Yazarın Yazıları
Anemi, vücudumuzdaki çevre kanındaki hemoglobin miktarının kişinin yaş ve cinsi için belirtilen değerin altında olması durumudur. Halk arasında anemiler kansızlık olarak tariflenir. Kırmızı kan hücrelerinin azlığı olarak da nitelendirilir.
Halk arasında Güneş çarpması olarak da nitelendirilen sıcak çarpması, sıcak ve nemli yaz günlerinde oldukça sık karşılaşabileceğiniz acil sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Vücudumuzdaki ısı düzenleyici mekanizmaların uygun olmayan yanıtlarına bağlı olarak yüksek çevre ısısına karşı hafiften yüksek dereceye kadar oluşan reaksiyonları içerir.
Kırım – Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı; keneler tarafından taşınan ve Bunyoviridea ailesinin Nairovirus grubundan olan tek sarmallı bir RNA virüsü ile oluşan, ölümlere neden olabilen, zoonotik ( hayvanlarla taşınan) karakterli bir bulaşıcı hastalıktır.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de 2 yılı aşan bir süredir Covid-19 pandemisini yaşamaktayız. Pandemi 2 yıl boyunca vaka sayılarında artma ve azalmalarla süren dönmeler halinde seyretmektedir. Geçen zaman içerisinde virus de farklı mutasyonlar göstererek değişikliğe uğramıştır.Tüm bu değişikliklere rağmen hala pandemi etkisini sürdürmektedir.
Geçtiğimiz haftanın 14 Martında biz hekimler olarak Tıp bayramımızı 103. Kez kutladık. Aslında uzun zamanlardan bu yana bayram tadında kutlamalardan çok uzaktayız. Halbuki bu tarih Tıbbiyenin ve Tıbbiyelilerin tarihidir ve bu tarih Türkiye Cumhuriyetinin çağdaşlaşma ve özgürlüğe açılan pencerelerinden birini oluşturmaktadır.
Hekimlik, insanlığın varoluşundan beri ihtiyaç duyulan, süre gelen bir gerçekliktir.
Tüberküloz ( verem) hastalığı en sık akciğerlerde ortaya çıkan kronik, ilerleyen bir infeksiyondur. Tüberküloz ismi, yalnızca Mycobacterium Tüberculosis, M. Bovis ve M. Africanum mikobakterilerinin neden olduğu hastalık için kullanılır. Mycobacterium Tüberculosis aside dirençli bir bakteridir. Bulaşma şekli de solunum yolu ile olmaktadır.
Tüm dünya gibi ülkemiz de iki yıla yakın bir zamandan bu yana görülen corona virüs pandemisi
Aralık ayının 5. Gününü “Dünya Kadın Hakları Günü “ olarak kutluyoruz. 5 Aralık 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk ‘ ün öncülüğünde çıkarılan kanun ile kadınlara bu tarihten itibaren seçme ve seçilebilme hakkı tanınmış oldu.
Sonbaharın gelmesi, havaların soğuması ve okulların açılması ile birlikte toplu yaşam alanlarında daha fazla zaman geçirmeye , daha kalabalık ve kapalı ortamlarda kalmaya başladık. Bu durum da gerek çocuk, gerek yetişkinlerden soğuk algınlığı tarzında şikayetlerin artmasına neden oldu.
Sağlıklı bir gelecek sağlıklı nesiller ve dolayısıyla sağlıklı bireyler sayesinde var olabilir. Sağlığın temel yapı taşını da sağlıklı beslenme oluşturur. Sağlıklı beslenme doğduğumuz andan itibaren gerçekleştirilmesi gereken bir eylemdir. Hayata gözlerimizi açtığımız andan itibaren annemizin kucağında sevgi, güven dolu, sıcacık ortamında ilk karşılaştığımız besinimiz anne sütü olmalıdır.
Yaz mevsiminin gelmesi ile birlikte artan hava sıcakları insan sağlığı için bazı risk faktörlerini de beraberinde getiriyor maalesef.
1919 yılı Mayıs ayının on altısında bir gemi ayrıldı İstanbul’dan. Bu geminin yükü ağırdı. Bir milletin kurtuluş umutlarını yüklediği, düşünceli, kaygılı ama bir o kadar kararlı Mustafa Kemal ‘in gemisiydi ‘’O’. Savaşlardan, hastalıklardan yorulmuş bu millet umutlarını yükleyerek uğurlamıştı bu gemiyi.
Tarihsel süreçte aşı kararsızlığı
Aşıların bulunması ile birlikte gerçekleşen bağışıklama çalışmaları ve temiz içme sularının temini, 20. Yüzyılın en önemli halk sağlığı uygulamaları olmuş ve dünya halk sağlığı açısından muazzam başarılar elde edilmesine olanak vermiştir. Keza bazı bulaşıcı hastalıklar yeryüzünden tamamen silinmiştir.
Bebeklerin aşılanmayla ilgili serüveni daha doğmadan, annelerinin karnında başlar. Gebelik döneminde anne adayımıza 20-36 gebelik haftaları arasında yaptığımız tetanos aşısı, mevsimine göre önerdiğimiz influenza (grip) aşısı ve hepatit B (sarılık) aşıları ile başlamaktadır.
Tüm dünyada yaklaşık bir yılı aşkın süredir coronavirüs ile meydana gelen pandemi sürecinin içerisinde bulunmaktayız. Bu süreçte maalesef toplum olarak oldukça sıkıntılı günler yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. 21.
İnsanlık tarihi varoluşundan bu yana birçok sorunla karşılaşmış olsa da temelde yaşamsal varlığını tehdit eden üç büyük sıkıntı ile karşı karşıya kalmıştır. Savaşlar, açlık/kıtlıklar ve bulaşıcı/salgın hastalıklar. Her üç durum da toplum sağlığı oldukça olumsuz yönde etkilemiş ve yüz binlerce insanın yaşamlarının sona ermesine neden olmuştur.