2021 Yılı Aralık ayı, pandemi sonrası istifaları artan hekimlere cumhurbaşkanı ve sağlık bakanı tarafından verilen “müjdeye” sahne oldu (1). Davul zurna ile duyurulup sessizce askıya alınan (2) bu müjde emeklemekte olan hekim sendikacılığına bir ivme kazandırdı ve kısa sürede hekim sendikaları olarak bilinen üç sendikanın büyümesine vesile oldu (3). Ağustos ayında aylarca süren çalışmalar hekimlerin tek kalem maaş beklentisini karşılamadığı gibi yeni reformun bazı kamu hekimlerinin kapsam dışında bırakması yeni bir kriz doğurdu*. Aralık ayından beri süren süreç aynı zamanda meclisteki hekimler ve bakanlık bürokrasisi nezdinde hekimlerin lobi faaliyetlerinin yetersizliğini de gün yüzüne çıkardı. Halbuki mecliste avukatlardan sonra en kalabalık meslek grubunu hekimler oluşturmaktaydı.
Medimagazin’in haberine göre mecliste 600 vekilin 46’sı (%7,67si) hekimlerden oluşmaktadır. Bu oran hekimlerin toplam nüfusa göre yaklaşık binde 2, 25 yaş üstü nüfus alındığında yaklaşık binde 3,5-olarak saptanan oranlara göre nicelik açısından oldukça yüksek bir temsiliyete** sahip olduklarını göstermektedir (5). Ancak, hekimlik bir meslek grubudur. Serbest çalışan olabileceği gibi hastane sahibi de olabilirler-ki sn. sağlık bakanı bu gruptandır- Hekim zammının geri çekilmesinde özel hastane sahiplerinin de rolünün olduğu iddiası göz önüne alındığında pekala hekimlerin “hepsinin” aynı çıkara sahip olmayabileceği düşünülebilir. Genel olarak “profesyonel” demek doğru olsa da alt kırılımlarında hekimlerin hepsi aynı sınıfa mensup değildir.
İncelemem meclisteki hekimlerin hangi sınıf (veya sınıf fraksiyonuna) mensup olduğunun araştırılmasına dayanmaktadır. Veri olarak meclis milletvekili listesindeki öz geçmişlerini temel alısam da hekimlerin varsa kendi veya şirketleri adına açılan siteleri de gözden geçirdim. Sınıfları adlandırmak için başka bir çalışmadan uyarlamaya gittim (4). Temelde hekimleri dört kategoriye ayırdım, daha sonra bunları iki kategoride birleştirdim: Ücretli çalışan, Serbest Çalışan, Sermayedar ve İdareci. Ücretli çalışanlar ve serbest çalışanlar ile sermayedar ve idarecileri aynı üst gruplarda birleştirdim. Bir başka başvurduğum istatistik ise hekimlerin kaç dönem milletvekilliği yaptığıdır. Dönem sayısı arttıkça saha ile bağların kopacağı ve kişinin geçimi için hekimlik mesleğine yaslanmayacağı göz önüne alındığında bu istatistik de önem taşımaktadır.***
İncelememe göre iktidar partisinin 16 “hekim” milletvekilinden 12’si sermayedar veya idarecidir, iktidar bloğu göz önüne alındığında bu 18’e 13’tür. Ana muhalefet partisinde ücretli çalışan ağırlığı dikkat çekse de 7’ye 11 oranı ile sermayedar veya idareci oranı 5 hekim milletvekilinden 4’ü sermaye grubunda olan millet ittifakının ikinci partisi de katıldığında dengelenmektedir. Meclis geneline bakıldığında sermaye grubunun çalışan grubuna 26’ya 20 üstünlüğü bulunmaktadır.
Hekimlerin kaç dönem milletvekillik yaptığına bakıldığında bir veya iki dönem milletvekili olan kişi sayısı toplam 24 iken üç ve üzeri dönem milletvekili olan kişi sayısı 22 ile buna çok yakındır. Ancak iktidar partisi göz önüne alındığında ağırlık yine en az üç dönem seçilen kişilerdedir. İktidar partisinde hem ücretli çalışan olup hem de ilk dönem seçilen yalnızca bir hekim milletvekili vardır!
Hekim sınıfları
İncelemem bilimsel veya tüketici olma iddiası taşımamakla birlikte hangi sınıfın kimlerden müteşekkil olduğu ve neden bu kategorilendirmeyi yaptığım konusu tartışmanın ana fikrine içkin olduğundan, bu konuyu en sona bıraktım.
