
Covid-19 salgınının dünyada ve ülkemizde pik yaptığı süreçte, her ülke kendine göre bir takım tedbirler alarak ülke vatandaşlarını korumaya, gerekli tedbirleri almaya çalıştı.
Ülkemizde de bir takım tedbirler alınmasına rağmen son bir aylık süreçte vaka sayısı ve can kayıpları artış göstererek, beklenenin de üzerinde tırmanışa geçmesi nedeniyle tedbir ve kurallar artırılırken; bazı ülkelerde de durum eski normallere dönerken bizde kuralların daha da sıkılaştırılacağına dair tahminler yapılmaktadır.
Salgının dünyada sağlık üzerine etkileri için önlemler alınırken, toplum alışkanlıkları üzerine de bazı etkileri olduğu görülmektedir.
Salgın nedeniyle ailelerin (karı, koca, çocukların) 24 saatlik zaman diliminde ‘tatil günleri hariç’ 3-5 saat birlikte geçirdikleri zaman diliminden neredeyse 24 saatlik birlikte gün geçirmeyi başarır hale geldi. Kimi ailelerde uzun süre bir arada bulunmanın etkisiyle de iç çatışmaların olduğu da gözlendi. Bu süreçte yine salgın nedeniyle de alışveriş konusunda, tembellik ve/veya alışveriş merkezlerine gidilememesi ve/veya üşenilmesinden dolayı internet üzerinden alışveriş yöntemi de pik yapar duruma geldi. Televizyon kanallarından aktarılan bilgiye göre %11-12 civarında seyreden internet alışları, günümüzde %30-40 oranlarına çıktığı tespit edilmiştir. Belki de bugünlerde bu oran %50’lere çıkmış olabilir.
İnternetten aklımıza gelen her türlü malzemeler satılırken, gıda takviyesidir diye isim verilen ve aslında ilaç olan üretimler de internet üzerinden alıcı bulmaktadır. İlaçlar sağlık bakanlığı, gıda takviyesi üretimler ise Tarım ve Orman Bakanlığı marifetiyle halkın kullanımına arz edilmektedir.
Sağlık Bakanlığı ruhsatlı ürünlerin halka tek arz noktası toplum eczaneleri olurken, gıda takviyesi diye tanımlanan üretimler de çeşitli kanallardan alıcıya sunulmaktadır.
Gıda takviyesi adıyla satılan ürünler Tarım ve Orman Bakanlığınca satışına izin verilmesi nedeniyle “gıda takviyesi” adını almışlardır. Oysa yukarıda da bahsettiğimiz gibi içerik olarak ve üretim teknikleri gereği ve ayrıca normal besin maddeleri ve Sağlık Bakanlığı ruhsatlı ilaçlarla da etkileşime girebilme ihtimalinden dolayı “ilaçtırlar” ve “toplum sağlığı “ açısından da çok önemlidir.
İster ilaç olsun, ister gıda takviyesi olsun her iki üretiminde mutlaka hekim ve eczacı danışmanlığında, kontrolünde halk sağlığı hizmetine sunulmalıdır. aksi takdirde çok ciddi sağlık sorunları yaşandığını gördük ve görmeye devam edeceğiz.
İnternetten satışı yapılan bu ürünlerin Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun kamu spotlarından da anlaşıldığı gibi %100’e yakınının sahte ürün ve/veya tahşiş edilmiş ürünler olduğu da net olarak anlaşılmaktadır.
Üstelik sağlık okur yazarlığının çok çok düşük olduğu ülkemizde internet üzerinden satışlarda ya komşu tavsiyesi ile ya da reklamların etkisinde kalarak alıcı bulduğu da yine bilimsel kaynaklarda özellikle vurgulanmaktadır.
Gıda takviyesi diye tanımladığımız ilaçların yanı sıra Sağlık Bakanlığınca ruhsatlı ilaçların da zaman zaman internet üzerinden satış denemeleri yapıldığını görüyoruz. Durum bu kadarla kalsa yine iyi diyoruz, çünkü birde ikinci el ilaç satışı denemelerinin yapıldığını da zaman zaman görmekteyiz.
Sağlık okur yazarlığının çok düşük olduğu ülkemizde, çoğu vatandaşımızın bilinçliymiş gibi görünen ama arka planda sadece komşu tavsiyesi ve/veya internetten görüp-duydukları ile kullanmış oldukları gıda takviyesi ürünlerin: kişi ve toplum sağlığına verdiği zararın görülebildiği bir duruma da göz ardı etmemek gerektiğidir.
Gıda Takviyesi diye tanımlanan ürünlerin bilinçsiz kullanımları ile ilgili televizyon kanallarından ve Hekim dostlarımızdan toplum sağlığına bilinçsiz kullanımların verdiği zararlar hakkında da söylemlerin olduğunu duymaktayız.
Sağlık Endüstrisi Kurumu Başkanlığı kurulacağına dair duyumlarımız mevcuttur.
Bu kurumun içerisine Türkiye İlaç Ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nunda dahil olacağı duyumlarımız arasındadır.
Dileğim odur ki; Sağlık Endüstrisi Kurumu Başkanlığı bünyesine Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki gıda takviyesi ürünlerinin satış izninin verildiği biriminin de dahil olmasıdır.
İlaç ve ilaç gibi davranış gösteren her üretimin tek elden, tek yönden kontrol ve denetimi sağlanarak, ehil ellerin dışında üretim ve servisin önüne geçirilir.
Bu ürünler de sağlık bakanlığı ruhsatlı ilaçlar gibi karekodlanır ve üretim bandından çıktığı andan son nihai tüketiciye kadar olan bütün basamakları kontrol altında olduğunda halk sağlığını tehdit eden unsurlar da kontrol altına alınabilir diye düşünüyorum.
Sağlıklı, mutlu ve huzurlu günlerin özlemiyle…
Saygılarımla…
Ankara Eczacı Odası Önceki Başkanı Ecz. Süleyman Güneş