Hekimlik, insanlığın varoluşundan beri ihtiyaç duyulan, süre gelen bir gerçekliktir. İnsanlar hayatının bir çok evresinde farklı şekiller ve durumlar karşısında kendi sağlıkları ile ilgili mutlaka bir yardıma ihtiyaç duymuştur. Anne karnında iken başlayan yaşam serüvenimizde, hayatımızın son anına kadar bir şifa veren ele, acımızı dindiren hekimlere ihtiyacımız olmuştur. Az ya da çok,istesek de istemesek de sağlık yardımı almak durumunda kalmışızdır.
Son günlerde, belki de ilk kez hekimler bu kadar konuşulmaya, dertlerini dile getirmeye başladılar. Özellikle sağlık alanında son yıllarda yaşadığımız sıkıntı ve sorunlar, aslında pandemi döneminin de getirdiği ağır yük ve çalışma şartlarının yoğunlaşması ile daha dagörünür hale geldi. Uzun yıllardır hem bizlerin hem de idari erkin halının altına süpürdüğü biriken sorunlarımız ortaya döküldü. Bu dönem sorunlarımızı tespit etmek, çözüm önerileri üretmek için hekimler hiç olmadığı birlik oldu. Bu çok da olumlu bir gelişme oldu.
Hekimler artık şimdiki ve gelecekteki yaşamlarını bire bir etkileyen tüm sorunlarını daha güçlü bir şekilde dile getiriyor ve bir an önce çözülmesini istiyor.
Öncelikle hizmet sunduğu kurumlarda güvenli çalışma alanları istiyor. ‘’Yaşamıma kast edilecek mi’’ endişesi duymadan, yapacağı tıbbi uygulamaların kararlarını rahatça almak, nitelikli sağlık hizmeti sunmak istiyor. Sabah evinden ayrılırken akşam evine sağ- salim dönmek istiyor. Savaşta bile dokunulmayan sağlık kurumlarının, bir anda savaş alanı gibi olmasını istemiyor. Kısacası artık dayanılmaz bir hal alan sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin bitmesini istiyor.
Artan ekonomik sorunlar karşısında, kaygılar yaşamadan, performans sistemi gibi bir sistemde düzensiz maaş ödemeleri ile karşı karşıya kalmak istemiyor.Performansa dayalı değil, emekliliğine de yansıyan birmaaş ödemesi istiyor. O gün hastasına yapacağı operasyonuna yoğunlaşmak yerine ödenecek faturalarınıdüşünmek istemiyor. Geçim kaygısı olmadan çocuklarına iyi bir eğitim vererek onları hayata hazırlamak istiyor.
Hekimler kendi ülkelerinde mesleklerini layığı ile icra etmek, doğdukları, yaşadıkları topraklarda halkımıza hizmet vermek istiyor. Hiç bilmediği ülkelerde yeni baştan yaşamlar kurmak zorunda olmak istemiyor.
Hekimler malpraktis uygulamalarındaki adaletsizliğe, aldıkları maaşlara oranla, karşı karşıya kaldıkları cezaların karşılanamayacak olduğunun görülmesini istiyor. Malpraktis uygulamasının sağlık hizmeti sunumunda defansif uygulamalara, ihtisas alanı seçimlerini de olumsuz etkilediğinin bilinmesini istiyor.
Hekimler ülkemizde kaliteli sağlık hizmeti sunumu için kaliteli bir tıp eğitimi almak ve mesleki eğitimlerinin mezuniyet sonrası da düzenli bir şekilde sürmesini istiyor.
Hekimler çalışma hayatlarında Kamu-Özel Hastane kıskacında kalmadan, halkın da ücretsiz sağlık hakkını savunarak, herkesin her basamakta nitelikli sağlıkhizmetine ulaşabilmesini istiyor.
Her şeyden önce hekimler uluslararası sözleşmelerle belirlenen insani çalışma saatleri içinde, idari mobingeuğramadan hizmet vermek istiyor. Kendi meslektaşı olan idareciler tarafından bile çalışması takdir edilmeden, 36 saat gibi kabul edilemez çalışma sürelerine varan bir sistemde çalıştırılarak, hayati tehlike altında kalmak istemiyor. Hem hasta hem idare tarafından bir mobingaracı haline gelen 184 sabim hattının ya amacına uygun olarak kullanılmasını ya da tamamen kaldırılmasını istiyor.
Tüm çalışanlar gibi Anayasal bir hak olan yıllık izin ve hastalık istirahati gibi durumlarda gelir kaybına uğramamak istiyor. İzin dönüşlerinde de bir ceza gibi iki kat artan iş yüküyle karşılaşmamak istiyor.
Aile hekimleri insani bir hak olan vekalet vermeden yıllık izin kullanabilmek istiyor. Sağlıklı koşullarda, standart kamu binalarında, kaliteli koruyucu sağlık hizmeti sunmak istiyor. Ayrıca yönetimini ve idaresini de yaptıkları Aile Sağlığı Merkezlerini açık tutabilmeleri için ödenen ödeneklerinin arttırılmasını istiyor. Zaten sözleşmeli olarak çalışan Aile Hekimleri pandemisürecinde çıkarılan yeni bir yönetmelikle iş akitlerini sonlandırmayı kolaylaştıran, iş güvenliklerini bir kişinin insiyatifine bırakan Ödeme Sözleşme Yönetmeliğinin geri çekilmesini istiyor. Koruyucu sağlık hizmetlerine artık hak ettiği değerin verilmesini istiyor. Bireye hiçbir sorumluluk yüklemeden uygulanan negatif performans uygulamasının sona ermesini istiyor.
Hekimler hem kendi gelecekleri, hem de sağlıklı yarınlar için kamu sağlığının iyileştirilmesini ve böylelikle ülke sağlık düzeyinin yükseltilmesini istiyor.
Nihayetinde uzun ve zorlu bir eğitimin ardından başlayan stresli bir çalışma hayatı sonunda, artık insani yaşam koşullarını sağlayabilecekleri emeklilik ücretleri almak istiyor hekimler. Hayatlarının sonuna kadar çalışmak zorunda olmadan, belki de ilk defa sevdikleri ile bir arada uzun zamanlar geçirebilecekleri, bugüne kadar isteyip de yapamadıkları şeyleri yapabilecekleri bir hayat dilimi yaşamak, mesleki endişe ve kaygılardan uzak huzurlu bir emeklilik istiyor.
İnanın aslında öyle olmayacak şeyler istemiyor hekimler merak etmeyin. Herkes gibi insanca yaşayabilecekleri bir gelir, can güvenliği olan, güvenlikli çalışma alanlarında çalışmak, meslek onurunu korumak istiyor. Ve elbette tüm bunlardan sonra Tıbbiyeli Hikmetler’den bu yana var olan 14 Mart‘larımızı artık bundan sonra gerçekten bayram olarak kutlamak istiyor..
Bugün değilse bile çok yakında elbet olacak.
SAĞLIKLA UMUTLA KALIN.