Merkezi Hekim Randevu Sistemi kısaca ’MHRS’ 2010 yılında pilot uygulama olarak başladı. 2012 yılında yurt genelinde kullanıma geçildi. MHRS’nin en önemli amacı; hastaların muayene öncesi bekleme süresini ve poliklinik önündeki hasta kalabalığını azaltmaktır. Diğer hedefleri de; hastanelerde kaynak kullanım ve dağıtımının ölçülmesi suretiyle sağlık hizmetleri kalitesinin artırılması ve hekim iş gücünü etkin kullanılabilmesidir.
Peki geçtiğimiz 10 yılda MHRS bu amaçlarına ulaşabildi mi?
90’lı ve 2000’li yıllarda hastanelerde oluşan kuyruklar, muayene olabilmek için sabah erkenden hastaneye gelen hastalar herkesçe bilinmektedir. Bu sorunun çözümü için teknolojideki gelişmelerden de faydalanılarak MHRS geliştirildi. Bir nebzede olsa hastalar randevu günü ve saatini belirleye bildikleri için poliklinik önündeki bekleme süresi ve bekleyen hasta sayısı azaldı. Sonrasında özellikle sistemin yaygınlaşması ile birlikte hekim randevuları doldu ve uzun süre randevu alamayan hastalar sorunu başladı. Önceden poliklinik önlerinde oluşan kuyruk, artık MHRS randevusu alma portallarında oluşmaya başladı; yani hasta kuyruğunun yeri değişti.
Sağlık bakanlığı ve sağlık idarecileri, bu kuyruğu azaltmak için günlük hasta randevu sayısını arttırdılar yani hasta muayene süresini kısalttılar. Dünya sağlık örgütü ideal hasta muayene süresini 20 dakika olarak belirlemesine rağmen ülkemizde bu süre sağlık idarecileri tarafından 5 dakikaya kadar indirilmiştir. Üstelik 5 dakikalık sürenin hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. 5 dakikalık süre, yeterli anamnez (hasta hikayesi) alınması, fizik muayene yapılması, varsa daha önceki tahlil ve tetkiklerin değerlendirilmesi ve bu değerlendirmeler sonrası gerekli tahlil ve tetkiklerin istenmesi ya da tedavinin düzenlenmesi sonrasında tüm bunların hastalara anlatılması için yeterli bir süre değildir.
Hekimler, 5 dakikalık sürede ayrıcı tanıları azaltamadıkları için tanıya ulaşmak amacıyla daha fazla tahlil ve tetkik (kan tahlili, MR, USG vb) istemek zorunda kalıyorlar. Bu durumda poliklinik önündeki hasta kuyruğu azalırken laboratuvar ve görüntüleme merkezlerinde artmaktadır. Bir diğer artanda sağlık harcamalarıdır.
5 dakikalık muayene süresinde, nitelikli hasta muayenesi yapılamayacağı açıktır ve bu durum kaçınılmaz olarak özen eksikliği ve tıbbı hatalara yol açmaktadır. Bu sürede nitelikli hasta hekim ilişkisi de kurulamadığından hasta hekim arası güven duygusu da zarar görmektedir. Hekimlerin, mesleğe olan sevgisinde ve mesleki tatmin duyusunda azalma yaşanılırken, hastalarda nitelikli tanı ve tedaviye ulaşamadıkları için bir başka hekim ya da bir başka hastaneden tekrar randevu almaktalar. Yine hasta kuyruğu azalmazken, sağlık harcamaları(yeniden muayene, reçete, tahlil tektik vb) artmaktadır. Bu durumun daha kötü bir sonucu da sağlıkta şiddetti artırıyor olmasıdır. Türk Tabipleri Birliği şiddet çalışma grubunun belirlediği sağlıkta şiddet sebeplerinden birisi de kısa muayene süresidir.
Bir diğer sonucu da hasta veri kayıtlarında eksiklikler yaşanmasıdır. Bu da nitelikli sağlık istatistiği yapılamamasına sebep olmaktadır. Doğal olarak bu istatistiklere göre geliştirilen sağlık politikalarında da yanılmalar olacaktır.
Görüldüğü gibi MHRS hasta kuyruğunu azaltmak için MHRS randevuları 5 dakikaya indirildiğinde; hastalar nitelikli tanı ve tedaviye ulaşamamakta, hekimlerin mesleki tatmini azalmakta, sağlıkta şiddet olayları artmakta, sağlık harcamaları artmakta ve hastalar aynı şikayetleri için tekrar tekrar MHRS randevusu alarak sistem kısır döngüye girmektedir. Bu nedenle MHRS de yaşanılan yoğunluk için kısa muayene süresi yerine sağlık kurumları arasında sevk zincirinin etkin bir şekilde kullanıma geçirilmesi daha iyi bir seçenek olabilir.
Bu konu ile ilgili Sağlık bakanlığına Türk Tabipleri Birliği başvurusu ve Kütahya milletvekili Dr. Ali Fazıl Kasap beyin soru önergesi bulunmaktadır. Sağlık Bakanlığının konu ile ilgili cevabı hekimler tarafından merakla beklenmektedir.
Dr. Fikret ÇALIKOĞLU