Tıp tarihi içinde gelişmeler sürekli olarak insanların ve toplumların ortak beklentileri sonucu gelişim göstermiştir. Birçok hastalığın tedavisi bulunmuş, birçoğunun ilerleyişinin önüne geçilmiş ya da ilerleyişi yavaşlatılmıştır. Bireylerin, yaşamlarını sağlıklı sürdürebilmeleri için hasta olduklarında uygun şekilde sağlık bilgisine ulaşmaları, anlamaları ve bu bilgiye uygun davranabilmeleri zamanla önem kazanmıştır. Bunun içindir ki, günümüz sağlık sisteminde bireylerin sağlığı koruma ve geliştirme uygulamalarını benimsemeleri, verilen sağlık hizmetleri hakkında bilgilenmeleri, kendi sağlıkları ile ilgili kararlar verebilmelerinde etkin olmaları, sorumluluk ve haklarını bilmeleri beklenmektedir. İnsanların hastalık sürecinde tanı ve tedavi alanında sürekli gelişen ve değişen teknoloji, kültürel farklılıklar, sınırlı okuryazarlık düzeyi, yaşa bağlı fiziksel ve bilişsel değişiklikler gibi etkenler bireylerin süreci anlama ve sunulan sağlık hizmetlerinde etkin olma arayışlarını ortaya çıkarmıştır.
Sağlık okuryazarlığı kavramı ilk kez 1974 yılında Scott K. Simonds “Health Education as Social Policy” adlı çalışmasında kullanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 1998 yılında yayımladığı “Sağlığın Geliştirilmesi Sözlüğünde (Health Promotion Glossary)”, "Bir bireyin sağlıkla ilgili bilgiye ulaşması, anlaması ve sağlığını geliştirici yönde bu bilgiyi kullanması için motivasyonunu ve yeteneğini belirleyen sosyal ve bilişsel beceriler" olarak sağlık okuryazarlığını tanımlamıştır.
Ülkemizde sağlık okuryazarlığı, 2011 yılında Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Sağlığın Teşviki ve Geliştirmesi Sözlüğünde, bireylerin kendi sağlığı ve toplum sağlığını iyileştirmek amacıyla, yaşam tarzı ve koşullarında değişiklik yapabilmesinde gerekli bilgi, beceri ve kendine güven düzeyine ulaşması olarak tanımlanmıştır.
Sağlık okuryazarlığı okuma-yazma becerilerinin ötesinde sağlıklı davranışlar, ilaçların doğru kullanımı, sağlık hizmetlerinden nasıl yararlanacağını bilmek, aydınlatılmış onam formlarını anlamak ve imzalamak, öz bakım ve hastalık yönetimi hakkında kararlar verebilmek, evdeki tıbbi cihazları doğru kullanabilmek, bakım veren rolünü üstelenebilmek gibi sağlık bilgilerini kavrama ve değerlendirme yetisini kapsamaktadır.
Sağlık okuryazarlığı fonksiyonel, iletişimsel ve eleştirel olmak üzere üç sınıfta değerlendirilmektedir. Fonksiyonel sağlık okuryazarlığı; bireylerin sağlıkla ilgili okuma ve yazma temel becerilerini gösterir. Sağlık riskleri veya sağlık sisteminin nasıl kullanılacağı, temel sağlık eğitim materyallerini okuma yeteneğini içerir. İletişimsel sağlık okuryazarlığı; sağlık sunucuları ile iletişim kurabilme konusunda gelişmiş bilişsel ve sosyal yetenekleri, kişisel ve sosyal yetileri sayesinde sağlık aktivitelerine katılma ve sağlık bilgilerini uygulamayı kapsar. Eleştirel sağlık okuryazarlığı; mevcut sağlık risklerini ve sağlık sorunlarını tanımlayıp analiz etme, çözüm için politika geliştirme süreçlerine katılma, medyada çıkan sağlık haberleri analizini ve yorumlama becerilerini içerir.
Dünyada sağlık okuryazarlığı durumuna bakıldığında, Amerika’da Ulusal Yetişkin Okuryazarlığı Değerlendirmesine göre yetişkin nüfusun %53’ünün sağlık okuryazarlığının orta düzeyde, %36’sının yetersiz , %22’sinin temel düzeyde olduğu belirlenmiştir. Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde yapılan sağlık okuryazarlığı araştırmasında ülkelerin %2 ve %27 arasında değişen oranlarında yetersiz sağlık okuryazarlığı puanı aldığı saptanmıştır. Hollanda’da bireylerin %29’unun, Bulgaristan’da ise %62’sinin düşük sağlık okuryazarlığına sahip olduğu, %50’den fazlasının yeterli düzeyde sağlık okuryazarı olduğu belirlenmiştir. “Yeterli ve çok iyi düzeyde” sağlık okuryazarlığı puanı yüksek olan ülkeler daha fazla olup, en düşük orana sahip ülkeler Bulgaristan (%37) ve İspanyadır (%42).
Türkiye’de ise sağlık okuryazarlığı araştırması 2014 yılında Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası tarafından Avrupa Birliği (HLS-EU) anketi kullanılarak Türkiye’yi temsil eden 12 bölgedeki 23 ilde rastgele seçilen 4924 erişkin kişinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucuna göre Türkiye’nin genel sağlık okuryazarlığı indeksi 30.4 olarak bulunmuştur. Sağlık okuryazarlığı kategorileri için Türkiye ve Avrupa ortalamaları karşılaştırıldığında Türkiye’de yetersiz sağlık okuryazarlığı %24.5, sorunlu sağlık okuryazarlığı %40.1, yeterli sağlık okuryazarlığı %27.8 ve mükemmel sağlık okuryazarlığı %7.6 iken Avrupa toplumlarında ise yetersiz sağlık okuryazarlığı %12.4, sorunlu sağlık okuryazarlığı %35.2, yeterli sağlık okuryazarlığı %36 ve mükemmel sağlık okuryazarlığı %16.5’dir.
Dünya Sağlık Örgütüne göre, sağlık açısından sağlık okuryazarlığı gelirden, istihdam durumundan, eğitim seviyesinden, ırk veya etnik grubundan daha güçlü bir belirleyicidir. Sağlık okuryazarlığı kavramının sağlığın temel belirleyicileri arasında güçlü bir yeri olması sağlıkta eşitsizlik mücadelesinde önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Sağlık okuryazarlığını yükseltmek için yaşam boyu öğrenme politikalarını benimsememiz gerekmektedir.
Hemşirelik Esasları Bilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi
Ege Üniversitesi Acil Tıp Hemşiresi Kemal Yılmaz