Askeri tıp, savaş hekimliği -1 / Her boyutuyla savaş sırasında hekimlik

KAOSTAN TRİYAJA

Savaşlar ne yazık ki modern dünyanın da bir gerçeği olmaya devam etmekte. Durum böyle olunca askeri hekimliği, savaş hekimliğini, bir hekimin savaş sahasında ve savaş sonrasındaki sorumluluklarını, karşı karşıya kalabileceği zorlukları,koşulları hatırlamak gerektiğini düşünerek bir seri yazı kaleme almaya karar verdim.

Savaş döneminde sağlık ekipleri, bir saha istasyonuna yaya olarak,sedye taşıyıcılar veya ambulanslarla gelen/getirilen çok sayıda yaralı karşısında bunalıp yorulabilir. Zor koşullar,kısıtlı imkanlar,kitlesel yaralanmalar,güvenlik sorunları ve etik durumlar karşısında karar verme ve eyleme geçme yetileri etkilenebilir. Yaralılara müdahale etmenin sistematik bir yolu olmadan, işler kolayca kaosa sürüklenebilir.

Napolyon Savaşlarının son muharebesi olan Waterloo Savaşı'nda (1815) gönüllü bir cerrah olan Charles Bell, o dönemde Belçika'da ana hastanelerden birindeki durumu şöyle anlatmıştır:

Ben bir adamın uyluğunu keserken, bir anda on üç kişi yatıyordu, hepsi sıraya alınmak için yalvarıyordu. Giysilerimin kanla katılaştığını ve neşter kullanmanın sarf ettirdiği eforla kollarımın güçsüzleştiğini hissediyordum. [Charles Bell, Quarterly Review ciltleri 72–73, (1843)]

Hekimlerin savaş döneminde; koruyucu sağlık tedbirlerinin alınması,yaralıların tıbbi tahliye zincirinin başlatılması ve tedavisinin sağlanmasında rol oynadıklarını biliyoruz.

Koruyucu sağlık tedbirleri tıbbi tehditlerin belirlenmesi ile başlar.

Bunlar;

*Çevresel tehditler ( iklim,rakım,sıcaklık,coğrafya,endüstriyel riskler,kimyasal biyolojik radyonükleer tehditler)

*Bulaşıcı hastalıklar

*Psikososyal tehditlerdir.

 

Travmalı kişiye yaklaşımın bileşenleri de şu şekilde sıralanabilir;

-Triyaj

-Yaralının stabilizasyonu, ısıtılması

-Sıvı resüsitasyonu

-Hemostaz (turnike,packing,hemostatik ajanlar)

-Kan transfüzyonu

-Antibiyoterapi

-Hasar kontrol cerrahisi

-Görüntülemeler

 

Hastaların transferini sağlayacak sedyeler, ambulanslar, helikopter ya da ambulans uçakların örgütlenmiş olması, cerrahi aletlerin,aşıların,protezlerin,ilaçların,anestezik ve ağrı kesici ajanların,müdahale ekibinin sahada organize edilen noktalarda hazır bulunması gerekmektedir.

İyi hasta tahliyesi ulaşım imkanlarının dışında taşınabilir ekipmanlarla sağlık ekiplerinin hareket halinde de müdahalede bulunabilmesine imkan tanır.

Askeri tıp, yaralı askerlerin savaş alanında bırakıldığı, savaş durduğunda gelen yardımlarla müdahalenin beklendiği günlerden bu yana çok yol kat etti.Cerrahlar, ağır yaralılar için umudun mümkün olan en kısa sürede tedaviye başlamak olduğunu artık biliyorlar.

Triyaj, tıbbi personeli ve kaynakları en etkin şekilde yönlendirmeyi sağlayan sistemdir.Yaralılar, savaş bölgesindeki pansuman istasyonuna geldiklerinde değerlendirilip yaralanmalarının ciddiyetine göre tedavi için öncelik sırasına alınmaktadır.

Birinci dünya savaşında triyajla yaralanmalar ‘hafif/önemsiz, tedavi edilebilir ve ciddi’ olarak 3 gruba ayrılmıştır. Hafif yaralanan askerler hızlı bir şekilde tedavi edilip cepheye geri gönderilirken,tedavi edilebilir yaralanmalar ana hastaneye nakledilecek kadar stabilize edilmiştir. İyileşme şansı düşük olanlara morfin gibi ağrı kesiciler uygulanarak palyasyon sağlanmıştır.

Triyaj sisteminde hastaların tedaviyi beklerken de hızla ve sürekli olarak yeniden değerlendirilmesi gerektiğini bilmek gerekir çünkü 'tedavi edilebilir' bir vaka, hastanın müdahale için uzun süre beklemesi sonucu kritik bir vakaya dönüşebilmektedir.

Savaş mirası olan triyaj kavramı  ilk olarak Napolyon Savaşlarında Dominique Larrey tarafından kullanılmış olup günümüzde hala kaza, afet, savaş  gibi olağanüstü durumlarda ve günlük pratikte acil servislerde kullanılmaktadır.