Atilla İlhan “Hiç kimse kendi düşün konforundan ödün vermiyor” diye yazmış. Düşündüm de yaşadığımız sürece cuk oturmuş! Nasıl mı?
Bir Covid-19 efendi çıktı meydane(!), çekti peşrevini şaklattı kispetine; o da ne bir sürü tuzlu su şaklabanı sonbahar yaprakları gibi televizyon ekranlarından dökülüp saçıldılar yerlere; böylelikle gerçek bilim insanlarımızın da var olduğunun farkına vardık.
Geçen sonbaharda, oturduğum sitenin bahçıvanı yola dökülen yaprakları süpürüyor, takıldım: “Neden süpürüyorsun yaprakları?” dedi: “Yol temiz olsun diye” dedim “Süpürmesen daha iyi olur, belki dalda kalan yapraklar ders alır”. Bahçıvan bakakaldı yüzüme; bu adam ne diyordu acaba? Ertesi gün yolda önüme geçti: “Arif Bey ne demek istediğinizi anladım” dedi.
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) fizik bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ülkü Bayhan hocamız ‘Korona’nın attığı şamarı şöyle değerlendirdi:
“Fizikte bileşik kaplar kanununun anlatamadığı kuralları Korona kıra döke anlattı hepimize. Kimsenin birbirinden bir farkı olmadığını, birimiz hasta olduğunda diğerlerimizin de karantina geçireceğini, geçirmekte direnirse bunun çok hızlı ‘yokoluş’ anlamına geleceğini; ölüm ritüelinin bile yerini korkunun alacağı “yeni normal”in kabul edileceğini; yani sistemin yeni bir değerler sistemine taşındığını bağırta bağırta ne de güzel anlattı ya, insanoğlu denen biz arsızlar ‘küme’sine!”
Koronayı fizikçi anlatırsa böyle anlatır. Ya kuantum ile anlatsaydı?
Değerli edebiyatçımız Oktay Akbal da ‘Önce ekmekler bozuldu’ demiş ya (Aynı adlı öykü kitabı 1946 yılında yayınlandı), sonrasında sularımız da bozuldu. Plastik kaplardan su içer olduk bunca bolluk içinde. Suyun kirlenmesi demek her şeyin kirlenmesi demek olduğuna aymadık.
Yörükler göç yollarında sürülerini suladıktan sonra sudan uzaklaştırırlar. Amaç suyun kirlenmesini önlemektir. Hatta ta Şaman Türkler’den bu yana büyük duyarlılıkla uyulan bir kural vardır: İster akarsu ister kaynak suyu olsun, tuvalet gereksinmelerini suyu kirletmeyecek bir uzaklıkta giderirler. Suyu kirletmek büyük günahtır Yörüklerde. Cihan İmparatoru Cengiz Han da yasalarında “4. Suyu kirletenler ve suya işeyenler idam edilir” der.
Bir de Dede Korkut’a kulak verelim bakalım, o ne demiş Covid-19 konusunda:
"Karlı kara dağların yıkılmasın!
Gölgeli büyük ağacın kesilmesin!
Taşkın akan güzel suyun kurumasın!"
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az! Yine de anlamazsan Covit efendiler anlatır!
ECZ. ARİF YAYLA