Dünya gündeminden eksik olmayan şiddet, sadece toplumlar, cinsiyetler arasında olmamakla beraber iş yerlerinde de görülmektedir. İşyerinde şiddet tehdit, dayak, bıçaklama, ateş etme, psikolojik travma, intiharlar ve intihara yakın olaylar ve her türlü tacizi içerir. Sağlık çalışanları, diğer sektörlerdeki çalışanlara göre daha yüksek oranlarda şiddete ve şiddete bağlı yaralanmalara maruz kalmaktadır. Pandeminin Sağlık hizmetlerinde yaşanan şiddet bakım kalitesinin olumsuz etkilemekle birlikte bakım maliyetlerini de arttırmaktadır. Dünya Sağlık Örgütünün raporuna göre her sağlık çalışanı iş hayatı boyunca %8-18 arasında şiddete maruz kalmaktadır. Sağlık sektöründe hekim, att, paramedik, personel ve güvenlik görevlisi kadar hatta bazı ülkelerde daha fazla şiddete maruz kalan hemşireleri de unutmamak gerekir. Avrupa ülkelerinde yapılan çok klinikli bir çalışmada sağlık profesyonellerinin şiddet görme oranı %22, Avustralya’da yapılan bir başka çalışmada da şiddete maruziyet oranı %87 olarak belirtilmiştir. Bu oranlar Ürdün’de %75, Suudi Arabistan’da %89.3, Tayvan’da %92.9 olarak bildirilmiştir. Tüm dünya ülkelerinde görüldüğü gibi ülkemizin sağlık kuruluşlarında da pek çok şiddet olaylarına tanık olmaktayız. Gaziantep’te yapılan çalışmada %69.7, Bursa’da %70.7, Tranzon’da %80 oranında şiddete maruziyet bildirilmiştir. Sağlık sektöründe yaşanılan bu şiddet olaylarının temel nedeni sağlık çalışanları üzerinde oluşturulan iş yükü ve hasta başına düşen hekim, hemşire ve personel sayısının yetersiz olmasıdır. Bunun yanında hemşire, hekim ve diğer sağlık personellerine yönelik gösterilen saygı ve medya üzerinden oluşan algı şiddet olaylarının yaşanmasında önemli etkenler arasındadır. Sağlık Bakanlığı yaşanılan şiddet olayları önlemek amacıyla 2009 yılında 27378 sayılı mevzuat çalışması, 27897 sayılı yönetmelik ve 2012 yılında İç işleri Bakanlığı tarafından yayımlanan ‘Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçların Soruşturulması” genelgesi ile sağlık profesyonellerine yönelik yaşanılan şiddet olayları engellenmeye çalışılmıştır. 2013 yılında sağlık çalışanlarına yönelik yaşanan şiddet olaylarını önlenmesini amaçlayan Beyaz Kod uygulaması başlatılmış olup 2013/2 ve 2016/3 sayılı Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’nin Hukuki Yardım” genelgeleri ile güncellenmiştir. Beyaz kod uygulamasanın başlaması ile beraber ülkemizde yaşanan şiddet olaylarını bildirme ve adalet karşısında yargılanma sürecine imkan sağlamıştır. 2012 yılında verilen beyaz kod sayısı 3.879 iken 2018 yılında ise beyaz kod sayısı 9108’dir. Gün geçtikçe artan beyaz kod sayısına sağmen caydırıcı cezaların verilmemesi/verilememesi nedeniyle sağlık kuruluşlarındaki şiddet olayları maalesef devam etmektedir. 2018 yılında verilen 9108 beyaz koda karşılık sadece 68 kişiye adli para cezası, 54 kişiye ise hapis cezasının verilmesi ve gün geçtikçe artmakta olan şiddetin önüne geçilememesi cezaların yeterince caydırıcı olmadığını göstermektedir. Sağlık profesyonellerine karşı yaşanılan şiddet olaylarını engellemek amacıyla beyaz kod uygulamalarının yaygınlaştırılması, beyaz kod uygulamalarına yönelik hizmetiçi eğitimlerin artması, hukuksal yönetmeliklerin gözden geçirilmesi, medyaya yansıyan şiddet olaylarının aktarılma şekline ve para cezası, hapis cezası gibi hukuksal süreçlerin gündeme getirilmesi gerekmektedir. Şiddet sadece hasta ve hasta yakınları kaynaklı değil aynı zamanda yetersiz iletişim becerelerine sahip sağlık çalışanlarınından da kaynaklanmaktadır. Sağlık çalışanlarından kaynaklı şiddeti engellemek amacıyla hemşirelik, tıp ve diğer sağlık hizmetleri öğrencilerinin müfredatına iletişim becerilerini geliştirmeğe ve şiddet olaylarının azalmasına yönelik uygulamalı dersler verilmelidir.
HEMŞİRE UĞUR TAKTUK