Tipik bir beyaz yakalıdan farklı olarak serbest çalışma olanakları, toplumsal statüsü ile birlikte “profesyonel” olarak adlandırılabilecek grubu karışıklıktan kaçınmak için ücretli çalışan olarak adlandırdım. Öz geçmişlerdeki muğlaklıklar kesinliği zaman zaman zorladığı için kamu/özel ayrımını yapamadım. Ayrı bir statü grubu olduğu için akademisyen vekilleri ayrı sayabilecekken bu kişileri farklı gruplara dağıtmayı sermaye ile ilişkilerini de göz önünde tutarak daha uygun gördüm.
Serbest çalışanlar küçük bir gruptur. Bu kesim doğrudan devletteki maaşlardan, yoğunluktan etkilenmektedir. Geleneksel olarak küçük burjuva olarak adlandırılabilirse de özel tıp merkezi gibi yatırımları olmadığı sürece bu grubun çıkarları çalışan kesime daha yakın durmaktadır. Bir ara kategori sayılabilecek özel tıp merkezi sahipleri geniş bir aralıkta gidebilmesine rağmen, sermaye/iktidar ilişkilerinin günümüzdeki durumuna ve nihayetinde doktordan artı değer transferine dayandığı için bu grubu sermaye grubunda saymak daha uygundur. Küçük burjuva adlandırması bu grubun düşük sermaye yatırımı yapan üyeleri için daha uygun kaçacaktır.****
Sermayedar grubu en gözden kaçan gruptur ki aslında en önemlisidir. Hekimler sayılırken öz geçmişindeki mesleki bilgiler temel alınmakta ancak kişilerin sermaye ile ilişkisi atlanmaktadır. Örneğin çeşitli “iş adamı” derneği üyesi hekim biyografisinde çalışan gözükse bile aslında sermaye grubuna dahildir ve öyle kabul edilmelidir. Bu grubu belirlemenin bir diğer zorluğu mal varlıklarının bilinmemesidir. Yine idareci grubuna girebilecek kimi hekimlerin aynı zamanda çeşitli üniversitelerin mütevelli heyetlerinde olması veya kamuoyunca bilinen sermaye ilişkileri olması durumunda bu hekimleri sermayedar saydım*****. Her ne kadar internet araştırmaları vs ile belli bir sayıya ulaşmış isem de milletvekillerinin mal varlığı açıklanmadığından ve siyaset sermaye ilişkisi herkesin malumu olduğundan kanaatimce sermayedar grubu daha kalabalıktır.
İzahat gerektirmesi nedeniyle idareci grubunun en sona bıraktım. Özel sektördeki idareciler olgusal olarak doğrudan sermaye ile ilişkili göründüğünden bu hekimleri sermaye grubuna dahil ettim. Yine parti bürokratı haline gelmiş bir iki istisnayı da bu gruba dahil ettim. Esas kafa karıştırıcı durum devlet idarecileridir. Bu kişilerin sermaye ile ilişkisi görünürde zayıftır ancak, sağlık sektöründe en büyük sermayedar devlettir ve performans sistemi açık bir şekilde artıdeğer aktarımına dayanmaktadır. (Özellikle iktidar partisinde başhekimlikten milletvekilliğe geçiş dikkat çekicidir.) İdareciler ile hekimler arasında aynı kurum içerisinde amirlik ilişkisi olsa da gerek pratikte gerek amirlik pozisyonunun getirdiği sorumluluklar dolayısı ile bu kişiler (sermaye kamunun olsa da) işverenin çalışan karşısındaki temsilcisi kabul edilmelidir. Bu kişileri ayrı bir kategori saymanın bir başka gerekçesi sözleşmeli yöneticilik kurumudur. Bu kurum ile yöneticilerin esas işlevi hekimlik değil idari işler olduğu gibi gelir kaynağı hekimlik mesleğinden ayrılmıştır. Grev yapan hekimlere yaptırım uygulayan başhekimler olduğu gibi tolere edenler de vardır ki sınıfsal pozisyon, mesleki kimlik vs. gibi çok sayıda etmenle ilişkilidir. Ancak gerek işlevleri, gerek gelir kaynakları, gerek göreli azlıklarına kıyasla temsili çoklukları düşünüldüğünde ayrı bir kategori olmayı hak eder.
