Yüz milyon doz aşı

Bu yıl Covid-19 kışı yaşamak

Büyük risk ve tehlike

Bu kış zor geçmesin!

Şimdiden plan şart.

Aman kafa karıştırıcılara dikkat,

Yanlış bilgilendirmelerden uzak dur.

Cehalete teslim olma!

Koronavirüs hakkında yeterince bilgimiz var.

Koronavirüs hava yolu ile bulaşır.

Virüs taşıyan, havaya  damlacıklar saçar,

Soluduğumuzda virüs bizde demektir.

Geçen hafta Sağlık Bakanımız açıkladı:

Tam yüz milyon doz aşılama.

Büyük başarı.

Ancak yetersiz.

Bir türlü pozitiflik sayısını 20.000 den,

Günlük ölüm sayısını da 250’den aşağıya

Kontrol edilebilir seviyeye düşüremedik.

Bu gidişle her gün ortalama 250 kişi,

Bir aylık koronavirüs felaketinin can bedeli: 10.000 kişi!

Hastaneye başvurular,

Hastaneye yatışlar,

Dolu yoğun bakımlar düşündürücü!

 

COVİD-19 İLE YAŞAMAK ŞART MI?

Hele “Kovidle yaşamak” düşüncesi,

Hekimlerin ve sağlık personelinin tükenmişliği,

Kovid kışının risk ve tehlikesini büyütüyor.

Toplum ve ekonomik etkilerini de eklersek,

tam bir sosyal ve sağlık afeti.

 “Kovidle yaşamak” düşüncesi,

Gribe benzer bir hastalık düzeyine indirgemektir.

Bu düşünce boş vermişliği beraberinde getirir.

Virüsün mutantyonlarını sürdürmesi demek!

Can kayıplarının artması demek,

Doğal sürü bağışıklığına yol açmak demek!

Kovid hastalığının nasıl seyredeceğini kim bilebilir?

Kovide meydan okumak ,

cehalet değil de,

nedir?

Oysa Kovid, aşı ile önlenebilir hastalık.

Dünyada beş milyar insan aşılandı.

Aşılananlar kovide karşı güvende.

Hastaneye başvuranlar,

yatışlar çok azaldı.

Hastalananlar hep aşısızlar,

eksiz aşılılar.

Kısaca Kovid artık “aşısızların hastalığı”.

 

TEDBİRİ ELDEN BIRAKMA!

Tam okul öncesi Batı ülkeleri okul çağı çocuklarına aşıyı açtı.

Türkiye de öyle. Ailenin rızası ile.

Bu işi okullar başlamadan birkaç ay önce yapılsa daha iyi olmaz mı idi!

Gecikilmiş olsa da başlamak iyidir.

Çocukların aşılanması için üç geçerli neden;

Birincisi: Virüsü çocuklar yayar! “Sesiz taşıyıcılık”,

İkincisi: Gençlerde hastalık artıyor!

Üçüncüsü ve en önemlisi de: Kovid çocuklarda uzun dönemde nasıl bir etki yapacak?

18 yaş üstü gençlerde aşılanmanın hızlı olması sevindirici.

En azından Üniversiteler artık tam bir “Güvenli, Sağlıklı Yerleşke” olsun.

Sağlık güvencemizi salt aşıya bağlamak yetmez.

Solunum yolu ile bulaşan hastalıklar için önlemlere uymak gerek.

Maske, mesafe’ye de dikkat!

Kalabalık ve sıkışık ortama da!

Çevremize baktığımızda sanki “Kovid zamanları” değil!

Tedbirler boş verilmişi gibi bir hava hakim.

Sanki “eski normal” zamanlardayız!

Oysa iş göründüğü gibi değil.

 

TEMİZ HAVA VİRÜSÜ SAVAR

Hele kapalı ortamlarda havalandırma son derece önemli!

Yeterince ve iyi havalandırılmayan ortamlarda

virüs yükü kuşkusuz artar!

Hastalanmak için sadece bir soluk yeterli.

Kapalı mekanların havalandırma sistemleri sıkı kontrol edilmeli,

Yeterli olmayanların iyileştirilmesi teşvik edilmeli,

mali destek verilmeli.

Elbette okullar da bu mekanların bir parçası.

Sınıfların havalandırılması kış aylarında 

kapı pencere açılarak sağlanamayacağına göre.

Havalandırma şart!

Kim çocuğunu güvenli bir okula göndermek istemez.

 

MASKESİZ ASLA!

Maske hangi birimiz usulüne uygun kullanıyor.

Maske solunum yolu ile bulaşan hastalıklar için önleyici bir araç.

Salgının başında maske stoklarının yetersiz oluşu,

Kalitesinin sorgulanması gündemdeydi.

Usulüne uygun üretilmiş maskeleri düzgün kullanma konusunda

Herkesin bir deneyimi oldu.

Maskesiz çıkmamalı!

 

“HİJYEN OYUNU”

Diğer bir sıkıntılı durum da yüzey ve nesne temizliği meselesi.

Her birimiz salgın başında Pazar poşetlerini yıkamadık mı?

Meyveleri, sebzeleri tek tek sudan mı geçirmedik!

Edinilen deneyimler,ve bilimsel kanıtlarla

virüsün yüzey bulaşıcılığının önemli olmadığı yönünde.

Temizlik temel tedbirlerden biri!

Elbet temizlik şart, “hijyen oyunu” ‘oynamadan!