Değerli okurlarım herkese merhaba. 2020 yılını geride bıraktık. Oldukça zorlu ve üzücü haberler ve olaylarla geçirdik 2020 yılını. Umarım 2021 yılı mutlu, huzurlu ve başarılarla dolu geçer. Geçtiğimiz hafta cuma gününü tembellik yaparak geçirdim. Malum koskoca bir yılı devirdiğimiz yılbaşı gününün ertesi günüydü. Ama bu hafta yazılarımıza dönmemizin vaktidir. Kaldığımız yerden yani fonksiyonel tıpta takviyeler bahsinden devam edelim.
Geçenlerde sosyal medyada bir hekim arkadaşımıza sormuşlar: “Issız bir adaya düşsen yanına ne alırdın?” Arkadaşımız magnezyum demiş. Peki, gerçekten magnezyum bu kadar önemli mi? Hangi magnezyum çeşidini kullanalım? Ne kadar kullanalım? Magnezyum düzeyim kan değerlerimde normal çıktı; yine de magnezyum almam gerekir mi? Magnezyum eksikliği bulguları nelerdir? Magnezyum içeren besinler nelerdir? Günlük ne kadar magnezyum almalıyım? Bu sorulara yanıt vermeye çalışalım.
Magnezyum (Mg), insan vücudunda hayati önem taşıyan minerallerden biridir. İnsanda bulunan mineraller arasında, miktar açısından dördüncü sırada gelir. Magnezyumun bu kadar önemli olmasının temel nedeni; vücudumuzda bulunan 300’den fazla enzimin çalışması için gerekli olmasıdır. Bir daha söylemek istiyorum:300’den fazla enzim! Vücudumuz bu elementi kendisi üretemez; o nedenle dışarıdan alınması gereklidir ve uygun dozda alınması oldukça önemlidir. Yani, besinler ve gıda takviyeleriyle magnezyumu almak zorundayız. Vücudumuzda yaklaşık 24 gr magnezyum bulunur. Bunun yarısı kemik dokuda, dörtte biri de kaslarımızda bulunur. Geri kalan magnezyum kan taşıyan alyuvarlarda, kan plazmasında ve hücreler arası sıvıda bulunur. Sadece binde 3 gibi bir oranı kandadır. Magnezyum, beyin ve kalpte diğer organlardan daha yoğun olarak bulunur.
Magnezyum asıl olarak hücre içinde bulunan bir elementtir. Aynı zamanda vücut mükemmel bir denge içinde olmak için devamlı çabalar, durur. Magnezyum, düzeyi serumda hep aynı düzeyde kalabilsin diye hücre içinden seruma ve kana devamlı olarak verilmektedir. Bu nedenle biz kanda magnezyumu normal görebiliriz. Asıl önemli olan hücrenin içindeki magnezyumun bilinmesidir. Dolayısıyla magnezyum düzeyini hücre içinde bakmak daha sağlıklı bir yöntemdir. Bu nedenle bizler fonksiyonel tıp disiplininde magnezyumu hücre içi olarak isteriz. Günlük magnezyum ihtiyacımız 300-600 mg arasında değişmektedir. Biz bu seviyeyi devamlı korumalıyız ki birçok hayati enzim çalışabilsin.
Henüz başlarken ve fazla gecikmeden magnezyum için en önemli vurgumuzu yapalım. Magnezyum stres panzehiridir. Bilinen en güçlü rahatlama mineralidir. Yapılan araştırmalar magnezyum eksikliğiniz varsa ölüm riskinizin normalin 2 katı olduğunu göstermektedir. “Amerikalıların yarısının magnezyumu yetersiz aldığı ve magnezyum eksikliği yaşadığı” söylenmektedir. Tıpkı Amerikalılar gibi bizim toplumumuzun da çok büyük bir kısmında magnezyum eksikliğinin olduğunu düşünmekteyim. Çünkü, ne toprak eski toprak, ne tarım eski tarım, ne de besinler eski besinlerdir. O nedenle ister Amerikalı olsun ister Türk, yeme içme problemlerimiz ne yazık ki hep aynıdır.
Bulunduğumuz yüzyıl boyunca, magnezyum alımında %50’den fazla bir azalmanın olduğu düşünülmektedir. Besinlerin işlenmesi, yiyeceklerin içeriğindeki magnezyumu azaltır. Özellikle uzun süre pişirilen sebzelerdeki magnezyum oranı ciddi olarak düşer. Asit yağmurları, yapay gübre ve tarım ilacı kullanımı vb. magnezyum miktarının azalmasının tuzu biberi olmaktadır. “Sert” kuyu sularında bol miktarda magnezyum bulunur. Fakat bizler özellikle daha “yumuşak” içimli suları tercih ederek magnezyumdan fakir sulara razı olmaktayız. Besin zincirinde magnezyum seviyesinin azalması ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi magnezyum eksikliğini oldukça sık görülür hale getirmiştir.
