Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, DSÖ Göç ve Sağlık Toplantısında, 29 ilde 185 Göçmen Sağlığı Merkezi açıldığını, buralarda, ülkemize mecburen göç eden 787'si hekim, 34'ü diş hekimi, 1.149'u hemşire, yaklaşık 4 Bin SURİYELİ SAĞLIK ÇALIŞANI istihdam edildiğini söyledi. Ardından birçok kişiden tepkiler yükseldi.
Oysa ki Suriyeli sağlık çalışanlarının istihdamı yanlış değil. Özellikle sınır bölgelerimizdeki Suriyeli nüfus sağlık sistemimize ek yoğunluk oluşturuyor ve iletişim problemi yaşanıyor. Atanan sağlık çalışanları sadece Suriyeli vatandaşa bakacak, yükümüzü hafifletecek.
Türkiye, Suriye’deki savaştan dolayı ülkesini terk eden nitelikli insan gücüne ne yazık ki ev sahipliği yapamamıştır. Birçok nitelikli, eğitimli kişi ülkemizde istihdam edilememiş, başka ülkelere göç etmiştir.
Yapılan son atama ile Suriye’deki nitelikli insan gücü yine Suriyelilerin sağlık hizmeti alması için istihdam edilmiştir. Suriye'deki savaştan kaçan birçok nitelikli, eğitimli insanı elimizden kaçırdık. Suriye ve Ukrayna'daki nitelikli insan gücünü istihdam etmek ülkemizin yararınadır. Ancak Türk sağlık çalışanlarının istihdamı tabi ki öncelikli olmalıdır.
Bazı meslektaşlarımız Cumhurbaşkanının yurtdışından doktor gelir sözünü hatırlatarak "Suriyeli doktorlar ile hekim açığını kapatacaklar" diye yorum yapıyor. Bu mümkün değil. O doktorlar SADECE GÖÇ SAĞLIK MERKEZİNDE ve SADECE SURİYELİ hasta bakacaklar.
Aynı zamanda ataması yapılan Suriyeli sağlık çalışanlarının istihdamı AB fonları tarafından karşılanıyor. Bu durumda göçmen sağlığının kendi sağlık personelimize ilave yük oluşturulması önlenmiş oluyor.
SONUÇ: Suriyeli mülteciler sağlık yönünden denetimden ve hizmetten uzaktır. Bu durum bulaşıcı hastalıklar açısından bir halk sağlığı sorunudur. Bu sorunu çözecek adımlar desteklenmeli. Ülkemizdeki sağlık çalışanlarının ataması ve istihdamı öncelikli olarak derhal yapılmalıdır.