İncelememde gözettiğim bir diğer husus seçildikleri dönem sayısıdır. Meclisteki hekimlerin yarıya yakını üç veya daha fazla dönem seçilmiştir. Özellikle iktidar partisinde hekim milletvekillerinde ağırlık bu yönde iken bu kişilerin ücretli çalışanlar ile bağları ciddi anlamda kopmuştur. Haksızlık etmemek adına belirtmek gerekir ki altı dönemdir milletvekillik yapan bir muhalefet milletvekilinin de çalışanlar ile ciddi bir ilişkisi olduğunu söylemek zordur.
Sonuç
Uzunca süredir hekimler açısından aksamakta olan sağlık sisteminde aralık ayından itibaren yeni bir sürece girilmiştir. Bu süreçte kamuda ücretli çalışan hekimler sendikal faaliyetlerini ve eylemlerini arttırmıştır. Grev gibi lobi faaliyeti de meşru bir mücadele yöntemi olsa da hekimlerin bu alanda ciddi zayıflığı gözlenmektedir. Bize kalırsa lobi faaliyetlerinde yetersizliğin temellerinden birisi hekimlerin sınıfsal pozisyonuna göre yasama organındaki temsillerindeki eksikliktir, bir diğeri de hekimlerin sınıfsal konumlanışının gözden kaçmasıdır. Kamu veya özel sermayenin temsilcisi olan hekimler ile geçimini emek gücünü satarak sağlayanlar arasında örtük veya açık çıkar çatışması olabileceği ve hekimlerin homojen bir grup olmadığı göz önüne alınmalıdır.
Türkiye’de hekimlerin ezici çoğunluğu kamu veya özelde ücretli çalışanken 46 milletvekilinin yalnızca 17’si bu konumdadır, üstelik iktidar partisinde neredeyse hiç temsil edilmemektedir. Hekimlerin temsil sorunu lobi faaliyetlerinde göz önünde bulundurulurken sendikal faaliyetlerin önemi de azımsanmamalıdır. Belki de ağırlık bu alana verilmelidir. Yıllar süren lobi faaliyetlerine kıyasla sendikal faaliyetlerin hekim sorunlarının çözümünü hızlandırdığı gözlenmektedir.
Dr. Can Uğurpala
Psikiyatri Uzmanı
*yazı yazıldığı sırada kamu hastanelerinde çalışan hekimlerin önemli bölümü temel ödeme ve teşvik ödemesinden yararlanıyor olsa da kriz daha sürüyor.
**kuramsal düzlemde vekiller ulusun vekilidir ki segregasyon beklemek geriye gidiş olacaktır. Öte yandan sanılanın aksine ulusal iradenin tek temsilcisi olağan dönem meclisi değildir, ki bu apayrı bir konu. Bu düzlemler de sınıfsal konumlar konusunda noksandır.
***6 dönemdir mv olan ve parti görevleri alan birisinin geçimi için hekimliğe muhtaç olduğunu düşünmek saçma olacaktır.
****sınıflandırmaya kaynak çalışma kendi adına çalışanları küçük burjuva, tıp merkezi sahipleri vb leri kapitalist olarak adlandırmaktayken türkiye’de yerleşik terminoloji ikinci grubu da k.burjuva olarak sayma eğiliminde olduğundan bu adlandırmalar daha uygun görülmüştür.
*****atıf yapılan çalışmada executive ile capitalist’in en yakın ve en üst iki grup olması boşuna değildir.
- https://www.posta.com.tr/ekonomi/hekimlere-mujde-pratisyene-2500-lira-uzmana-5000-lira-2407426
- https://medimagazin.com.tr/guncel/hekimlere-ucret-artisi-saglayan-maddeler-cikartildi-98422
- https://medimagazin.com.tr/guncel/dipten-gelen-dalga-hekim-sendikaciligi-99617; https://www.saglikpersonelihaber.net/sendika/doktor-sendikalarinda-uye-artisi-dikkat-cekiyor-iste-uye-sayilari-h16467.html
- Alejandro Portes and Kelly Hoffman, ‘Latin American Class Structures: Their Composition and Change during the Neoliberal Era’, Latin American Research Review 38, February 2003. Ayrıca içinde Erdem Yörük and Murat Yüksel Class and politics in Turkey's gezi protests , New Left Review 89 September 2014
- TC Sağlık Bakanlığı Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2020