10-16 Mayıs Engelliler Haftası olan bugünlerde her sene farkındalık çalışmaları ile bir araya gelirken, iki seneden beri uzakta ama yanınızda olarak engellileri hatırlayıp; hatırlatıyoruz...
Dünyadaki hiç kimse ne engelli olarak doğmak ne de yaşarken engelliliği tatmak ister! Ama hayatın bize ne zaman, ne gibi sürprizler veya facialar getireceğini kimse bilemez. En önemli konu, insanların bazı durumlarla karşılaşmadan empati yapabilmeyi öğrenmesi güç ama çok önemlidir! Neden mi diyeceksiniz? Dünyadaki herkes bir engelli adayıdır. Yarın engelli veya yakını olduğunuz zaman sorunlar yaşamamak için, bugün empati yapıp; o engelleri kaldırmak, tüm engelsizlerin yapabileceği en önemli görev ve sorumluluk...
Engelliler olarak ne gibi sorunlarla karşılaşıyoruz diye beraber pencereden bakalım... En büyük iki hata; bence acıyarak bakmak, bulunduğu gruba almak istememek! İnsan nasıl bir engel ile karşılaştı ise ona göre kendisine bir çözüm bulmuştur. Örneğin, ayağı kopmuş bir kişi koltuk değnekleri ile istediği noktalara yürümeyi öğrenmiştir. Görmeyen bir kişi Braille alfabesi ile parmaklarını dokundurarak yazıları okuyabilmekte ve duyduğu konuları, gören kişilerden çok daha iyi aklında tutabilmektedir. Engelli olmak demek, engelliler gibi yaşayamamak değildir! MS, epilepsi, down sendromluları görünce sosyal ortama almak istememek, kalp, böbrek gibi hastalara acımak inanın yapılacak en büyük yanlış! En büyük engel, engelimiz değil; engellenmemizdir!
Bizler engellileri engellediğimizin farkında mıyız? Hangi sorunlarla karşılaşıyoruz, beraber değerlendirelim. Kişisel olan alanları da bir kenara bırakıyorum ve sadece toplumsal noktaları ilgilendiren, yani herkesi düşünerek yapılması gereken noktalara dokunacağım... Yollar, kaldırımlar, belediyeler, otogarlar, garlar, parklar, spor salonları, bakanlıklar, üniversiteler, okullar gibi kurumlar tüm millet için yapılmış kurumlar değil mi? Birçok belediye engellilerin girişine uygun değil! Kaldırımların yüksekliği veya kaldırımın ortasına dikilmiş bir ağaç! Yollardan sökülen sarı noktalar! Otogar, metro gibi noktalarda asansörün olmaması!
Ülkemizde tam olarak engelli sayısı belli olmamasına karşın 2020 yılında TÜİK’in açıklamasına göre nüfusun %12.29’u engelli. Peki ailelerin 4 kişi olduğunu varsaysak, engelliler hayatımızın tam ortasında olmasına karşın üç maymunu oynayanların birçok şeyi fark etmemesi veya fark etmek istememesi...
Bu hafta "engellileri seviyoruz" demeniz önemli değil, "nasıl destekliyoruz" dediğiniz önemli! Neye baktığınız değil, neyi gördüğünüz; neyi duyduğunuz değil, neyi dinlediğiniz; neyi fark ettiğiniz değil, neyi hissettiğiniz önemli!
Bazı yanlışların düzeltilmesi için bazı yanlışların fark edilmesi gerekli. Yanlışları üst düzeyde olan kişiler daha iyi görür! Ricamız sadece engelliler haftasında görmeyin, sene 52 hafta! Soruyoruz; engelsiz mi, engel siz mi olacaksınız? Engel siz olmayın, çünkü bizi engeller engellemeyemez!
Sevgiyle kalın...
Ebru ÖZTÜRK