Çılgın çoraplar, sönen hayatlar

1 Haziran Uluslararası Hekimlerin Mental Sağlık Durumları İle İlgili Farkındalığı Arttırma Günü.

 

Her 4 hekimden biri intihar düşüncelerine sahip, her 5 hekimden biri depresyon tanısı almış ya da tedavisi görmüş durumda, her 50 hekimden biri intihar teşebbüsünde bulunmuş, bunlar Amerika Birleşik Devletlerine ait veriler Bu durumun genetik, bireysel, çevresel, sosyokültürel, sosyoekonomik hazırlayıcıları olduğu bilinse de dünyada genel durum benzerdir.

Ne acıdır ki içlerinde problem çözümleme ve yaşatma tutkusu olarak bu uzun yolu seçmiş meslektaşlarımızın birer birer kendi problemlerini görmekten ve çözümlemekten uzaklaştıklarına, öz benliklerine yabancılaştıklarına ,tolere edemeyecekleri kadar değiştiklerine ya da değişime/adaptasyona direnç göstererek kendi yaşamlarından vazgeçtiklerine şahit olmaktayız.

Kendi mesleki branşım üzerinden yaklaşacak olursam; kapalı ortamda uzun ve yoğun mesai/nöbet düzenleri, artık gaz maruziyeti vb pek çok nedenle anestezistler arasında bipolar,depresif duygu durum bozukluklarının gelişiminin ve intihar düşünce/girişimlerinin sık görüldüğü bilinmektedir. Bu gün bu yazımı yakın zamanda hayatına son veren hep neşeli, iyi niyetli ve çalışkan özellikleri ile hatırlayacağım bir ekip arkadaşımın anısına kaleme alıyorum.

Her yıl ‘1 Haziran Uluslararası Hekim Mental Sağlığına Farkındalık Oluşturma Günü’ nde sağlıkçılar bir çift birbirinin eşi olmayan, gündelik yaşamda sık tercih edilmeyecek kişinin iç dünyasındaki karmaşayı yansıtırcasına uyumsuz renk, motif ve tarzlara sahip,tuhaf figürlü çılgın çoraplar giyme ritüeli oluşturmuşlardır. Evden çıkarken ne giydiğine dikkat etmeyen öz bakımın düştüğü bir depresif epizodu canlandırarak yaygınlaşan hekim depresyonuna dikkat çekmeyi hedefleyen bu tarz paylaşımları bugün dünyanın her yerinden #CrazySocks4Docs? hashtagi ile sosyal medyada görebilirsiniz.

Hekim intiharları ile ilgili pek çok kitap yazılmış, filmler, tv programları, konuşmalar (tedmed) düzenlenmiş olsa da çalışma şartları iyileştirilmediği, mesleki, ekonomik, sosyal doyumları arttırılmadığı, özlük hakları gözetilmediği, insanlık onuruna yaraşmayacak hekim-hasta/hasta yakını diyalogları ve sosyal şiddet toplum bilinci sağlanarak veya caydırıcı yaptırımlar uygulanarak sıkı bir takip ile önlenmediği, omuzlarına kaldırabileceğinden daha fazla sorumluluk yüklenerek hekimleri tanrılaştırmaktan vazgeçilmediği, mesleki gruplar içerisindeki aşırı hiyerarşik düzen ve mobbing çözümlenmediği sürece sanıyoruz ki bu masum hareketler gündelik arayışlar olarak kalacaktır.

k