Tıp fakültelerinde uygulanan gelişim sınavı nedir ve neden yapılır?

1970’li yıllarda önce Kanada’daki McMaster Üniversitesi’nde, hemen sonra Hollanda’daki Maastricht Tıp Fakültesi’nde Probleme Dayalı Öğrenim (PDÖ) tıp eğitiminde kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonra çok sayıda üniversite de PDÖ’yü kendi tıp fakültelerinin bünyesine dâhil etmiştir.  Bu yenilik, ölçme-değerlendirme alanında da bir yenilik yapılmasını; çoktan seçmeli soruların (ÇSS) geride bırakılmasını ve problem çözmeye daha uygun tipte soruları içeren sınavlara ağırlık verilmesini gerektirmiştir. Çünkü PDÖ, doğası itibariyle bilişsel alanın yüksek düzeylerinde yer alan öğrenim çıktılarını hedeflemeye uygundur. Ayrıca, ÇSS içeren ve her ünite/komite/blok sonrası yapılan sınavlar, öğrencilerin sadece sınava yönelik çalışmasına ve bu nedenle ezberci anlayışa mahkûm olmasına yol açmaktadır.

Durum böyleyken, PDÖ sistemini kullanan bir tıp fakültesinde yer alan bir tıp eğitimcisiysek, ÇSS gibi uygulanması oldukça kolay olan bir araçtan vazgeçmek zorunda mıyız?

Hayır, çünkü Gelişim Sınavı (Progress Test) tam bu noktada imdadımıza yetişir.

Gelişim sınavı, 6 yıllık tıp eğitimini sonucunda hedeflenen çıktıların tamamını kapsayan soruların bulunduğu bir sınavdır. Yani gelişim sınavında sorular; birinci sınıftan altıncı sınıfın sonuna kadar öğrenilmesi hedeflenen bütün öğrenim hedeflerini sınar. Buna rağmen bu sınava, hangi sınıfta olduğu fark etmeksizin bütün tıp öğrencileri belirli aralıklarla girer.

Evet, örneğin ikinci sınıftaki öğrenciler henüz patoloji namına pek bir birikimleri olmamasına rağmen üçüncü sınıfta öğrenilmesi hedeflenen patolojiye dair bilgileri sınayan sorularla muhatap olacaklar, karın muayenesinin ne olduğuna dair en ufak bir fikri bile olmayan birinci sınıf öğrenciler ise ileusun tedavisini şıkların arasından seçmeye çalışacaklardır.

Garip geldi değil mi; henüz öğrenmedikleri konularla ilgili soruları bilmeyeceklerini bile bile neden soruyoruz?

Çünkü bu GELİŞİM sınavı. Dikkat ettiyseniz, öğrencilerin sınava belirli aralıklarla gireceğini söylemiştik –sırası gelmişken, gelişim sınavının genellikle yılda iki ya da dört kez yapıldığını belirtelim. Bu sınava her sene giren öğrencinin, daha üst sınıflara geldikçe yıllar içinde daha fazla puan alması beklenir. Aldığı puanlar takip edilerek gelişimi izlenir, öğrencinin kendisi de gelişiminden haberdar olur.

Gelişim sınavının meydana getirdiği en büyük avantaj belki de öğrencilerin “sınava yönelik çalışma” gibi doğal ama zararlı eğilimine engel olmasıdır. Çünkü 6 yılın tamamıyla ilgili bilişsel kazanımları ölçmeyi hedefleyen bir sınava “son gün çalışma”nın ve ezberci anlayışın fayda sağlayacağını ummanın beyhude olduğunu neredeyse her öğrenci bilir. Çıkmış sorulara bakarak ve çıkacağı garanti olduğu düşünülen konulara odaklanarak yüksek notlar almanın, gelişim sınavında pek mümkün olmadığı görülmektedir.

Gelişim sınavında sorulan soru sayısı tıp fakülteleri arasında değişir, genelde 100 ile 250 soru arası olduğu görülmektedir. Sınavdaki sorular, 6 yılı da kapsayacak türdedir. Hangi dalların ne ağırlıkta yer alacağı, fakültenin programından ve öğrenim hedeflerinden yararlanılarak ayarlanır. Sorular ve cevapları kişisel tecrübelere ve kanaatlere göre değil, literatürde yer alan kanıtlara dayanılarak hazırlanır.

Gelişim sınavının diğer bazı olumlu yanlarından bahsedecek olursak; sorular pratikte karşılığı olan bilgilere odaklıdır, geri bildirim için zengin bir kaynaktır, düzeyi yüksek olan öğrencilerin erkenden tespit edilebilmesini sağlar. Bazı olumsuz yanları ise şunlardır; sınavın ilk yıllardaki öğrencilerin sonuçlarıyla ilgili hassasiyeti düşüktür, sınavın hazırlanması çok sayıda kişinin emek vermesini gerektirir, 6 yılın öğrenim hedefleri derslerin öğrenim hedeflerine göre daha genel ifadeler olduğu için bu hedeflere yönelik soru hazırlamak zordur.

Gelişim sınavı genellikle biçimlendirici (formative) değerlendirme için yapılır, öğrenciler hakkında geçme/kalma kararı verilmez. Böyle olduğu için de öğrenciler bu sınavı pek önemsemezler; sınavda rahatlardır, sınavdan çıkınca soruları pek tartışmazlar, hatta bazıları sonuçlara bile bakmaz. Bu durum dezavantaj gibi görünse de PDÖ’nün öğrenciyi tehdit etmeyen ve onu merkeze alan doğasıyla uyumun göstergesidir. Yazı boyunca PDÖ ile çokça ilişkilendirmiş olsak da, gelişim sınavının PDÖ dışı sistemler kullanan tıp fakültelerinde de uygulanmasında bir sakınca yoktur.

Tıp eğiticilerinin, gelişim sınavlarının nasıl hazırlanacağı ile ilgili şu yazıyı da okuması önerilir: http://tipegitimivebilisimi.blogspot.com/2019/07/gelisim-snavlar-nasl-hazrlanr-ve.html

Tıp eğitimi alanından bilgiler için takip etmeniz önerilir: https://twitter.com/tipegitim

 

 

KÂMİL VÂSIK YÛZEY