Özellikle kış aylarında sobaların, kombilerin ve şofbenlerin yanmasıyla birlikte ülkemizin her bölgesinde karbonmonoksit zehirlenmeleri yaşanıyor. Bacasız kömür sobaları, açık ocaklar, bacasız gaz sobaları, gazlı japon sobaları, doğalgaz/LPG’li şofben ve kombiler, LPG tüplü ısıtıcılar, kapalı ortamda meydana gelen yanmalar ortamın oksijenini tükettiği için, katı ve sıvı yakıtlardaki karbonlu bileşiklerin tam olarak yanmaması sonucu karbon monoksit zehirlenmelerine zemin oluşturabiliyor.
Ayrıca, alışveriş merkezlerinin altında bulunan havalandırmasız garajlar ve araba yıkama yerleri de risk bölgeleri arasında yer almaktadır. Maalesef yakın zamanda lodos hava nedeniyle sobadan sızan karbonmonoksit gazından dolayı Kilis’te iki kişi daha zehirlenerek hayatını kaybetti. ‘Sessiz Katil’ olarak da nitelendirilen karbonmonoksit gazı önemli bir halk sağlığı sorunu olan zehirlenmelere neden oluyor ve kısa süre içerisinde tıbbi müdahale yapılamazsa ölüme neden olabiliyor.
Her yıl dünyada yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiği karbon monoksit zehirlenmelerine karşı gerekli önlemleri alıp zehirlenmeleri önlemek mümkündür. Karbonmonoksit gazı renksiz, kokusuz, tatsız ve irritasyona yol açmayan bir gaz olup, bu gazla zehirlenen kimse zehirlendiğini farkedemez. Karbonmonoksit zehirlenmesinden en fazla hamileler, yaşlılar, çocuklar, bebekler ve anemik kişiler etkilenmektedir. Zehirlenen herkes de aynı belirtiler görülmeyebilir. Olayın gelişim şekli, maruz kalma süresi, miktarı, maruz kalan kişinin kronik hastalığının olup olmaması, belirtilerin farklı olmasına neden olan en önemli faktörlerdir. Karbonmonoksit zehirlenmesinin özellikle erken döneminde ortaya çıkan bulantı, kusma, baş ağrısı, baş dönmesi, halsizlik gibi şikayetler gribal enfeksiyonlarla karıştırılabilmektedir.
Artan karbonmonoksit düzeyi ve maruz kalma süresine bağlı olarak kollaps, bayılma, nabız ve solunum hızının artması, koma, konvülziyon kalp ve solunumda yavaşlama, zayıf nabız; solunum yetersizliği ve ölüm meydana gelebilir. Bu şikayetleri yaşayan kişi sobalı evde yaşıyorsa, gazdan zehirlendiğinden şüphelenmeli ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Hemoglobinin karbonmonoksite afinitesi, oksijene kıyasla 220 kat daha fazladır. Bu nedenle ortamda çok düşük konsantrasyonlarda bulunsa bile kanda hızla birikerek oksijenin yerini alır. Oluşan karboksihemoglobin kiraz kırmızısı renkte olduğundan akut zehirlenmelerde deri, mukozalar ve tırnaklar anormal kırmızı renk alır. Bazı kişilerde %5 karboksihemoglobin düzeyinin üzerinde kardiyovasküler değişiklikler görülebilir. Ayrıca akut ve gecikmiş nörolojik hasarda ortaya çıkabilir. Ciddi zehirlenmelerde en az bir ay hasta hastanede gözetim altında tutulmalıdır.
Karbonmonoksit zehirlenmelerinde dokulara oksijen taşınamayacağı için zehirlenen bir kişiye yardım edecek kişi de kendisini mutlaka maske ile korumalıdır. Daha sonra kişi girdiği odanın hemen camını açmalı, gerekirse camı kırmalı ve hastayı açık havaya çıkarmalıdır. Hasta tehlikeden uzaklaştırıldığında hemen 112 Acil Servis’e haber verilmelidir. Tedavinin ilk basamağında hastaya oksijen verilmesi gerekir.
Ciddi durumlarda ise en önemli yapılması gereken hiperbarik oksijen tedavisi endikasyonlarını belirlemektir. Karbonmonoksit zehirlenmesinden korunmak için öncelikli olarak evlerde kullanılan soba ve doğal gaz gibi cihazların her yıl standartlara uygun olarak bakımlarının yaptırılması gerekir. Soba yakılan odaların da sık sık havalandırılması gerekir. Özellikle kapalı ortamlara yeterli oksijen sağlanmalıdır. Onun için pencerelerden içeriye oksijen girmesini sağlayacak açıklıklar olmalıdır. Doğal gazla ısıtılan evler ile şömine yakılan odalarda bulunan menfezler kesinlikle kapatılmamalıdır. Soba kullananlar ise baca ve soba borusu bağlantısının uygun biçimde yapıldığından emin olmalıdır. Ayrıca bacaların temizliğine dikkat edilmeli. Bacaların standartlara uygun biçimde yapılmış olması gerekmektedir. Rüzgâr yönüne göre yön değiştiren baca kapakları en uygunudur. Özellikle lodoslu havalarda ölüm oranlarında artış gözlendiğinden dolayı bacalar standartlara uygun değilse soba yakılmamalı, yakılması zorunlu ise gece mutlaka söndürülmelidir. Ayrıca karbonmonoksit sensörlerinin sobalı evlerde kullanılması ev içerisinde yaşayan kişilerin uyarılmasını sağlayabilir. Herkese sağlıklı günler dilerim. Saygılarımla.
MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ DEKANI PROF. DR. GÜLDEN OMURTAG