Depremin hatırlattıkları; olgunluktan fazlası, azizlikten azı: Hekimlik

sağlık çalışanları deprem

İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde gerçekleşen 6,6 büyüklüğündeki deprem sonrasında bir fotoğraf düştü haber ajanslarına. Acil servisin dış kapısının önünde sağlık çalışanları bütün hazırlıklarını yapmış ve hastalarını ayakta pür dikkat beklemekteydi. İşte bu fotoğraf, hekimliğin “sadece tıbbi bilgiler öğrenmek”ten ibaret olmadığının en önemli göstergesiydi.

Hekimlik için tıbbi bilginin yeterli olmayacağı, aslında, Türkiye’deki birçok düzenleyici kurul tarafından bilinmekte ve eğitim programlarının bu gerçek dikkate alınarak geliştirilmesi için teşvik edilmekte.

Örneğin Tıpta Uzmanlık Kurulu Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Sistemi (TUKMOS) tarafından oluşturulan yeterlilik üçgeni bunu çok net bir biçimde anlatıyor (Şekil).

hekimlik

TUKMOS, bir uzman hekimin sahip olması yeterlilikleri 7 başlıkta ele alıyor. En üstte yer alan “Hizmet Sunucusu” yeterliliğini iki yetkinlikten oluşturuyor: Klinik yetkinlikler ve girişimsel yetkinlikler. Diğer 6 yeterlilik ise onu yukarıda tutuyor.

TUKMOS şöyle söylüyor:

“Sağlık hizmeti sunumu ile doğrudan ilişkili Hizmet Sunucusu alanını oluşturan yetkinlikler diğer 6 temel alana ait yetkinlikler olmadan gerçek anlamlarını kazanamazlar ve verimli bir şekilde kullanılamazlar. Başka bir deyişle 6 temel alandaki yetkinlikler, uzmanın “Hizmet Sunucusu” alanındaki yetkinliklerini sosyal ortamda hasta ve toplum merkezli ve etkin bir şekilde kullanması için kazanılması gereken yetkinliklerdir.”

İlk 6 yıllık eğitimdeki durum, uzmanlık eğitiminden farklı değil. Mezuniyet Öncesi dönemle ilgili Ulusal Çekirdek Eğitim Programı-2020 de hekimin sahip olması gereken özellikleri sayarken şu başlıklardan bahsediyor:

  • Sağlık Hizmeti Sunucusu
  • Mesleki Etik ve Profesyonel İlkeleri Benimseyen
  • Sağlık Savunucusu
  • Lider-Yönetici
  • İletişimci
  • Bilimsel ve Analitik Yaklaşım Gösteren
  • Yaşam Boyu Öğrenen

Görünen o ki, hekim olmak için tıbbi bilgilere sahip olmak, girişimsel becerileri haiz olmak yetmiyor. Yetmiyor ki hem ilk 6 yılı (mezuniyet öncesi dönem) hem de uzmanlık eğitimini (mezuniyet sonrası dönem) düzenleyen kurullar, bu gibi yetkinlikleri bu kadar önemsiyor.

Çünkü hekimleri acil servisin önüne getiren güç, tıbbi bilgiler değil, TUKMOS’un alta koyduğu 6 yetkinliğin birleşimi.

Kurullar gereken çerçeveyi oluşturmuş durumda. Fotoğrafta sadece bir örneğini gördüğümüz sahadaki tecrübeler de bu çerçevedeki yapıların önemini ortaya koyuyor.

Peki ya eğitim pratiğimiz nasıl?

Bu yetkinliklerin kazanılması için eğitim süreçlerinde gereken önem veriliyor mu?

Yoksa yazılanlar kağıt üzerinde mi kalıyor?

Öncelikle; iletişim becerileri, profesyonellik, sağlık savunuculuğu gibi yetkinliklerin eğitiminin nasıl gerçekleştirilebileceğinden bahsedelim.

Bu gibi becerilerin kazanılmasında en başta gelen yöntem belki de rol modellik. Bir çalışmaya göre; klinikte bulunan en kıdemli kişi el hijyenini sağlamadıysa, odadaki diğer sağlık çalışanlarının el hijyenlerini sağlama ihtimali anlamlı derecede düşük oluyor. El hijyeninde olduğu gibi, etik yaklaşım, iyi iletişim, sağlık savunuculuğu gibi başlıklarda da rol modelliğin güçlü etkisi tartışılmaz derecede yüksek.

Tıp eğiticilerinin rol model oldukları gerçeğini asla unutmamaları gerekiyor. Klinikteki her tıp eğiticisinin, orada bulunduğu süre boyunca öğrenciler tarafından gözlendiğini ve bu sürede kasıtlı bir eğitim faaliyeti yürütülmüyor olsa bile eğitim sürecinin devam ettiğini fark etmesi gerek.

Rol modelliği anladık. Peki ya başka?

Pek çok tıp eğiticisinin gereksiz gördüğü, komik bulduğu, hafife aldığı, katılmak istemediği, hekimlikle ilişkilendiremediği;

  • Tıp eğiticilerinin genelinin fakültelerinden aşina olduğu iletişim becerileri eğitimleri
  • Etik değerleri vurgulamak için gerçekleştirilen canlandırmaya (role-play) dayalı uygulamalar
  • Film izleyerek tıpta profesyonellik bağlamında uygun olan/olmayan kısımlarını yorumlamak ve tartışmak
  • Sosyoloji, felsefe, edebiyat, tarih, antropoloji, görsel sanatlar gibi tıbbi bilgilerden uzak ama hekimliğin tam içinde yer alan beşeri bilimlerle ilgili dersler ve uygulamalar.

İstenirse daha çok sayılabilir. Gerçekleştirmek isteyen için yöntem ve içerik çok.

Şimdi esas sorumuza dönelim; tıbbi bilgi dışı yetkinliklerin kazanılması için eğitim süreçlerinde gereken önem ülkemizde veriliyor mu?

Bence hayır. Çünkü tıp eğiticilerinin büyük bir kısmı ve dolayısıyla öğrencilerin de büyük bir kısmı bu gibi tıbbi bilgi dışı hekimlik becerilerini hekimlikle ilişkilendiremiyor.

Kaç tıp eğiticisi, rol model olduğunun farkında ve buna uygun davranıyor?

Tıbbi bilgi dışı becerileri kazandırmaya yönelik eğitim faaliyetlerinin programdaki oranı yüzde kaç?

İsterseniz sorun; kaç tıp öğrencisi son bir yılda, tıbbi bilgi içermeyen türden en azından bir kitap okudu?

Bu anlamda eksiğimiz çok. İlk yapmamız gereken, eğitim programlarımızdaki bu eksiğin farkına varmak.

Aksi hâlde, yarın bir deprem olduğunda depremzedeleri acil servisin önünde bekleyecek hekimler değil, hastaya bir robotu tamir eder gibi yaklaşan doktorlar bulacağız.

Tıp öğrencilerinin, olgunluk ile azizlik arasındaki o ideal noktaya erişmesi için bir şeyler yapmamız şart.

Tıp eğitimi alanından bilgiler için takip etmeniz önerilir: https://twitter.com/tipegitim

Mezuniyet Öncesi Ulusal Çekirdek Eğitim Programı-2020’ye ulaşmak için: https://dergipark.org.tr/tr/pub/ted/issue/53729/716873

Her bir uzmanlık dalı için TUKMOS’un yayınladığı çekirdek programlara ulaşmak için: https://tuk.saglik.gov.tr/TR,30147/mufredatlar.html

 

KÂMİL VÂSIK YÛZEY

 

Etiketler
hekim
Deprem
sağlık çalışanları