşturduğu, zoonotik patojenlerin % 80’ninin potansiyel biyoterörizm ajanı olarak kullanılabilme özelliği taşıdığı, çiftlik hayvanlarının % 77’si, evcil karnivor (kedi ve köpek) hayvanların % 91’i birden fazla türü enfekte edebilme özelliğine sahip olduğu belirtilmektedir.(4)

Genel olarak Zoonozların ortaya çıkması için mutlak gerekli olan etkenler; direkt ve indirekt yollar ile duyarlı konakçıdır. Bunun yanı sıra Şekil 1’de görüldüğü gibi iklim koşulları, ekosistemdeki değişimler, toprak kullanımı, insan yoğunluğu ve alışkanlıkları, insan davranışında ya da sosyal yapıda değişiklikler, teknoloji/endüstriyel faaliyetler, seyahat, ulusal ve küresel bazda ticaret, yoksulluk, savaş, kıtlık, politik sistem eksikliği, ilaç ya da aşı kullanımına yönelik mikrobiyal adaptasyon ya da yeni ev sahibi türler ve halk sağlığı altyapısında yaşanan sorunlar etkilidir.(1)

f
Şekil -1: Ekosistemin tahribi, iklim değişikliği, evcil hayvan, yaban hayat ve insan arasındaki ilişki(1)

 

Yeni bir zoonotik hastalığın ortaya çıkışı, birçok faktörü içeren oldukça karmaşık bir süreçtir. ProVeg International tarafından en son zoonoz bilgilerine göre hazırlanan raporda dünya üzerinde sayıları her geçen gün artan zoonozların sayılarında ki artışı üç önemli insan faaliyetine bağlanmaktadır;

  1. Vahşi yaşam ekosisteminin giderek artan oranda yok edilmesiyle birlikte biyolojik çeşitliliğin yok olması
  2. Doğadan avlanan yaban hayat hayvanlarının insan gıdası olarak tüketilmek üzere işlenmesi ve tüketilmesi,
  3. Evcilleştirilmiş yaban hayvanların işlenmesi ve gıda olarak tüketilmesi (3)

İster Covid-19’da olduğu gibi vahşi hayvanlardan, ister çiftlik hayvanlarından olsun, kuş ve domuz griplerinde olduğu gibi, bunların tümü ulusal ve küresel sağlık için ciddi tehlikeler oluşturmakta olup halihazırda zoonozlar dünya üzerinde görülen diyabet ve trafik kazalarından kaynaklanan ölümlerden daha fazla ölüme neden olmaktadır. Konu uzmanları tarafından geçmiş yıllarda yapılan bir tespite göre günümüz dünyasında küresel olarak yılda 1 milyardan fazla insan zoonozlardan kaynaklanan enfeksiyonlara maruz kaldığı, 1 milyon insanın ise zoonozlardan hayatını kaybettiği belirtilmekteydi.(3,5) ProVet International tarafından yapılan bir araştırmaya göre en son tespitler ışığında günümüz dünyasında küresel olarak yılda yaklaşık 2,5 milyar insan zoonozlardan kaynaklanan enfeksiyonlara maruz kaldığı, 2,7 milyon insanın ise zoonozlardan hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Bu rakamları bir perspektife oturtmak gerekirse: 2017'de tüm dünyada ki trafik kazaları sonucunda 1.24 milyon insanın ölümüne ve diyabet hastalığı ise dünya çapında 1.37 milyon ölümüne neden oldu.Bu nedenle, düzenli, pandemik olmayan zoonozlar, dünyadaki tüm trafik kazaları ve diyabet hastalığı ölümlerinden çok daha fazla zarara neden oluyor. Ölümcül olmayan zoonozlar bile, dünya üzerinde yıl içinde her dört kişiden birinin zoonotik bir hastalıktan etkilenmesine neden olduğunu göz önüne alındığında, insan sağlığına, toplumlara ve ekonomilerine büyük zararlar vermektedir. (6)

