Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) Şikayetleri

MHRS- Merkezi Hekim Randevu Sistemi 2010 yılında Erzurum ve Kayseri illerinde ilk olarak pilot uygulamayla başlamış ve 2012 yılında tüm Türkiye’de sisteme konulmuştur. MHRS ile hastanelerdeki kalabalıkların azaltılması, hastaların bekleme süresinin kısaltılması, bireylerin zaman yönetimine önemli katkıların verilmesi amaçlanmıştır.

Bakanlığın önemli dijitalleşme adımlarından biri olan sistem, Mayıs 2017’de Londra’da düzenlenen ve dünyanın en iyi çağrı merkezlerinin yarıştığı Contact Center World Awards’ın “Best Outsourcing Partnership” (En İyi Dış Kaynak Ortaklığı) kategorisinde EMEA (Avrupa, Orta Asya ve Afrika) bölge birincilik ödülüne layık görülmüştür. Mayıs 2018’de ise MHRS’nin mobil uygulaması ile “En İyi Self Servis Teknolojisi” kategorisinde EMEA Bölgesi Birincilik Ödülü’nü aldığı T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından duyurulmuştur. 2012 yılından bu tarafa bakıldığında hastanelerin önündeki kuyrukların azalmasında ciddi etkisi olduğu bilinmektedir. Özellikle içinde bulunduğumuz Covid-19 pandemisi sürecinde aşı programlarının bir düzen dahilinde uygulanmasını sağlayarak, hastanelerde yığılmaların önlenmesi ve salgının etkisinin daha da artmasının önlenmesi açısından önemli katkılar sağladığı görülmüştür.

Fakat son dönemde MHRS ile alakalı çok sayıda şikâyet farklı platformlarda dile getirilmektedir. Şikayetlerin büyük çoğunluğunu, hastaların sağlık hizmetine ulaşmada yaşadıkları gecikmeler oluşturmaktadır. Ortaya çıkan bu gecikmeler hastaların memnuniyetsizliğine sebebiyet vermektedir. Hizmetin arz tarafını sağlayan hekimlerin şikayetleri ise MHRS randevularının gereğinden fazla olması ile ilgilidir. Hekimler MHRS randevularının fazla olduğunu ifade ederek hastalara yeterince zaman ayıramadıklarından şikâyet etmektedir. Hizmetin arz ve talep tarafında ortaya çıkan bu şikayetler her geçen gün artmaktadır. MHRS’de ortaya çıkan bu yığılmaların önemli nedenlerinin başında, içinde bulunduğumuz Covid-19 pandemisi kaynaklı ertelenmiş randevu talepleri gelmektedir. Pandemi döneminde hastanelerin yoğun olarak salgın ile mücadele etmek zorunda kalması, aciller dışında diğer hastalıkların takip, teşhis ve tedavi süreçlerinde sarkmalara neden olmuştur. Salgının etkisini yitirmesi ile ertelenen taleplerin yeniden oluşmaya başlaması, sağlık tesislerine olan talebin hızlı bir şekilde artışına neden olmuştur. Randevu sisteminde artan yoğunluğun bir diğer önemli nedeni de son dönemde kamu hastanelerinde artan hekim istifaları olarak değerlendirilebilir.

Pandemi döneminde alınan kararla; MHRS randevusu almadan poliklinik hizmetinin verilemeyeceği durumu, son dönemde artan hasta şikayetlerinin de etkisinin olduğu düşünülen ve yeni yayınlanan genelge ile ortadan kaldırıldı. Artık hastalar MHRS randevusu almadan da sağlık tesislerinde poliklinik hizmeti alabilecekler. Fakat bu durumun; hastanelerdeki yoğunlukları ve bekleme sürelerini arttıracağı, hekimler ile hastalar arasında tartışmaların ortaya çıkmasına neden olabileceği tartışılmaktadır.

Çözüme katkı sunması açısından başta Aile Hekimleri’nin görev aldığı birinci basamak sağlık hizmeti kurumlarının daha etkin ve verimli kullanımının, hastanelerdeki yoğunlukların azaltılmasında önemli katkı sunması beklenebilir. Aile Hekimi’ne gitmesi gereken hastanın üçüncü basamak bir eğitim ve araştırma hastanesine gelip, kanser ve benzeri majör tedaviler sunması ve araştırma yapması beklenen hekim tarafından muayene ve tedavi edilmesi; insan, zaman ve maddi kaynakların verimli ve etkili kullanılmasını engellemektedir. Sağlıkta dönüşüm programı ile ciddi mesafe kaydedilen Aile Hekimliği hizmetlerine daha fazla yönelim, mevcutta yaşanan hasta ve hekim şikayetlerinin giderilmesine katkı sağlayabilir.

 

TUNCAY AKAR

SAĞLIK YÖNETİMİ UZMANI