YÖK’ün yatay geçiş genelgesi hukuka aykırıdır

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 29/05/2020 tarihinde “Küresel Covıd-19 Salgını Dolayısıyla Yurt İçindeki Yükseköğretim Kurumlarına Yatay Geçiş Koşulları” başlıklı bir Genelge yayımlamıştı.

Bu Genelge ile YÖK tarafından tanınan yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarında okuyan öğrencilerin Türkiye’deki üniversitelere yatay geçiş yapmalarına ilişkin bazı kolaylıklar sağlanmıştı.

Getirilen ilk kolaylık, yatay geçiş kontenjanlarıyla ilgiliydi. Genelgede, Tıp, Diş Hekimliği, Eczacılık, Hukuk, Öğretmenlik, Mühendislik ve Mimarlık programları için yurt dışı yatay geçiş kontenjanlarının yurt içi yatay geçiş kontenjanının yarısı kadar olmasına, diğer bölümler için ise yurt içi yatay geçiş kontenjanı kadar olmasına karar verilmişti. Yine aynı Genelgede, YÖK tarafından kabul edilen dünya üniversite sıralamalarının herhangi birinde ilk 1000’de yer alan üniversitelerin programlarından yatay geçiş yapacak öğrenciler için bu kontenjanın, yurt içi yatay geçiş kontenjanı üst sınırına kadar kullanılabilmesine izin verildi.

Keza aynı Genelgede, öğrencilerin yurt dışındaki yükseköğretim kurumuna kayıt olduğu yılda, ÖSYS/YKS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda yayımlanan yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından yatay geçiş işlemlerine ilişkin duyurudaki asgari ÖSYS/YKS puanına veya muadil belgelere sahip olmaları gerektiği ifade edilmişti.

Bu hususta 2019 yılı kılavuzunda, “2019-2020 eğitim-öğretim döneminde yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarına kayıt yaptıracak öğrencilerin, daha sonraki yıllarda yapacakları yatay geçiş başvuruları değerlendirilirken Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) kılavuzlarında başarı sıralaması şartı getirilen Tıp, Hukuk, Mühendislik, Mimarlık, Öğretmenlik gibi programlar için 2019-YKS’ye girmesi ve ilgili program için aranan başarı sırasını sağlaması gerektiği” ifade edilmekteydi.

Buna göre, 2019 yılında yurtdışındaki bir üniversitenin Tıp, Hukuk, Mühendislik, Mimarlık, Öğretmenlik programlarına kaydolan bir öğrenci şayet Türkiye’de bu programlar için getirilen başarı sıralaması şartını sağlamamış ise YÖK Genelgesine göre Türkiye’deki bir üniversiteye yatay geçiş yapması mümkün değildi.

Doğrusu buraya kadar anlatılan çerçevede Genelgede itiraz edilecek bir durum bulunmamaktaydı.

Ancak Genelgede, anlaşılması güç bir biçimde bir adım daha atıldı ve YÖK tarafından tanınan, Academic Ranking of World University, QS World University Rankings, Times Higher Education World University Rankings gibi sıralama kuruluşları tarafından yapılan dünya üniversite sıralamalarının herhangi birinde ilk 1000’de yer alan üniversitelerin programlarında okuyan öğrenciler için bu şart kaldırıldı. Yani bu üniversitelerde okuyan öğrenciler Türkiye’deki başarı sırası ne olursa olsun Türkiye’deki Tıp, Hukuk, Mühendislik, Mimarlık, Öğretmenlik programlarına yatay geçiş yapabileceklerdi. Genelgenin asıl sorunlu yeri de burasıydı.

Bu uygulamanın hukuka ve fırsat eşitliğine aykırı olacağı açıktır.  Zira, üniversite sıralama kuruluşlarınca ilk 1000’de gösterilen her  üniversitenin öğrenci kabul kriterlerinin bizim sistemimizden daha iyi bir seçme yaptığı iddia edilemez. Hatta kanaatimce bizim öğrenci seçme sistemimiz dünyada en nesnel ve en başarılı sistemidir. Kanaatimce, Hacettepe’de tıp okumaya hak kazanan bir öğrenci dünyanın her üniversitesinde tıp okuyabilir. Keza ODTÜ’de mühendislik okumaya hak kazanan öğrenci için de bu tespit geçerlidir. Bu öğrencileri, sırf ilk 1000’de yer alan bir üniversiteye kayıt yaptırma hakkını elde etmiş bir öğrenci ile eşitlemek adil bir uygulama değildir. Bu sebeple YÖK’ün uygulaması yanlış olmuştur.

Zaten bu karardan sonra adı sanı bilinmeyen, ancak bir şekilde bu listelerde ilk 1000’de yer alan, fakat parayı bastıranın herkesin kayıt yapabildiği bazı üniversitelerden yatay geçişlerin yapıldığı ortaya çıktı. Hiç tereddütsüz ifade etmek isterim ki bu bir skandaldır.

Ancak daha da önemlisi YÖK’ün bu kararının hukuka aykırı olmasıdır. Zira 24/4/2010 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Yatay Geçiş Yönetmeliğinin 14. maddesinin 5. fıkrasında “Yurtdışında yükseköğretime başlayan öğrencilerin Türkiye’deki yükseköğretim programlarına geçiş başvurularının değerlendirilmesinde kullanılacak olan, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavlarındaki asgari puanlar ile bunlara eşdeğerliği kabul edilen sınavlar ve puanları, üniversiteler tarafından belirlenen yurtdışı yatay geçiş kontenjanları ile birlikte Yükseköğretim Kurulu tarafından ilan edilir. Adayların, yatay geçiş başvurusu yapabilmeleri için en az ilan edilen puanlara veya üzerindeki puanlara sahip olması gerekir.” denilmektedir.

Bu fıkra hükmüne göre, YÖK, belirtilen listelerde ilk 1000’de yer alan bir üniversiteden “herhangi bir başarı sırası öngörmeksizin dünyanın herhangi bir üniversitesinden koşulsuz olarak yatay geçiş yapılabilir” diyemez.  Burada YÖK’ün takdir yetkisi sınırları içinde kalmak kaydıyla, yargı mercilerince denetlenebilir bir kriter ortaya koyması zorunluydu. Nitekim bu keyfiliğin sonuçları ortaya çıkmış ve Türkiye’de hiçbir koşulda tıp okuma hakkı kazanamamış bazı öğrenciler YÖK’ün bu kararı ile Türkiye’deki üniversitelere yatay geçiş yapabilmişlerdir.

Özetle, YÖK’ün bu uygulamasının (tıp, hukuk, mühendislik ve öğretmenlik alanları için) Yönetmelikte dayanağı bulunmamaktadır. YÖK, kendi yönetmeliğine aykırı bir işlem tesis etmiştir.

Burada YÖK’ün Genelgesine göre tesis edilen yatay geçiş işlemlerinin iptali ile birlikte bunun dayanağı olan Genelgenin iptali halinde, ortaya çıkan adaletsizliğin düzeltilmesi mümkün olacaktır.

Etiketler
YÖK
yatay geçiş
üniversite