Her ne kadar zoonoz olup olmadığı tartışmalı olsa da bugün ülkemiz dahil tüm dünyayı kasıp kavuran, milyonlarca insanın enfekte olmasına ve çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine neden olan  SARS-CoV-2 koronavirüsü bir zoonozdur.(3) SARS-CoV-2 zoonozunun yarattığı felaketin açıklaması şaşırtıcı derece de basit: bir hayvan, bir mutasyon, bir insan ve tek bir temas noktası. SARS-CoV-2 nin kökeni henüz doğrulanmamış olsa da domuz gribi ve kuş gribi konusunda bir belirsizlik yok. Bu virüsler, koşulların virüslerin evrimi ve bulaşması için mükemmel bir ortam olan intensive, diğer bir deyişle endüstriyel hayvancılığın yapıldığı çiftliklerde ortaya çıktı. Maliyetleri en aza indirebilmek için intensive hayvancılığın yapıldığı çiftlikler ile ilgili gerekli tedbirler alınmadığı taktirde gelecekte bulaşıcı hastalıklar mükemmel ortam olmaya devam edeceği gibi SARS-CoV-2 benzeri zoonotikler için yayılma merkezi olmaya devam edecektir.(3,6,7) Hayvandan insana bulaştığı belirtilen  ve bir zoonoz olan SARS-Cov-2 ve neden olduğu Covid-19 enfeksiyonu ve pandemi boyutuna ulaşması haliyle uluslararası seyahat ile dünya üzerinde hızla yayılmış, bugün insanlarda ki boyutu bir nebze olsun bilinmekle birlikte doğada ki vahşi yaşamda ne durumda olduğu henüz tam olarak bilinmemektedir. Çünkü bulaşıcı hastalıkların önemli bir % ‘nin zoonotik nitelikte olması, insanlarda bu hastalıkların ortaya çıkmasının arkasında yatan nedenin vahşi yaşam olması ( örneğin: Zika, SARS, HIV v.s )  çok önemli. Bugün patojenitesi düşük olmasına rağmen yayılma hızı yüksek olan COVID-19’un % 4,7'lik ölüm oranı, onu normal gripten yaklaşık 47 kat daha ölümcül hale getiriyor ve bu da dünya çapında ki sağlık sistemlerinin sınırlarını zorluyor. Uzmanlar, gelecekteki zoonotik salgınların daha tehlikeli olmasının yanı sıra, bunların daha sık görülmesinin beklendiği konusunda da hemfikir.(3)

Yukarıda şekil-1’de ki nedenlerin gerçekleşmesi zoonozların ortaya çıkma nedenlerini hızlandırmaktadır. Ekolojide-ekosistemde yaşanan tahribata ( tarımsal faaliyetlerde değişiklikler, yaban hayat ve ormanlık alanların ve tarımsal arazilerin konut alanı ve sanayi tesisi kurmak için, yine ormanlık ve yaban hayat ortamlarının tarım arazisi açmak için yok edilmesi, canlı hayvan ve hayvansal ürünlerde küresel bazda ticaretin artması, vb ) bağlı olarak meydana gelen ekosistem sağlığında ki bozulma sonucu ortaya çıkan çevresel faktörler, hastalık ekolojisini tetiklemesi ile ( şekil-2 ) zoonozlar çeşitli şekillerde karşımıza çıkmaktadır.(1,4)

s
Şekil-2. Zoonotik patojenlerin konakçılara taşınması ve geriye dönüşümü(1)

 

Günümüz dünyasında Hayvan ve İnsan Sağlığı kuruluşlarının elinde hayvan kaynaklı ve diğer bulaşıcı hastalık salgınlarının artmakta olduğuna dair önemli kanıtlar var. 2011 ile 2018 arasındaki dönemde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 172 ülkede yaklaşık 1.500 salgın olayı takip etti ve büyük olasılıkla mevcut koronavirüs krizi, henüz gelecek olanların yalnızca bir ön uyarısıydı. Fakat geliyorum diyen zoonoz kökenli salgın tehlikesine karşı dünya ekonomik ve maddi kaygılar nedeniyle ciddi tedbirler almayıp ihmalkâr davranınca bugün yaşamakta olduğumuz felaket ile karşı karşıya kaldık.