“Fazla terleyen, laksatif veya diüretik ilaç kullanan kişilerde magnezyum atılımı daha fazladır. Stres, gebelik ve emzirme gibi durumlarda ise vücudun magnezyum gereksinimi artar. Yaşın ilerlemesiyle birlikte magnezyum alımı, özellikle gastrointestinal sistem hastalıkları olan kişilerde, bağırsaklardan emilimin azalması sebebiyle azalır. Vücut bu minerali dışarıdan yeterli miktarda alamazsa kemiklerde depolanmış olan magnezyumu tüketmeye başlar. Magnezyum ihtiyacı yaşa ve yaşam tarzına bağlı olarak değişkenlik gösterir.”
Bazı hastalıklarda özellikle magnezyumu düşük görürüz. Şeker hastalarının yaklaşık üçte birinde magnezyum düşüktür. Akut ve kronik alkolizmde sık gözlenen bir durumdur. Alkolik bireylerin yine üçte birinde magnezyum eksiktir. Mide bağırsak hastalıklarında, özellikle Crohn hastalığı, ülseratif kolit, çölyak hastalığı, Whipple hastalığı ve kısa bağırsak sendromu gibi bağırsak rahatsızlıklarında da magnezyum emilimi azalacağından magnezyum düzeyleri genelde düşüktür. Özellikle kemoterapi ilaçları ve bazı antibiyotikler, vücuttaki magnezyum miktarı üzerinde negatif etki oluşturduğundan, bu ilaçları uzun süre kullanan kişilerde magnezyum eksikliği görülebilir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda da genelde magnezyum düşük bulunur.
Magnezyum eksikliğinde şikayet listesi biraz fazladır ve çok da tipik değildir. Ama magnezyumu GEVŞEME minerali olarak düşünürseniz, şikayetlerin magnezyum eksikliğine bağlı olabileceğini daha rahat düşünebilirsiniz. “Sıkılmış, huzursuz, kaygılı, sert, ters, uyumsuz…İster vücudunuzun bir parçası ister ruh haliniz olsun.” Mesela bağırsaklar için kabızlık, beyin için huzursuz, ters, sert ve deprese tavırlar, ruh hali için gergin, kavgacı ve sakinleştirilemeyen... Aklınıza magnezyum eksikliğini getirmenize yardımcı olur.
Aşağıda saydığımız rahatsızlıklara sahipseniz magnezyum eksikliği yaşıyor olabilirsiniz.
Sıkıntı hissi ve hastalığı, otizm, dikkat eksiliği, hiperaktivite bozukluğu, baş ağrısı, migren, kronik yorgunluk, huzursuzluk, kas krampları veya kas seğirmesi, uykusuzluk, yüksek seslere duyarlılık, çarpıntı, kabızlık, makatta kas spazmı, fibromyalji, astım, böbrek taşları, şeker hastalığı, obezite, osteoporoz, yüksek tansiyon, premenstrüel sendrom yani adet öncesi aşırı şikayet yaşama durumu, adet krampları, hassas mesane, hassas bağırsak sendromu, reflü.
Peki benim en çok magnezyum eksiliği düşündüğüm ve mutlaka replase ettiğim durumlar neler: 1. Şeker hastaları, 2. Baş ağrısı ve özellikle migren, 3. Tansiyon yüksekliği olanlar, 4. Kabızlık, 5. Epilepsi hastaları, 6. Zihin bulanıklığı, beyin sisi, işlerine yoğunlaşamayan hastalar. 7. Kas krampları ve fibromiyaljisi olan hastalar, 8. Kronik yorgunluk hastaları. Bu hastaların hücre içi magnezyumları normal olsa bile mutlaka uygun magnezyum şeklini başlıyorum.
Haftaya hangi besinler magnezyum açısından zengindir? Hangi magnezyum desteğini, hangi dozda ve hangi hastalara başlayalım? Bu konuları konuşacağız.
"Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi”
-Kanunî Sultan Süleyman
(Halk arasında devlet kadar itibarlı bir nesne yoktur, ama aslında dünyada bir nefeslik
sıhhat gibi saadet ve zenginlik olmaz.)