Patojenlerin insanlara bulaşma mekanizmalarının anlaşılması, enfeksiyonları önleme ve kontrol etme yöntemlerinin oluşturulmasına izin verdi. Yüzyıllar boyunca izolasyon gibi halk sağlığı önlemlerinin uygulanması, karantina ve sınır kontrolü bulaşıcı hastalıkların yayılmasını kontrol altına almaya ve toplum yapısını korumaya yardımcı oldu.(7) Bugün küresel boyut kazanan Covid-19 sorununun çözümü, tıpkı 1855 yılında Prof. Dr. Rudolf Ludwig Carl Virchow (1821-1902), o tarihlerde önemli bir halk sağlığı sorunu olan Trichinella ile ilgili yaptığı çalışma sırasında nasıl “insan ve hayvan enfeksiyonları arasında bağlantı” kurarak disiplinler arası iş birliği yaparak çözüm ürettiyse benzer şekilde bugün Covid-19 enfeksiyonunun “insan ve hayvan enfeksiyonları arasında bağlantı” kurularak çözüm üretilmesi gerekiyor. Bunun için hayvan koronavirüsleri üzerine uzun yıllar süren araştırmalar sırasında toplanan veriler nasıl dikkatlice incelenerek SARS-CoV'nin çok hızlı bir şekilde tanımlanması ve genomun dizilenmesini sağlandı ise ayni şekilde SARS-CoV-2 dahil hayvan koronavirüslerinden toplanan veriler dikkatlice incelenerek SARS-CoV-2'nin daha detaylı tanınmasını sağlayacağı gibi pandemi sorununun çözümüne ışık tutacaktır.

 

 

Adnan SERPEN

Veteriner Hekim

İzmir Veteriner Hekimleri Odası Veteriner Halk Sağlığı Çalışma Grubu Sekreteri

 

KAYNAKÇA:

  1. Yılmaz,O ve ark.(2018) Zoonozlarla Mücadelede Veteriner Halk Sağlığı ve Tek Sağlık,İzmir Veteriner Hekimleri Odası,Veteriner Halk Sağlığı Yayını,Yayın No:2018/1
  2. Saunders,L.Z.Commentary: Virchow’s Contributions to Veterinary Medicine: Celebrated Then, Forgotten Now. Vet.Pathol. 37:199 – 207 (200)
  3. Advancing a 'One Health' Approach to Promote Health at the Human-Animal-Environment Interface. Erişim Tarihi 19.09.2020 https://www.apha.org/policies-and-advocacy/public-health-policy-statements/policy-database/2018/01/18/advancing-a-one-health-approach
  4. Southey,F.(2020) Food and pandemics: Is intensive animal farming the ‘single most risky human beaviour’? Erişim Tarihi 19.09.2020

https://www.foodnavigator.com/Article/2020/08/21/Food-and-pandemics-Is-intensive-animal-farming-the-most-risky-human-behaviour?utm_source=newsletter_daily&utm_medium=email&utm_campaign=21-Aug-2020#

  1. Provet(2020) Food and Pandemics Report.Part 1:Making The Connection.Animal-based food systems and pandemics. Erişim Tarihi 19.09.2020 https://proveg.com/wp-content/uploads/2020/07/PV_Food_and_Pandemics_Report_Digital.pdf
  2. Vikipedi.Intensive animal farming. Erişim Tarihi 19.09.2020 https://tr.qwe.wiki/wiki/ Intensive_animal_farming
  3. Piret,J ve Boivin,G.Pandemics Throughout History. Frontiers in Microbiology, January 15, 2021. İnternette Ulaşıldığı Tarih: 09.06.2021,

https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fmicb.2020.631736/full